9 Şubat 2012 12:19

Leyleğin atılmış yavruları

Ezgi Bakırcı

Sık rastlanan meslek hastalığı olan silikozis, kot taşlama atölyelerinde, döküm ve metal eşya işkolunda, silikojen tozun solunum yolları korunma mekanizmasını aşarak akciğere kadar ilerlemesi sonucu meydana geliyor. Akciğer kan ve lenf damarlarında çekilmeler ve şekil bozukluklarının oluşmasına neden olan hastalığın tedavisi yok. Sadece nefesi rahatlatıcı ilaç kullanılıyor.

Tüm dünyada bu işlem otomatik makinelerle yapılıyor fakat Türkiye’de ucuz olduğu için taşradan büyük kentlere gelen gençler tarafından sigortasız, maskesiz, havalandırması bile olmayan atölyelerde yapılıyor ve bu gençlerin büyük şehir maceraları  altı ay ile iki yıl sonunda ölümle sonuçlanıyor. Aslında silikozis; tünel, yol yapımında, döküm işinde ve madenlerde çalışanlarda rastlanan klasik madenci hastalığı. Ancak maden işçilerinin bir bölümü, 20-30 yıl çalıştıktan sonra bu hastalığa yakalanıyor, kot taşlama işi yapanlar ise hemen... Kısacası silikozis hastalığı dünyada maden işçilerinde görülen bir hastalık, fakat ülkemizde işverenlerin gereken sağlık önlemlerini almaması nedeniyle kot taşlama işçilerinde görülüyor.

İşçilerle yapılan söyleşilerde, denetimlerin yeterli olmadığı veya işyeri sahibinin gereken önlemleri denetim sırasında aldığı söyleniliyor. Örneğin İsmail Hakkı Durgun (36)  “Denetime geldikleri sırada bir atölye sahibi diğer atölye sahibine haber veriyordu. Denetime gelenler imalathaneyi boş buluyordu. İşçileri hemen çıkarıyorlardı. Bazen de işçileri çıkarıp ‘Kiralık veya Satılık’ yazısı asıyorlardı. İşin içinden sıyrılıyorlardı. Bazen de rüşvet veriyorlardı.” diyerek durumu açıklıyor.

Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre 1987-88’den bu yana en az 5-10 bin kişi kot taşlama işinde çalışmış. Kot taşlama işçilerinin bir çoğu sigortasız ve sosyal güvencesiz, günde 12 ile 16 saat yarım saatlik aralarla çalışmış. Çalışılan atölyelerde, basınçlı kumdan duvar parçalanmış fakat işçiler için gereken önlemler alınmamış. Basınçlı kumun tekrar tekrar kullanılması için havalandırma sistemleri yok. Ayrıca işçiler bu atölyelerde sadece çalışmamışlar, vardiya sistemiyle iş devrinde atölyenin üst katında yatmışlar. Yani 24 saat aynı koşullara maruz kalmışlar. Bu işyerlerinde tozu absorbe eden maddeler kullanılabilirdi. Örneğin su. Sağlık Bakanlığı bu yöntemle kot ağartma işini yasakladı. Peki bu bir son mu iş verenler için? Yeni atölyelerini daha az gelişmiş Suriye gibi ülkelere taşıdılar.

Silikozis hastalarının bir çoğu hastalandıktan sonra köylerine dönmüş ve ölümü bekliyor. Kısa olmayan yolları yürüyemiyor, merdiven çıkamıyor, bir çoğu kendisinden 8 kilometre uzaktaki hastaneye tedavi olmak için gidemiyor. Hem maddi imkanları yok hem de dayanacak güçleri yok. Bu noktada belediye ve bakanlıklara iş düşüyor. Hasta sayısı tespit edilmeli, ekonomik durumları ve sosyal güvencesi olmayan bu işçilerin tedavi olması için gereken maddi ve manevi desteği vermesi gerekli. Ayrıca Sosyal Güvenlik Bakanlığı daha birçok gencin ölmemesi için bu atölyelerde gerekli önlemleri alması ve aldırtması gerekmektedir.

“Torba Yasa” ile silikozis hastalığına yakalanan işçiler ve ailelerine getirilen sosyal güvence ve malullük aylığı ile ilgili düzenleme, özürlüler yasası altında inceleniyor, fakat Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi üyesi ve Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) yönetim kurulu üyesi Mehmet Demir, düzenlemenin meslek hastalarına tanınan haklar kapsamında yapılması gerektiğini söylüyor.

Geçtiğimiz hafta sonu kot kumlama işinde çalışırken silikozis hastalığına yakalanan İdris Oral’ın hayatını kaybettiği haberini okuduk. Oral’la birlikte bu hastalıktan dolayı ölen işçi sayısı 50 oldu.

Bir yanda beyazlatılmış kot almak için milyonlar verenler, bir yanda evine ekmek parası getirmek için kot beyazlatarak ölenler. Silikozis hastalığının varlığı bile “sınıf” kavramının ölmediğinin ya da etkisini azaltmadığının ve hatta ölüm getirdiğinin en azından ülkemizdeki kanıtı. Hatta öyle bir kanıt ki bu, aynı aileye mensup kişilere aynı hastalığı musallat edebiliyor.

Peki bu işçiler için ne yapılabilir? İşçilerin tek istediği devletin bundan sonraki yaşamlarını garanti altına alması...

Evrensel'i Takip Et