07 Mart 2008 00:00
Çağlayanda geç kalmış bir denetim
Önce Davutpaşada meydana gelen patlamada ölen 22 işçi, daha sonra Tuzla tersanelerinde yaşanan işçi ölümleri ve iş cinayetlerine karşı oluşan tepkilerin gündemde fazlaca yer edinmesi,
Önce Davutpaşada meydana gelen patlamada ölen 22 işçi, daha sonra Tuzla tersanelerinde yaşanan işçi ölümleri ve iş cinayetlerine karşı oluşan tepkilerin gündemde fazlaca yer edinmesi, hükümeti çok kaygılandırmış olacak ki, İstanbulda büyük bir bölümünü tekstil atölyelerinin oluşturduğu bölgelerde denetime başladı.
Çağlayan da bu bölgelerden biri. Haftanın başından itibaren ruhsatsız ve kayıt dışı çalıştıran yerleri denetlemeye koyuldular maliyeciler. Sabah işbaşı yapan işçiler, 2 saat sonra apar topar sokağa çıkartıldılar patronlar tarafından. Çağlayan sokakları kayıt dışı çalıştırılan işçilerin durumunu görmek açısından son derece vahim bir halde idi. Çağlayanda çalışan işçilerin yüzde70i sokaktaydı. Kimisi bundan çok hoşnut olmuştu, kimi işçiler ise kaygılıydı. Seviniyorlardı, çünkü yıllarca tek hakları maaşları ve yemek paydosları idi ve bu denetlemeler kısmi ölçüde bunu değiştirecekti. Kaygılanıyorlardı, çünkü yanlarında çalıştıkları atölyeciler bügünkü kazançları ile onların sigortalarını yapamazdı. Ya birçok küçük atölye kapanır ve işsiz kalırlardı; ya da aldıkları maaştan, haftalıktan kesilirdi. O zaman da geçinmek çok zor olurdu. Bu nedenle atölyecileri de kendilerinden farklı görmüyorlardı.
Çağlayan işçisi de sürekli denetimden yana, ancak denetimlerin büyük firmalardan başlamasını istiyor. Bir yandan 4 yıldır değişmeyen ve her yıl aşağı çekilen fason fiyatları, bir yandan kiraya, elektriğe, suya ekmeğe gelen zamlar... Çağlayanda çalışan işçiler, öldüklerinde hatırlanmak istemiyorlar ve denetimlerin sürekli olmasını, ücretleri düşürülmeden sigortalı olarak insanca yaşamayı istiyorlar.
Neslihan Karyemez
(Kağıthane/İSTANBUL)