08 Mart 2012 07:19

YGS yaklaşıyor, sorunlar büyüyor, peki ya biz?

Hepimizde olur bu…YGS’yi düşününce bile içimizi bir korku ve endişe kaplar. Sürekli değişen sınav sistemi zaten bizi allak bullak ederken; iki senedir ortaya çıkan kopya iddiaları kafamızı iyice karıştırmış ve bizi sınavdan korkar hale getirmiş durumda…Sınav tarihi yaklaştıkça çevreden gelen baskıl

Paylaş
Çanakkale Lisesi Öğrencileri

YGS’yi düşününce bile içimizi bir korku ve endişe kaplar. Sürekli değişen sınav sistemi zaten bizi allak bullak ederken; iki senedir ortaya çıkan kopya iddiaları kafamızı iyice karıştırmış ve bizi sınavdan korkar hale getirmiş durumda…

Sınav tarihi yaklaştıkça çevreden gelen baskılar, sınava bir ay kala çıkarılması ve eklenmesi düşünülen konular olayı daha da çıkmaza sokuyor. Hal böyleyken dershanelere, özel hocalara döktüğümüz tonlarca para eğitim sisteminin trajikomikliğini ortaya çıkarıyor. Fakat sözde parasız olan eğitim, bir tarafta parası olana her türlü imkanı sağlarken, diğer tarafta belki de evde yiyecek yemek bulamayanlara kendi imkanlarıyla çalışarak sınava girmeyi dayatıyor. Okullarda verilen eğitimin bilimden uzak , “muhafazakar” olması ayrıca bir sorun…

Peki, bu sınavı kim kazanacak? Sınırsız imkanları olan cemaatçiler mi, yoksa emeğiyle çalışan ,çabalayan biz ‘tinerciler’ mi?

Peki devletin sağladığı bu ‘güzel’ eğitim gerçekten parasız mı?

Hepimizin bildiği gibi eğitim sistemimiz ezberci, paraya dayalı ve adaletsiz bir sistem. Üstelik bizden “bağış” adı altında alınan paralar, kayıt paraları, fotokopi paraları bir dağ gibi gözümüzün önünde dururken; devlet bu dağın üzerini kapatmaya çalışıyor ve içleri boş, bilgi vermekten uzak ders kitaplarıyla gözümüzü boyamaya çalışıyor. Kitaplarımızın bize bir şeyler vermemesi, bizi öğrenmek için değil sınavı kazanmak için çalışmaya yönlendiriyor.

Üstelik her birimiz üniversitede karşımıza çıkacak harç paralarını ve mezun olduğumuzda iş güvencemizin olmayacağını bilerek sınava motive olmaya çalıyoruz.

Günler ilerliyor, sınav yaklaştıkça bu bahsettiğimiz sorunlara bağlı olarak stres ve kaygımız da artıyor. Ailelerimizin, çevremizin bizden beklentileri yüksek. Peki bizler ne istiyoruz? Bu soru bize sorulmuyor. Bizim düşüncelerimiz, isteklerimiz hep göz ardı ediliyor, erteleniyor. Biz bile kendi isteklerimizi değil sistemin dayattığı şeyleri yapar hale geliyoruz. Gelecekteki mesleğimizi, yeteneğimize göre değil maaşına ve iş imkanına göre seçiyoruz.

Sistemin bu baskısı omuzlarımıza yüklenmiş bir yük ve biz bu yükü kaldırmaya çalışan mağdurlarız.

Bütün bunlara rağmen güvenceli bir gelecek, sınavsız bir eğitim istiyoruz. Hayatımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, akrabalarımızı kısacası sınav yüzünden kaybettiğimiz zamanımızı geri istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Pembe metrobüs

SONRAKİ HABER

Patron ve müdür el ele haydi sömürüye!!!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa