30 Ocak 2007 00:00
Trabzonda tırmandırılan milliyetçiliğin perde arkası - 1 -
GÜNÜN YAZILARI
SUNU
Hrant Dinkin katledilmesinden sonra geldiğimiz Trabzonda, bir handikapla yüz yüzeydik. Ogün Samastın mahallesinde jandarma, iki gün üst üste, sivil giyimli yabancılara konuşulmaması yönünde anons yapmıştı. Artık gazeteci olarak insanlardan görüş almak pek de kolay değildi. Bu handikapı bir avantaja dönüştürmek için Ogün Samastın mahallesine, bir mahalle sakininin akrabası olarak yerleşecektim. Yasin Hayal de zaten aynı belde olan Pelitlide bir alt sokakta oturuyordu. Öyle de yaptım. Kısa bir araştırmadan sonra Ogün Samast ile aynı mahallede, ona çok yakın oturan bir arkadaşımıza ulaştım ve onun evine, dayısının oğlu olarak yerleştim. Trabzonda kaldığım beş günün dört gününü bu mahallede geçirdim. Mahalledeki kahvelere gittim, esnafla sohbet ettim ve Yasin Hayali tanıyan mahalle berberinde traş olup muhabbete girdim. Trabzonun aydınları ve gazetecilerinin de görüşlerine başvurdum. Trabzonspor-Kayserispor maçını Trabzonlularla birlikte izledim. Yerel gazeteleri okudum ve televizyonlarını izledim. Trabzonda tırmandırılan milliyetçiliğin şifrelerini, daha çok berberde sohbet ederken, sokakta maç izlerken yakaladım. Dinkin katledilmesine kadar uzanan zemini anlamaya çalışırken bu tür olaylara tepki duyan Trabzonlulardan da yardım aldım. Onların her birine teşekkür ederim.
Trabzona geldiğim ilk gün, bayiden bütün yerel gazeteleri aldım. Birçoğunda Vali Hüseyin Yavuzdemirin -o saatlerde henüz valiydi- sözleri manşetten verilmişti. Yavuzdemir, Trabzon hakkında söylenen her şeyi iade ediyorum diyordu ve bütün Trabzonluları arkasına almaya çalışan bu söylem, bazı gazetelerde Vali Trabzonun sesi oldu biçiminde sunulmuştu.
Ardından Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürünün görevden alındığı haberi geldi. Bu uygulamayı, olayın soruşturulması bakımından olumlu bulan Trabzonlular da vardı, ancak önemli bir kesimin yerel basından çok da farklı düşünmediği hissediliyordu. Buradaki dışa kapalı milliyetçi yapı, dışarıdan gelen sorgulayıcı yaklaşıma karşı savunmacı bir refleksi benimsiyordu. Baskın hale getirilen milliyetçi yapı, gerçeğin de kırılıp başkalaşarak buraya yansımasına yol açıyordu. Trabzon Pazarkapı Mahallesi esnafı, Trabzon Emniyet Müdürünün görevden alınmasını protesto için eylem yaptı. Trabzonun en çok tirajlı gazetesi olan Karadeniz, ertesi gün Trabzon şaşkın ve tepkili manşeti ile çıktı.
Bu tür yayınlar, Trabzonda böyle olayların zemininin kurutulmasına eğilimli olan tarafsız kesimleri de Trabzon milliyetçiliği şemsiyesi altında yeniden aynı yapının içine çekmeye ve kuşku yaratmaya hizmet edecek bir savunma psikolojisi oluşturuyor.
Ogün Samastın ve Yasin Hayalin beldesindeyiz
Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast ve azmettiricisi Yasin Hayalin mahallesine geldiğimize, hava kararmak üzereydi. Burası bir jandarma bölgesi. Burada ayrıca Polis Meslek Yüksekokulu, Polisevi, Özel Harekat Birliği de bulunuyor. Yaşayanların çok büyük çoğunluğu muhafazakar. Pelitlide Ogün Samastın mahallesi Afetevleri diye anılan bölgede bulunuyor. 15 yıl kadar önce oluşmuş olan bu mahalle, toplama bir yerleşim yeri. Trabzonun farklı ilçelerinden getirilmiş olanların yerleştirildiği bu mahallede, ortak bir mahallelilik kültürü hâlâ tam olarak oluşmuş değil.
Mahallede 4 kahvehane, 2 internet kafe, 1 tane de cami bulunuyor. Mahallenin büfecisi, Ogün Samastın camiye gittiğini hiç görmediklerini ve cinayeti işlemeden önce cuma namazına gittiği yönündeki haberlere şaşırdıklarını söyledi. Saat 12.00ye kadar, Ogünün yaşıtlarını pek sokakta göremiyorsunuz. Ancak öğleden sonradan itibaren sokağa çıkıyorlar ve akşam saatleri, köşe başlarında çok sayıda genç gruplarına rastlanıyor.
Bu mahallede oturanların çok büyük bölümü de Trabzonun diğer bölgelerinde olduğu gibi Rum kökenli Türklerden oluşuyor. Dışarıdan bakılarak yapılan dönme tanımı burada tepki ile karşılanıyor. Çünkü burada Türkiyenin başka birçok ilinde tanık olunan Türk ve Müslüman özelliklerini görüyorsunuz. Ancak kahvehanede tanık olduğunuz, Ha buraya çay ver, maç izlerken duyduğunuz Ha bu ne biçim takımdır? türünden ifadelerle hissettiğiniz bu duruma; kimi yerlerde, insanların kendi aralarında Rumca konuşmalarıyla tanık oluyorsunuz. Ancak burada azımsanmayacak bir çoğunluk, köklerine dair bir soruya alınganlık gösterebilecek kadar Türk milliyetçiliğini benimsemiş durumda. Bunda, Trabzon Türkiyenin çimentosudur türünden, yukarıdan yapılan tanımlamalar ve ilin Milli Güvenlik Siyaseti açısından hassas iller statüsünde tutulması gibi etkenlerin de rolü büyük.
1974 Kıbrıs Harekatına en çok asker vermiş illerden biri olan Trabzon, aynı zamanda Güneydoğuya da en çok asker gönderen illerden birisi. Ve kente, çok sayıda asker cenazesinin gelmiş olması da buradaki milliyetçiliği doruğa çıkaran etkenler arasında. Bunun izlerine, hem gündelik hayatta hem de yerel medyanın haberlerinde ve programlarında sıkça tanık oluyorsunuz.
Emin Çölaşana rahmet okutan bir yazar
Buradaki milliyetçiliğin kışkırtılmasında, ülkedeki genel politik iklim ve Trabzona özel olarak yukarıdan biçilen misyonun yanında yerel basının da önemli bir rolü olduğu açık. Örneğin, vali ve emniyet müdürünün görevden alındığı gün, Trabzonun yerel kanallarından Zigana TVyi izlerken tanık olduğumuz bir gazeteci, Emin Çölaşana rahmet okutacak cinstendi. Osman Diyadin adlı bir gazeteci, bir saati aşkın süren konuşmasında vali ve emniyet müdürünün görevden alınmasına sert bir dille tepki gösterirken, Hrant Dinkin cenazesinde atılan Hepimiz birer Ermeniyiz sloganı üzerine de uzun uzun demagojik propaganda yaptı. Aynı Günlerde Güneydoğuda öldürülen komutan için neden bu insanlar sokağa dökülmedi?, Ermeni Asala Örgütü, Avrupadaki diplomatımızı öldürürken Avrupalılar, sokağa dökülüp Hepimiz birer Türküz diye bağırdı mı? Trabzon üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor
Osman Diyadinin, Ben Şehit miyim, Hain mi? adını taşıyan bir de kitabı var. Kitap, Trabzondaki çeşitli panellerde parasız olarak da dağıtılmış. Nitelik açısından Çılgın Türkler kitabı ile kıyaslanamayacak kadar zayıf ancak milliyetçilik dozu, onun epey üstünde bir kitap. Kitapta yer alan şu bölüm, içinden geçtiğimiz dönemde Trabzonda sonuçları açığa çıkan iklimin nerelerden beslendiğini gösterir cinsten. Gelelim Ermenilere başlığını taşıyan bölümde şöyle deniliyor: Sözde Ermeni soykırımı için Avrupanın birçok ülkesinin parlamentosundan karar çıkartan Ermeni lobisi, şimdi Türkiyeyi zayıf yakaladığını hesap ederek istediği gibi ahkam kesiyor. 23 Eylülde Türkiye Cumhuriyetine ait bir üniversitede Ermeni paneli düzenleneceğini öğrenmişsinizdir. Şimdi medyamızı da iyi kullanıyorlar. Türk medyası son günlerde Ermeni lobisinin, Ermeni gazetecilerin ve Ermeni patriklerin adeta sesi olmaya başlarken küstahça iddialarını da üstlenerek Ermeni safsatası altında Türk ulusunun kafasını karıştırıyor. Bakın şu küstahlığa! Gümüşhane eski Milletvekili, Diyanet İşleri eski Başkanı Gümüşhaneli Lütfü Doğan gibi Türk oğlu Türk olan bir evladı, küstahça Eski Ermeni Patriği Şinok Kalustyan ile kardeş olduğu iddialarını ortaya atan Ermeni gazetecinin sesi olunuyor. (Sayfa 223)
Kitabın arkasında Emin Çölaşanın, kitabı ve yazarını öven bir yazısı da bulunuyor. Ayrıca Emin Çölaşanın ulusal bir kanalda yayınlanan programı, Diyadinin genel müdürlüğünü yaptığı Trabzonda Zigana TVde, haftada bir ortak yayın olarak yayınlanıyor.
Diyadinin kitabında, aralarında Vah benim ülkem, Kuzey Iraka girmezsek, Kuzey Irak Türkiyeye girer, Türk Pamuk, Alman Piontek, Şahsiyet Mücadelesi, Federalizmin ayak sesleri başlıklı yazıların da olduğu, milli duyguları ajite edici çok sayıda yazı bulunuyor. Aklın bir kenara bırakıldığı bu yazılarda okur, Şehitlik ile Hainlik kelimelerinin geriliminde bir ruh halinin içine çekiliyor. Bu iki seçenek dışında üçüncü bir seçeneğe yer bırakmayan yazar, aslında kendisiyle birlikte bu misyonu üstlenenlerin durumunu da resmediyor.
Yasin Hayali tanıyan berberde bir sohbet
Pelitli beldesindeki ikinci günümüzde, Ogün Samastın bir alt sokağında yer alan Yasin Hayalin mahallesine indik ve bir berbere girdik. Saç traşı olmak istediğimizi belirttik ve berber koltuğuna oturduk. Enseleri, favorileri biraz alabilirsek iyi olur faslından sonra, burada bir akrabamıza geldiğimizi belirterek galiba biraz karışık bir zamanda geldik dedik. Berber de Yoo, karışıklık diye bir şey yok. Herkes işinde gücünde dedi. Sohbetin ilerleyen bölümlerinde ise berber rahatladı ve Yasin Hayali tanıdığını belirterek devam etti: O olaydan sonra -Yasin Hayalin Mc Donaldsı bombaladığı ve kısa bir süre hapis yattığı olayı kastediyor- babasıyla beraber inşaatta çalışıyordu. Kimseye bir saygısızlığını görmedik. Tabii ki insanların içini bilemeyiz. Ama efendi biriydi. O olayı da
-Hrant Dinkin öldürülmesi- onaylamıyoruz ama medya çok büyüttü. İmralıda 30 bin kişinin katiline bakıyorlar, gav..lık yapıyorlar, kimse sesini çıkarmıyor.
Az sonra dükkana giren ve berberin ahbabı olduğu anlaşılan biri de sohbete katıldı; Olmaması gereken bir şey. Ama vuranla vurulan arasında bir şey. Bu kadar abartılmasına gerek yok. Hepimiz Ermeniyiz diye slogan atıyorlar. Öyle şey olur mu? Niye Ermeni olalım ki? Türkiyenin üzende çok oyunlar oynanıyor. Trabzonu linç etmeye kalkıyorlar. Sonuçta bir çocuğun yaptığı bir olay.
Mahallenin normali de böyle!
YARIN:
- Ogün Samastın gözaltına alınan arkadaşının babası neler anlattı?
- Ogün Samast cinayeti işleyeceğini arkadaşlarına söylemişti
- Trabzondaki çeteleşme
Hazırlayan: Fatih Polat
Evrensel'i Takip Et