02 Mart 2007 00:00
DURUM
Kenan Evren açıklamalarına devam ediyor. Evren seçim barajının düşürülmesi ve DTPnin Meclise girebilmesi açıklamalarının ardından, Türkiyenin eyalet sistemine geçebilmesi gerektiğini de açıkladı.
Kenan Evren açıklamalarına devam ediyor. Evren seçim barajının düşürülmesi ve DTPnin Meclise girebilmesi açıklamalarının ardından, Türkiyenin eyalet sistemine geçebilmesi gerektiğini de açıkladı. Evren bu konuda 1983 yılında Türkiyede eyalet sistemine geçişin kapılarını açabilecek olan bölge valilikleri kurulmasına yönelik düzenlemeyi işbaşına gelen Turgut Özal başbakanlığındaki hükümetin kabul etmediğinide ileri sürdü. Evrenin söyledikleri bunlardan ibaret değil. Evren aşağıdaki düşünceleri de seslendiriyor.
Bazıları korkuyor. Böyle bir şey yaparsak Kürtler bağımsızlık ilan eder diye düşünüyorlar. Benim kanaatime göre edemezler. Çünkü bu topluluk içinde onlara aynı haklar tanınıyorsa niye ayrılmaya kalksınlar? Biz onları ayrı tuttukça onlar da kendilerini ayrı kabul ediyorlar. Bunu önlemeye çalışmalıyız. Bu Meclisin vereceği bir karar. Türkiyede ileride eyalet sistemi olabilir (Sabah gazetesi). Bütün bu sözler neresinden bakılırsa bakılsın, daha önce devlet başkanlığı yapmış bir insanın ağzından çıkıyor ve o, kendisinin de ifade ettiği gibi daha önce yaptıklarından dolayı bunları söyleyebileceğini ileri sürüyor. Tıpkı Ağar gibi!
Bu sözler önemli ve ağırlığı olan sözler. Bu ülkede yaşayan kimsenin, bu sözleri eski bir darbe liderinin ağzından çıktığı için hafife almaya hakkı bulunmuyor. Hafife alan ve Evrenin kişiliği nedeniyle başka tartışmaları gündeme getirenler politikadan ve gerçeklerden habersiz kişiler damgasını yemeyi hak etmiş olacaklardır. Sorun açılan bu tartışmayı daha ileriye çekebilmekte, Kürtlerin temel haklarının neler olduğunu gündeme getirebilmekte düğümlenmektedir.
Evren Türkiyenin 8 eyalete bölünebileceğini söylemektedir. Evrenin 8 eyaletinden birisi de Diyarbakırdır. Diyarbakırda simgelenen, bu ülkede politika ve sorunlarla ilgilenen hemen herkesin hemen anlayabileceği gibi aslında tüm Kürt illeri ve Kürt sorunudur. O zaman sormak gerekir, Diyarbakırlı çocuklar hangi dilde eğitim görecekler? Diyarbakırlı vatandaşlar devlet dairelerinde hangi dilde işlerini takip edebilecekler? Diyarbakırlılar kendi eyaletlerindeki radyo ve televizyonlarından kendi dillerinde sınırsızca ve özgürce yayın yapabilecekler mi? Bu sorular uzatılabilir, ancak önerilen eyalet sistemi çerçevesinde kalınarak ilk elden sorulması gereken sorulardır.
Kuşkusuz Evrenin önerdiği sistem, bugünkü sistemden daha ileri bir sistemdir ve sorunun daha ileriden çözülmesinin önünü açacak potansiyele de sahiptir. Bu yanı dikkate alındığında olumlu bir gelişmedir. En azından ülkenin bu sorunu daha sağduyulu tartışmasının önünü açmaktadır ki, bu da küçümsenecek bir şey değildir. Ancak Diyarbakırlılar Bölge Valiliği sistemini de gördüler ve yaşadılar. Bu sisteme ilişkin tek bir olumlu düşünceleri olduğunu kimse ileri süremez. Bu, baskı ve terörü daha etkili bir biçimde organize etmek için örgütlenmiş bir sistemdi ve bölge halkı büyük acılar çekti.
Evren bugün Kürtlere eşit davranalım demektedir. Eşitliğin temeli Kürtlere temel haklarının -politik, dil, kültür vb- verilmesi, onların kendi geleceklerini özgürce kendilerinin tayin etmesinin tanınmasında yatmaktadır. Bu olduğu takdirde kimsenin kuşkusu olmasın, Kürtler, kendileri ve Türkler için en olumlu olacak kararı vereceklerdir. Kürt halkı yeterince olgun ve deneyimlidir. Ülkenin politik yaşamına katılmak için yoğun bir çaba göstermekte, ancak bu çaba engellenmektedir. Ama statükonun korunamayacağı bir noktaya gelinmiştir. Evren içeriğini nasıl doldurursa doldursun aslında bunu ifade etmektedir. Sorunun çözümü için halklara, özellikle de Türk halkına büyük görevler düşmektedir. Zamanında Evren gibilerine karşı mücadele etmiş bir halk, kuşkusuz bu sorunda da Evrenvari değil, halkçı bir çözüm için çaba gösterecektir.
Ahmet Yaşaroğlu