Aziz Valentinin günü(sevgililer günü)
"Artık bütün albenisini yitirmiş, bayağılaşmış ve aşınmış bir sözcük: Sevgi..".Yılmaz Odabaşı ‘Sevginin Herkesten Şikâyeti Var’ adlı yazısında sevgiyi böyle tarif etmiş. Sevgiye bütün alfabesini yitirmiş ve aşınmış duygu yoğunluğu demek yerinde bir sözcük olsa gerek ki bu konuda görd&uum
Yılmaz Odabaşı ‘Sevginin Herkesten Şikâyeti Var’ adlı yazısında sevgiyi böyle tarif etmiş. Sevgiye bütün alfabesini yitirmiş ve aşınmış duygu yoğunluğu demek yerinde bir sözcük olsa gerek ki bu konuda gördüğümüz bir çok olay bu sözün doğru söz olduğunu da ispatlamaktadır. Sevginin anlamını yitirmiş olmasıyla ilgili birçok örnek verebiliriz ki bu örnekler yaşanmış olaylardan ibarettir, bunlardan bir tane ise geçenlerde yaşanan bir olay, sevginin insanlara nasıl anlatıldığını ve ne duruma düştüğünü bizlere göstermektedir; Ankara da bir genç sevdiği kız onla evlenmek istemediği için kıza baskılar yaparak defalarca kızı döverek ikna etmeye çalışmakta ki sonra bu durumu daha da büyüterek evlenmelerine kızın annesinin engel olduğunu kanısına vararak annesini onlarca yerinden bıçaklayarak öldürmüştü. Sistem bu olayı insanlara sıradan basit bir konu olarak aktarmaktadır ve toplum sevgi adına işlenen bir cinayeti doğallıkla kabul etmektedir. Sistemin yarattığı sevgiler ölümlerle, yıkımlarla sonuçlanmakta ve yaşanan ilişkilerde sevgi adına dair hiç bir şey bulunmamaktadır. Sistem insanların emeğini, haklarını sömürürken sevgiyi de onların yanına koyarak sevgiyi de sömürmekte. Ayrıca sistem insanlara sevgi denen imgenin hayatın her anında yaşamak gerektiğini göstermek yerine insanlara sevgiyi bir güne indirerek vermekte ve bugüne sevgililer günü demektedir. Sevgililer günü için sadece sistemin insanları tüketim kültürüne yönelttiği bir gün demek mümkün.
TÜKETİM VE SEVGİ
Toplum Kültürel anlamda Geleneklerini sömürülmek ve tüketilmek anlamında serbestçe yaşayabiliyor, Sanal bir illüzyon içinde konformizm ve kariyerizm gibi onlarca sömürü çarkı tarafından topluma dayatılan, sanal hedeflere yönlendirilmekte ve buna İman ettirilmektedir. Kadın Erkek eşitliğini sadece AVM’ lerde ( alış-veriş merkezi ) daha çok gözlenmekte ve gözlerimiz yaşarıyor tüketirken eşit olmanın verdiği duygusallıkta. Kuyumcular, alyans, altın ve gümüş firmaları sevgililer gününü kutlayan insanlardan daha mutlu bir durumdalar, giyim ve elbise firmalarında onlarca kampanya ve ışıklandırmalar çarpıyor bu günde gözümüze, vitrinler, AVM’ler sevgi ile dolup taşıyor. Sevgiyi alışverişe çıkarken onlarca bonus dolu kredi kartlarımızda sımsıkı sarılarak el ele tutuyoruz, Reklamlarda hayat, sevgi, aşk, Mutluluk gibi terimleri sık sık duyarız, fakat reklamlarda sevgi; Coca Cola, aşk; Araba, mutluluk ise, Lüks daireler olarak bizlere sunulmakta, sevgililer günü kampanyasından aldığımız ürünlerle sevgimiz doruklara çıkmakta, önümüzde ki ay gelecek olan faturanın verdiği neşeli haber ile sevginin bedelini ödemekteyiz.
AZİZ VALENTİNİN GÜNÜ
İnsanlar arasında yapılacak olan bir anket olsa, halkımızın kaçta kaçı bugünün çıkışı hakkında bilgi verebilecektir, merak etmekteyiz. Sevgililer gününün nerden çıktığı hakkında sizlere biraz bahsedelim; Katoliklerde bilindik olan bu özel gün Türkiye de ne gibi bir etki bırakmış olabilir? Aziz Valentin adında bir papaza adanan gün, günümüze sevgililer günü olarak bilinen bir gündür. Avrupa Katolikleri tarafından anlamlı olan aziz Valentin günü daha sonra sevgililer günü olarak asimile edilerek günümüzde kutlanmaktadır. Valentinenin kelime anlamı: hoşlanılan kişi veya seven kişidir. Türkiye de batı taklitçiliği hep imge ve semboller olarak taklit edilmiştir. Batı düşünce sistemi yerine batı Avrupa sembolik festival ve giyim kuşam anlamında anlaşılmış karşılığını bulmuştur. Yazımızın sonuna gelirken senede bir gün sevgilimizi hatırladığımız sevgililer gününü yani herkesin aziz valentin gününü kutlarız.