7 Şubat 2012 10:33
Hasan Bektaş

 Gar konum itibarı ile o kadar güzel bir yerdedir ki buranın sermayedarların iştahını kabartmaması elbette düşünülemez. İşte bundan sonra başladı Haydarpaşa üzerinde oynanan oyunlar.
Marmaray projesi
Haydarpaşa Garı ve çevresindeki yaklaşık 1 milyon metre kare arazinin elden çıkarılması için yapılması gereken iş Marmaray projesinin kamuoyuna sunulması oldu. Bu kapsamda yüz yılın projesi diye sunulan proje de boğaz tüp geçişle geçilecek, böylece Gebze’den Halkalı’ya kesintisiz bir şehir içi ulaşımı sağlanacaktı. Projede özellikle Gebze’den gelen hat Söğütlüçeşme istasyonundan sonra Haydarpaşa’ya uğramadan Üsküdar’a doğru döndürülmesi ile Haydarpaşa boşa çıkartıldı. Böylece atıl kalan gar her türlü satışa hazır hale gelmiş oldu.
Haydarpaşa ve çevresi ile ilgili planda, önce içinde elli katlı yedi gökdelen ile Manhattan’a benzetildi, tepkiler gelince binalar yan yatırıldı. Yüksek binalar olmayacak dendi. Sonra bundan da vazgeçildi. Venedik’e benzetilmiş başka bir proje ortaya atıldı. En son olarak 25 Kasım 2011 tarihinde İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinin almış olduğu kararla gar binasının üç katından ikisinin kültür merkezi alt katının da gar olarak kullanılması, çevresinin ise çeşitli ticaret, kültür ve dini tesisler olacak şekilde yeniden projelendirilmesi kararı çıktı.
 Marmaray projesi ile atıl kalması planlanan Haydarpaşa Garı daha bu hayata geçmeden diğer yandan yürütülen YHT (Yüksek Hızlı Tren) projesi ile 1 Şubat 2012 tarihinde sadece banliyö trenleri hariç Anadolu’dan gelen bütün trenlere kapatıldı. Oysaki YHT yolu Ankara’dan Eskişehir’e ve Konya’ya, Eskişehir den İzmit’e ( Köseköy) kadar ayrı bir hattan gelmesine rağmen buradan sonra ayrı bir yol yapılmayıp işletme hızı saatte 160 Km’yi geçmeyecek mevcut yolun kullanılması aslında YHT’yi seçimlerinden önce İstanbul’a (Pendik’e) getirme telaşından başka bir şey değildir. Kapanması nedeniyle etkileri saymakla bitmeyen bu uygulama ile sadece Adapazarı-İstanbul arasında günde 24 trenle, günlük ortalama 10 bin yolcu, Anadolulun çeşitli yerlerinden gelen karşılıklı 22 ana hat ekspresi ile yaklaşık 4 bin yolcu taşınmaktaydı. Ayrıca bu hatta her gün binlerce ton da yük taşınmaktaydı.
1 Şubat 2012 tarihinden itibaren kapanan ana hat trenlerinin etkisi sadece ülkemizin en yoğun ulaşım hattını kullanan yolculara olmadı. Kapanmayla beraber yüzlerce  çalışan da mağdur oldu. Çünkü bu bölgedeki tren ve istasyonların güvenliğini sağlayan sayıları yaklaşık 280 olan  özel güvenlikler, banliyö gişelerinde çalışan, yine sayıları 175 civarında olan gişe memurları, ile gar ve diğer işyerlerinde çalışan temizlik elemanları da işsiz kalacaklar. Bu işsiz kalacaklar arsında birçok evli çiftin bulunması da işin diğer bir vahim yanı. Bunlarla birlikte Haydarpaşa’dan Adapazarı’na kadar yol güzergahındaki istasyonlarında bulunan küçük büfe ya da lokantalarda kapanmadan nasibini alacaklar. Ayrıca devlet memuru olup ta bu bölgede çalışan yüzlerce çalışanın da şimdilik geçici görevle başka yerlere gönderilmesinin ardından gelecekte ne olacakları konusu ise henüz belli değil.
On binlerce yolcunun mağdur edilmesi, yük taşımacılığının durması, onlarca çalışanın işten atılması ile başlayan YHT projesi aslında bir yandan da kısa zaman sonra Marmaray projesi ile kapatılmak istenen Haydarpaşa’nın da şimdiden halkın gözünde trensizleştirmeye ve yolcusuzlaştırmaya alıştırılmasıdır.
Ülkemizde ki özelleştirme ve güvencesiz çalıştırma uygulamalarının sonuçlarını çok net gördüğümüz bu yanlış uygulama da YHT ve Marmaray projeleri ile de ulaşım ne denli içinden çıkılmaz hale getirildiğinin açık bir örneğidir yapılanlar.
Bir yandan İstanbul halkının çıkarından çok birkaç sermayedarın çıkarı için hazırlanan bu şekildeki Marmaray projesi, diğer yandan günde en az on beş bin kişinin seyahat ettiği yolun kapatılarak yapılması planlanan YHT yolun kurumun ve ülkemizin yararına çevrilmesi için sendikamız BTS ve İMO’nun öncülüğünde kurulan Haydarpaşa dayanışması uzun zamandan beri mücadele vermektedir. Bu mücadele hem hukuksal mücadele hem de  filli mücadele şeklindedir. Bu anlamda da azımsanmayacak ilerlemeler kaydedilmesine rağmen henüz yanlışlardan vazgeçilmediği için kamuoyu daha fazla kentine ve yoluna ve tarihine sahip çıkmalıdır.

*BTS İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı

Evrensel'i Takip Et