Garzon suçlu bulundu
İspanya’da yargıç Baltasar Garzon, davasında hakim, Garzon’u suçlu bularak 11 yıllığına meslekten men etti.Aşırı sağcı Falange Partisi ve iki derneğin, hakkında görevini kötüye kullanma ve Ulusal Mahkeme’yi yetkisi dışında kullanmakla suçlama yönelttiği Garzon, yasadışı dinleme yapmaktan suçlu bulundu.
Aşırı sağcı Falange Partisi ve iki derneğin, hakkında görevini kötüye kullanma ve Ulusal Mahkeme’yi yetkisi dışında kullanmakla suçlama yönelttiği Garzon, yasadışı dinleme yapmaktan suçlu bulundu.
ETA'ya karşı yürüttüğü büyük mücadele ve Franco dönemi suçlarını incelemesiyle tanınan yargıcın suçlanması büyük bir kesimin tepkisi çekmişti. Mahkeme, Garzon’un mahkumiyetinin Franco dönemi araştırmalarıyla bir ilgisi bulunmadığını savundu. (DIŞ HABERLER)
FRANCO KURBANLARI TANIKLIK YAPTI
Franco mağdurları, diktatör Franco rejiminde işlenen suçları araştıran Baltasar Garzon´a karşı açılan davada Garzon´un savunma tanıklığını yaptılar. Yargıç Garzon, 100 binden fazlası hendeklerde gömülü olan Franco mağdurlarıyla ilgili bir soruşturma açmıştı. Soruşturma sırasında, kendini “Temiz Eller” olarak adlandıran İspanyol aşırı sağcı küçük bir grup, yargıcın böyle bir soruşturmayı yasal olarak yapamayacağı gerekçesiyle Garzon hakkında dava açmıştı. Bu suçlama sonucunda mahkeme iddia makamını haklı bulursa, Şili diktatörü Augusto Pinochet´nin İngiltere´de tutuklanmasını sağlayan ve Arjantin´de 1976-1983 yılları arasında askeri yönetim sırasında işlenen soykırım ve işkence suçları nedeniyle Arjantin vatandaşı 98 kişi hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarmış olan yargıç Garzon Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca işten uzaklaştırılabilir.
İspanyol medyasının alışkın olmadığı bir tarzı olan yaşlı bir hanımefendi... Sanki bir yakınını kaybetmiş gibi siyahlar içinde... Bembeyaz olmuş saçlarını topuz yapmış. Franco dönemi suçlarını araştıran Baltasar Garzon´a açılan davayı canlı izleyen İspanyol RTVE televizyonu kameralarına takılan bu hanımefendinin adı, Era Maria Martin Lopez. Ancak 81yaşına geldiğinde yargıçların, avukatların ve mahkemenin karşısına çıkma fırsatını yakalayabilmiş. Bir kez daha annesinin kemiklerinin bulunması talebiyle... Mahkemede, 21 Eylül 1936 tarihinde Pedro Bernardo (Avila) köyünde, daha 6 yaşındayken Franco kuvvetlerinin annesini alıp götürdüklerini ve öldürdüklerini; sonra da ölüsünü sokağa attıklarını, yine gözleri önünde 27 erkek ve 3 kadını öldürdüklerini anlattı Garzon´un avukatı Gonzalo Martinez-Fresneda´ya. Babası da tutuklanmıştı. Cezaevinden çıktıktan sonra karısının kemiklerinin mezarından çıkarılması için uğraşmış ama tehdit edildiği için vazgeçmek zorunda kalmış. Her seferinde ona, “karının başına gelenlerin senin de başına gelmesini mi istiyorsun?” denilmiş.
Lopez, annesinin cesedini bir köprüye koyduklarını ve diğer 5 cesetle birlikte köprünün altında açılmış olan bir çukura 3 metre yükseklikten attıklarını ileri sürdü. Birçok yetkili kuruma başvurdu ve annesinin kemiklerinin bulunduğu yeri bildiğini belirten, o yerin kazılması için yardım etmeleri için sayısız mektup yazdı. Yaşlı kadın “Kendimi hep yapayalnız hissettim” dedi.
İspanya´da Cumhuriyetçilerin iç savaştaki yenilgisinden sonra iktidarı ele geçiren Franco ve kuvvetleri misilleme olarak on binlerce kişiyi cadı avı yöntemiyle ya kaybetmiş ya da toplu bir şekilde öldürüp yine toplu olarak çukurlara gömmüş ya da cezaevlerine tıkmıştı. Belleğimiz Derneği üyesi Era Maria Martin Lopez, Sierra de Gredos´da Franco kuvvetlerinin misilleme kurbanı olan annesinin kalıntılarını bulup ona bir mezar yapabilmek için bütün bir ömür mücadele etmiş. Franco’nun öldüğü 1977 yılından bu yana babasının ona, hep “bakalım anneni bulup onu benimle aynı mezara gömebilmeyi başarabilecek misin?” dediğini söyledi.
Tarihsel Bellek Derneği´nin Kanarya Adaları temsilcisi, 75 yaşındaki Pino Soso da ifade verdi. Babası Franco rejimi tarafından kaybedilen Soso´ya, üyesi olduğu derneğin neden Yüksek Mahkemeye başvurduğu sorulduğunda, “Adalet arıyoruz. Babamı evden aldılar, dövdüler ve cezaevine koydular. Onu alıp götürdüklerinde çok küçüktüm. Evimizin direğini alıp götürdüler. Annemin ömrü babamı aramakla geçti. Sonunda hasta düştü ve öldü” cevabını verdi. Soso, annesinin, babasının resmi olarak öldüğünü hiçbir zaman kabul etmediğini de söyledi. Çünkü annesi sürekli “onu canlı aldılar, canlı istiyorum” diyormuş.
Soso, aşırı sağcı Temiz Eller grubunun avukatı Jose Maria Ruiz’in kendisine yönelttiği zaman aşımına uğramış bir olay için neden Yüksek Mahkemeye gittikleri sorusuna, “yerel mahkemelere başvurduklarını ama hala bir yanıt alamadıklarını, ayrıca insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının söz konusu olamayacağını ve ona Yüksek Mahkemeye başvurması gerektiğinin söylendiği” cevabını verdi. Soso, ayrıca, çabalarının, babasının ve Kanarya Adaları Tarihsel Bellek Derneği’nce temsil edilen kayıp diğer 500 kişinin bulunmasında hiçbir işe yaramadığını da vurguladı. Strazburg Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi birçok yetkili kuruma yaptıkları başvurulardan hiçbir sonuç alamadıklarını ekledi.
Tarihsel Bellek Derneği’nin, Pontevedra Bölge temsilcisi, tarihçi Angel Rodrigez Gallardo ise yıllar sonra bölgelerinde yapılan araştırmaların, 1936´dan bu yana Meşru Cumhuriyet Hükümeti yetkililerinin sistematik bir şekilde ortadan kaldırıldığını ve bunun bir “soykırım hareketi” olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Gallardo: “Ortada işlenmiş ve sonuçsuz kalmış bir yığın suç vardı; bu insanlar nasıl öldürülmüştü, ölüleri ya da dirileri neredeydi?” şekliden konuştu. Tarihçi, bu nedenlerle 2006 yılında Ulusal Mahkeme’ye başvuruda bulunduklarını açıkladı ve ekledi: “Yıllar süren Franco diktatörlüğünün jandarma ve polisi, ellerinde bulunan ve kamuoyuna açıklamadıkları belgeler üzerinden süreci işlettikleri için, olayların nasıl geliştiği konusunda bilgi sahibi değildik. Bunu bilmek istiyorduk. Devlet kurumları hala bu baskı sürecini belgeleyecek belgelerin kamuoyuna, tarihçilere teslim edilmesi gerektiği konusunda duyarsızlıklarını sürdürmektedir.”
Bu mahkemede yargılanan kişi, sürekli olarak “insanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşımına uğramaz ve af kapsamına girmez” diyen bir yargıç ama olsun. Franco diktatörlüğü kurbanlarını temsilen birçok kız, oğul ve torun İspanyol adaleti mekanizmasında ilk kez de olsa dinlendiler ya...