5 Şubat 2007 01:00

ODTܒde öğrenci temsilcisi iken 1977 yılında jandarma kurşunu ile sırtından vurulan ve yerde süngülenerek öldürülen Ertuğrul Karakaya’yı mezarı başında andıkları için haklarında dava açılan Karakaya’nın yakınları, arkadaşları ve parti yöneticileri tepkili.
Oğlunu andığı için hakkında dava açılarak ikinci kez evlat acısı yaşatılan 73 yaşındaki Ayşe Karakaya, “Oğlumu nasıl büyüttüğümü sorsunlar” diyerek tepkisini dile getirirdi. Sık sık gözleri dolan anne Karakaya, oğlunun mezarını ziyaret etmeden rahat etmediğini belirterek dava açanlara; “Sizin evladınız yok mu?” diye seslendi. Yakınları ve arkadaşları da Ertuğrul Karakaya’nın suçlu olmadığını, açılan davanın siyasi olduğunu belirterek kendisini anmaya devam edeceklerini dile getirdiler.
‘Cebine on lira koyamadım’
Salihli’deki evlerinin önünde görüştüğümüz anne Karakaya, oğlunu hangi koşullarda büyütüp okuttuğunu şu sözlerle anlattı: “Beş yıl simit sattı, 5 kuruş veremedim. 42 lira aylık alıyordum, 50 liraya bağ damında oturuyordum. Beşi bitirdi. Çalıştığım hastanedeki doktorların gayreti ile İstanbul Daruşşafaka’yı yazdı. Anası babası olmayanlar bir de fakirler okuyabiliyordu orda. Sekiz yıl boyunca yılda sekiz kere İstanbul’a gidip geldim. İşyerinden izin vermiyorlardı; ben de ‘atın o zaman beni’ diyordum. Yamalıklı pantolonlarla, ceketlerle bitirdi okulunu. ODTܒyü kazandı. O yıl buradaki evimizi yeni almıştık, borcumuz vardı. Üzüm kesmeye gitti, simit sattı. Manavlık yaptı... Niye üzülüyorum biliyor musun? Şöyle bir on lira cebine katıp ‘Hadi oğlum şöyle bir gez, ye iç diyemedim’.”
‘Ölüne de dirine de meydan vermiyorlar’
Dava açıldığını öğrendiğinde sabaha kadar uyuyamadığını belirten Karakaya, savcıya verdiği ifadeyi şu sözlerle anlattı: “Daha ağır cezaya geçmişiz. İfade vermeye gittim. ‘Dinleyeceksen konuşacağım’ dedim savcıya. ‘Ben onu hastanede çalışarak düşe kalka büyüttüm. 1.5 yıl içinde elime ölüsünü verdiler.’ ‘Sen’ dedim, ‘televizyonlara bakıyor musun? Çocuğun var mı? 29 yıldır torunum elimden tutuyor gidiyorum mezarına. Sen hiç dost kazanmadın mı? Eş, dost, sayan, seven geliyor gidiyor. Niye bizi ağır ceza hakimine gönderiyorsun, ziyaret etmek yasak mı’ dedim.”
Trabzon’a sürüldü
“Ölüne de dirine de meydan vermiyorlar. Hadi ben neyse bu çocuklarla niye bu kadar uğraşıyorlar?” diye soran anne Karakaya’nın o gün anmada olmadığı halde küçük oğlu Erol Karakaya ile gelini Serpil Karakaya ve iki torununa da dava açılmış. EMEP, ÖDP, TKP Salihli ilçe başkanları ile Eğitim Sen Salihli Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı da dava açılan kişiler arasında.
Ortada bir suç ve suçlu olmadığı halde, “suçu ve suçluyu övmek” suçlamasıyla dava açılanlardan Adliye çalışanı Nazif Cengiz Kutlu, mesai saati içinde işyerinden ayrılarak anmaya katıldığı gerekçesi ile önce Manisa’nın Demirci ilçesine ardından da Trabzon’a sürüldü. Kutlu, halen Trabzon’un Tonya ilçesinde görev yapıyor. Davanın ilk duruşması 9 Mart’ta görülecek. (Salihli/EVRENSEL)
‘Ertuğrul Karakaya suçlu değil’
EMEP Salihli İlçe Başkanı Turgut Güler: Dava hukuki değil siyasi. Çünkü hukuki olarak hiçbir dayanağı yok. Ciddiyetten uzak. Eğer ortada suç varsa yaşama hakkını gasp eden güvenlik güçleri işlemiş zamanında. Bu davada bir kez daha, Türkiye; polis devleti mi yoksa hukuk devleti mi ortaya çıkacak. Biz bu olaya sahip çıkmakla hem bağımsız demokratik Türkiye mücadelesine sahip çıkıyoruz hem de insan hakları anlamında yaşama hakkına sahip çıkıyoruz.
Fikret Erginbaş (Karakaya’nın arkadaşı, köftecilik yapıyor):
Beraber otururduk, sohbet ederdik Ertuğrul’la. Sürekli olarak mezarının başına gider geliriz. Bir vefadır bu. Arkadaşımızın mezarına gitmekten dolayı dava açıyorlarsa açsınlar. Annesi, “Oğlumu neden vurdular” dedi. Bir anne bunu soramaz mı? Biz her yıl orada olmaya devam edeceğiz.
Sinan Güler (Boyacı): Biz, mücadele eden insanları unutmadığımız için yargılanıyoruz. Ertuğrul Karakaya bana göre gerçek bir yurtseverdir, devrimcidir. Ben onun düşüncelerine sahip çıkıyorum. Savcıya da söyledim; ben yine onun anmasına gideceğim. Bu insanların unutulması isteniyor. Ertuğrul Karakaya, 1977’de katledilmiş aradan 30 yıl geçmiş. Ben onun öldüğü yıl doğmuşum. 30 yıl sonra anıyorum. Onları rahatsız eden bu bence.
Emine Uyar

Evrensel'i Takip Et