8 Mart 2012 10:25

Ne söylersek söyleyelim; insan aklının almayacağı bu tablo karşısında duygularımıza yenileceğiz. Ve birileri çıkarak tecavüzcüleri, katilleri, işçi kıyımı yapan patronları savunacak, "bizim çocuklar" diyecek. Ve dava dosyaları kapanacak. Örgüt çıkmayacak arkasından. İhmal çıkacak. Hrant Dink katledilecek ve belki de ülke tarihinin en organize cinayeti işlenecek. Bir çocuk kızıp yapmış olacak. Daha sonra adına Hocalı Anması dedikleri, nefret suçları kapsamına giren bir mitingle, ağzınızdan tükürükler saçarak, bu ülke bize dar geliyor diyeceksiniz. Ogün Samast'a, ırkçı bir katile, tezahürat eden bir kitlenin önünde yürüyecek İçişleri Bakanınız ve dökülen kan yerde kalmayacak diyecek.

İyi çocuklarınız kan yerde kalmasın diye öldürüyorsa Hrant'ı, amirleriniz ve cezaevi müdürleriniz farklı ırkların, etnik toplulukların, inanç gruplarının, azınlıkların infaz emri olarak algılıyorsa açıklamalarınızı…

İşaretlenecek elbette, Adıyaman'da Alevi vatandaşların evleri. Başbakanınız çıkıp başka dinlere, başka mezheplere geçit yok dercesine, dindar gençlik yetiştireceğiz, kindar gençlik istiyoruz derse. Başka mezheplere kin besleyen "iyi çocukları"da yetişecektir imdada elbet.

Madımak Oteli davası, zaman aşımına uğruyor işte.

Katiller yargılanmıyor, tecavüzcüler yargılanmıyor, iş cinayetleri işleyen patronlar, yüzlerce işçiyi sokağa atanlara yaptırım uygulamıyor. Kadına yönelik ayrımcılık sürerken, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet gizleniyor, şiddet uygulayanlar, saldırganlar mahkemelerce korunuyor. Şiddete, katmerli bir emek sömürsüne uğrayan kadınlar ise yok sayılıyor. Yedek ve ucuz bir işgücü olarak görülüyor. Sermaye ve bugün en gerici işbirlikçisi durumundaki AKP tüm ülkeyi Pozantı cezaevine çevirmeye kararlı bir tutum izliyor. Aydınları, sanatçıları, eşitlik isteyenleri, eğitim görmek isteyenleri, AKP politikalarıyla birleşmeyen herkesi baskı altına alıyor, tutukluyor, sansürlüyor. AKP ile aynı şeyi söyleyenler için ise görece bir özgürlükten bir zaman daha bahsedebiliriz belki.

Ama bugün AKP çözümsüzlük ürettiği, halkın ve özelde gençliğin temel sorunlarını çözemediği, Kürt sorununda ve dış politikada köşeye sıkıştığı, savaş ve yıkım ürettiği bir dönemde; gençliği susturmadan, muhalafet eden emek ve demokrasi güçlerini örgütsüz kılmadan ne ABD'nin Ortadoğu'da ona biçtiği rolü, ne de sermayenin daha fazla kar için emekçilerin tüm haklarını gasp etme isteğini karşılayabilir.

Bugün Kürt sorununda, Ortadoğu'daki gelişmelerde, eğitimin ve sağlığın dönüştürülmesinde, ABD ve sermayenin beklentileri ve isteğiyle Türkiye halklarının ihtiyaçları ve talepleri karşı karşıyadır. AKP biat eden, sessiz kalan, boyun eğen bir gençlik yaratmak için 4+4+4'leri tartışırken gençlik; parasız, sınavsız bir üniversite talep etmektedir. AKP tartışmaya kendi istediği yerden katılmayan tüm öğrencileri de, Bologna Sürecini kabul etmeyen, eğitimin özelleştirilmesine karşı çıkan her genci de hedefine koymuştur. Lise ve üniversitelerde mücedele eden gençlere faşist-ırkçı örgütlerce saldırılmasının, rektörlerce soruşturma açılmasının, öğrencilerin eğitim hakkının elinden alınmasının önünü açmıştır.

Türkiye'nin ihtiyacı olan gençler AKP'nin tarif ettiği kindar ve dinci gençliğin tersidir. Çünkü; ancak barışı savunan, kardeşliği savunan gençler, sermaye ve onun bugünkü sözcüsü AKP karşısında birlik olabilir. Bugün Türkiye'de işçi ve emekçilerin ihtiyacı da, gençliğin ihtiyacı da böyle bir birliktir. Hem Emek Gençliğinin 6. Konferansı, hem de Halkların Demokratik Kongresi böyle bir birliği yaratmak üzere örgütlenmektedir. Yine bu birliğin örülmesi kapsamında 8 Mart ve içinde bulunduğu hafta genç kadınların sorunlarını tartıştıkları, talepleri etrafında birleştikleri, AKP politikalarını daha ileriden, daha geniş çevrelere teşhir ederek alanlara çıktıkları bir dönem olarak değerlendirilmelidir. AKP gericiliğinin inandırıcılığını yitirmeye başladığı, geleceksizlikten ve işsizlikten başka vaat ettiği hiçbir şeyin olmadığının açığa çıktığı bir dönemde, gençlik içinde de böyle birliği yaratmanın olanakları vardır. Ve tüm dikkatimiz, böyle bir birliğin yaratılarak, saldırılara Türkiye gençliğinin ortak bir cevap vermesinde olmalıdır.

Evrensel'i Takip Et