29 Haziran 2007 01:00

Uluslararası sermaye ve onların işbirlikçileri, "al takke ver külah" seçim sonrası oluşacak yeni hükümet için borazancıları, medya kuruluşları aracılığı ile ayan beyan saptamalar yaparak sandık başına gidecek seçmenleri yönlendirmeye çalışırken; demokrasi güçleri, sahneyi olduğu gibi kaplayan bu yalan perdesini söküp atmak için cansiperane uğraş veriyorlar. Son olarak Marmara Bölgesi'nde iş adamları ile yapılan bir ankete göre seçim sonrası; merkez sağ ve merkez sol partilerin bir koalisyon hükümeti kurabilecekleri oy oranlarını aktaran sermaye borazanları, tabiyetleri gereği demokrasi güçlerinin seçim çalışmalarından saniye veya tek satır söz etmemekte; söz ediyorsa da dolaylı olarak demokrasi güçlerini karalayan “bayrak elde” mitingleri sonrası, iktidar meselesinde halen kıvamına gelememe hezeyanı yaşayan CHP lideri Baykal, DTP ve dolaylı olarak tüm demokrasi güçlerini karalayarak milliyetçi-şoven açıklamalarla, sermayedarların kusursuz temsilcisi olmaya aday, en çok "aferin"i almaya çalışırken Başbakan Erdoğan; “trend”ini düşürmemek için "tek bayrak, tek vatan..." söylemleri ile Baykal'la aşık atmakta, üç hilalciler; "Ya Allah bismillah Allah-u Ekber" diye tekbir getirerek bir kez daha titreyip kendilerine döndüklerini göstermekte; ovada siyaset yapılmasını isteyenler, kaybedip buldukları atlarının sırtında cenk marşları söylemekteler.
Bin Umut Bağımsız Milletvekili Adayları ve bu adayları destekleyen partilerin dışında kalan tüm partiler, öyle veya böyle "bayrak elde", kendi cenahları dışında kalanları bayrağa sahip çıkmamakla suçlayarak ülkedeki en büyük demokratik sorunu, yani Kürt sorununu ve yoksulluğu görmezden gelerek sermayedarların karşısında gazoz şişesi gibi dizilmektedirler. Demokrasi güçlerinin temsilcisi bağımsız adayların seçilmemeleri için her türlü karalamayı yapan bu cenah, bağımsız adayların seçilmeleri sonrası neler olabileceğinin sinyallerini de şimdiden vermektedirler.
Son iki haftadır bu köşede, Zonguldak bağımsız milletvekili adayları ile yaptığım röportajlarda; milliyetçi-şoven söylemlerle, bilinçli-bilinçsiz açıklamalar yapan adayların seçim hesaplarını kelimesine dokunmadan aktararak, Bin Umut Bağımsız Milletvekili Adayları ile farklılıklarını göstermeye çalıştım. Emeğin başkentiyken emeklinin başkentine dönüşen Zonguldak' tan bağımsız milletvekili adayı olanların da dünyadan bihaber olmaları elbette ki can sıkıcıydı!
Bir gazeteci ve EMEP Zonguldak milletvekili adayı olarak, röportaj yaptığım adayların bir dostluk belirtisi olarak şahsıma ve savunduğum düşünceye yönelik bir soru yöneltmemeleri de can sıkıcıydı! Ama asıl can sıkıcı olan, ülkede yaşanan bu şoven dalgaydı.
Tez elden, demokrasi ve emek güçlerinin daha sıkı birliğinin sağlanması için çalışmaya, seçim çalışmalarına başlamalıyız. Biz, partililer, gazetemiz ve seçim broşürümüz elimizde, yalan perdesini söküp atmak için her zaman halkın arasındayız. Biliyoruz ki EMEP işçi ve emekçilerle. Yaşasın demokrasi mücadelemiz!
Fahri Bozbaş

Evrensel'i Takip Et