27 Şubat 2008 00:00

Onların evi TEKEL


TEKEL özelleştirildi, ancak işçiler mücadeleden vazgeçmiş değiller. Fabrikalarını terk etmeyerek geleceklerine sahip çıkacaklarını gösteren işçiler, “Ölmek var dönmek yok” sloganını hayata geçirecekleri zamanın geldiğini düşünüyorlar.
TEKEL’in özelleştirilmesi, tütün üreticisinden fabrikaların kurulduğu bölgelerdeki esnaflara, işçilere ve onların çocuklarına kadan birçok kişiyi etkileyecek. Ancak TEKEL içinde öyle bir kesim var ki, onların hayatları temelinden sarsılacak.
Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyüyüp TEKEL’de çalışan işçiler için özelleştirme tam anlamıyla bir yıkım. Büyük çoğunluğunun kendilerine sahip çıkacak bir ailesi yok. Ailesi olanların da ekonomik durumları buna elverişli değil. TEKEL onlar için hem anne olmuş hem baba. En büyük kaygıları ise çocuklarını yurda vermek zorunda kalacak olmaları. Yetiştirme yurdundan Cevizli TEKEL Sigara Fabrikası’na giren Ahmet Çelik, “Gidecek hiçbir yerim yok. Ne annem var ne babam. Ne olacak, en sonunda eşimi boşayacağım, çocuğu da yetiştirme yurduna vereceğim. Kendim ne yaparım bilmiyorum” diye konuştu.
‘Benim ailem TEKEL’
1985 yılında annesinin vefatının ardından 7 yıl ablaları bakmış Çelik’e. 1992’de babasının da evlenmesiyle birlikte kendini yetiştirme yurdunda bulmuş. “Kimse arayıp sormadı. Yurttan çıktıktan sonra kendi çabalarımla değişik işlerde çalıştım. Daha sonra TEKEL’e girdim. Eşimi istemeye bile kendim gittim. Kimsem yok” diyen Çelik, yurtta yetişmiş birisi olarak çocuğunu yurda verme ihtimalinin kendisini çok üzdüğünü belirtti ve ekledi: “Çünkü orada arayanın soranın olmuyor, kimsen olmuyor, bayramlar bile sana zehir gibi geliyor.”
Yurttayken kendisini arayıp sormayanların TEKEL’e girdikten sonra aramaya başladığını aktaran Çelik, “Kötü zamanımda destekçi olmayan benim ailem değildir. Bu yüzden TEKEL benim ailem. Bu saldırıyı durdurana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz gözümüzü kararttık, her şeyi yapacağız. Ölmek var dönmek yok” diye konuştu. Çelik, Türk-İş’in özelleştirme sürecinde sessiz kalmasını eleştirerek, genel eylem yapılmış olsaydı özelleştirmenin gerçekleşemeyeceğini ifade etti.
‘Sosyal devlet anlayışına ters’
Hakan Özkılıç da yetiştirme yurdundan TEKEL’e giren işçilerden. Babasının vefatının ardından 3 kardeşiyle birlikte yurda verilmiş. Annesi kız kardeşlerini vermek istemediğinden, üç erkek kardeş 5 yıl yurtta kalmış.
“Diğer kardeşlerimin biri yurtta biri de Milli Eğitim Bakanlığı’nda hademe olarak çalışıyor. Burası kapanınca gidecek bir yerimiz yok. Çocuğumuzu yurda vermek zorunda kalacağız. Başka şansımız yok çünkü” diyen Özkılıç, AKP Hükümeti’nin uyguladığı politikaların işçileri, emekçileri daha da yoksullaştırdığını ifade etti. Özkılıç, “Sosyal devlet bu şekilde olmaz. Sat sat nereye kadar? Burayı satarak IMF’ye olan borcunun günlük faizini ödeyebiliyor. Ama sanayi tükeniyor. Sanayisi olmayan devlet borcu nasıl ödeyecek? Fabrikalar bizim için ve çocuklarımız için çalışsın” diye konuştu.
Hakan Özkılıç, Irak’a yönelik kara harekatının bilinçli olarak öne çekildiğini, halkın dikkati başka bir noktaya çekilerek, türbanın, özelleştirmenin ve vakıflar yasasının geçirildiğini kaydetti. Artık sloganların hayata geçirilme zamanının geldiğini belirten Hakan Kartalmış ise “Ölmek var dönmek yok. Ekmeğimiz yok edilmek isteniyor, bunun önüne hiçbir şey geçemez. Aklımıza gelen her türlü eylemi yapacağız. TEKEL işçisi direnişin simgesi olacak” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

Direniş ateşi sönmeyecek

TEKEL Tokat Sigara Fabrikası işçileri, 18 Şubat’ta gerçekleştirilen özelleştirme ihalesinden bu yana fabrikaya kapanma eylemini sürdürüyor. Fabrika önüne çadır kuran işçiler, Tokatlılardan destek bekliyor.
İşçiler fabrika önünde yaptıkları eylemlerle hükümete ve özelleştirmecilere tepki gösteriyorlar. Vardiya değişimi sırasında bir araya gelen 1100 işçi “IMF’nin itleri sattırmayız KİT’leri”, “AKP şaşırma sabrımızı taşırma” sloganlarını attılar.
Burada işçilere seslenen Tek Gıda-İş Tokat Şube Başkanı Suat Karlıkaya, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarttıklarını belirterek “TEKEL’in içki bölümü özelleştirilirken siyasilerin bize verdiği söze inandık. Ama bugün kimse bize söz vermesin, işimizin aşımızın garantisini versin” diye konuştu. Bu sefer vaatlere kanmayacaklarını ifade eden Karlıkaya, işçilere dayatılan 4/C uygulamasının sözleşmeli kölelik olduğunu ifade etti. Karlıkaya’nın konuşması işçiler tarafından “Hain vekiller”, “İşçiler burada vekiller nerede” sloganıyla karşılandı. Betül Şahin isimli bir işçi kızının okuduğu özelleştirme karşıtı şiir ise duygulu anlar yaşattı.
Eylemin ardından işçiler sloganlarla fabrika önünde direniş ateşi yaktılar. Özelleştirilmeler durdurulana kadar fabrikalarını terk etmeyeceklerini vurgulayan işçiler yeniden fabrikaya kapandılar. Eyleme EMEP, ÖDP, CHP, MHP, SP, Eğitim Sen, Kamu Sen ve Türk-İş’e bağlı sendikalar destek verdi. (Tokat/EVRENSEL)
Gökhan Durmuş

Evrensel'i Takip Et