04 Ocak 2007 00:00

Medyatikler 2006 - 3 -

Nişantaşı’nda geçen bir dizinin kapıcı karakteri, son yılların en ilginç dizi fenomenlerinden birine imza attı.

Paylaş

GAFFUR
Onu beğeniyoruz!

Nişantaşı’nda geçen bir dizinin kapıcı karakteri, son yılların en ilginç dizi fenomenlerinden birine imza attı. Kırk yıllık çizgili pijamalara bile “Gaffur pijaması” adını veren, sevimli psikopat Gaffur’un yıla damgasını vurup vurmadığı konusunda tereddütlerimiz, yılbaşı gecesi Sezen Aksu’ya dansıyla eşlik edince ortadan kalktı. Üstelik, böyle sululuklara yer vermemesiyle ünlenen devlet televizyonu TRT’de gösteri yaptı Gaffur...
Avrupa Yakası dizisinde Gaffur’un sık sık tekrarladığı “Beni beğenmiyor musun” sorusunun aslında önemli bir toplumsal meseleye karşılık geldiği tartışmaları yapıldı. Karakter, Nişantaşı’nın sosyetikleri arasında kendine yer açmaya çalışan saf bir kapıcı çocuğunun gayet sınıfsal pozisyonunu yansıtıyordu, bu kesin. “Beğenilme” meselesini, Avrupa karşısında ülkenin durumuna, ya da sosyete içinde kendini kabul ettirmeye, sınıf atlamaya çalışan uyanıklara benzetenler oldu.
Ama Gaffur’un neden bu kadar beğenildiği sorusuna, dizide onu canlandıran oyuncu Peker Açıkalın’ın verdiği yanıt, özellikle dikkate değer: “Toplumun Gaffur’a yaklaşımı ve Gaffur’u benimsemesi ezilmiş insanların verdiği bir tepkidir. Gaffur, toplumun ezilmiş kesimiyle özdeşleşmiştir. Yaşananlar; ezilen bir toplumun ezilen insanlarının, kendilerini Gaffur ile özdeşleştirmelerine verdiği tepkinin göstergesidir!”
Açıkalın’ın sözleri kadar, ezilen insanların simgesi olarak gördüğü Gaffur’a sahip çıkışı da onu zirveye taşıyan etkenlerin başında geliyor. Gaffur’u “sömürmek” istemediği için 30 tane reklam teklifini reddeden oyuncu, bir futbol takımından davet alınca Şırnak’a kadar gitmekten kaçınmamıştı.
Nişantaşı’nın ikiyüzlü dünyasında aslında tek dürüst karakter olan Gaffur’un geçmişi çok eski değil, ancak yılın en çok öne çıkan dizi karakterlerinden biri olduğuna kuşku yok. Ve yaygın inanışa göre, yeni yıla Gaffur’la girdiğimize göre 2007’yi de onunla geçirmemiz gerekecek...
AHMET HAKAN
Bir yazar doğdu...

Artık kendisine İslamcı demese de, yıllarca İslamcı medyada çalışan bir gazeteci Ahmet Hakan. Özellikle Kanal 7’nin haber bültenini sunduğu, ABD’nın Irak’a saldırısının en sıcak olduğu günlerde, işgale karşı, mazlumdan yana haberlerin yüzü olarak yer etti hafızalarda.
Ancak bu belki de onun “zirvesi” olacaktı. Çünkü hemen arkasından Ahmet Hakan’ın haberciliği bitti, “merkez medya”da yazarlık serüveni başladı. Sivri diliyle, ele aldığı konuların çeşitliliğiyle ve çoğu birbirine benzeyen köşeyazarlarının arasında kendini belli eden farklı tedrisatıyla göze çarpmaya başladı. “Amiral gemisinin kaptanı” Ertuğrul Özkök’ün desteğini arkasına aldığında, o artık “Cemaat evlerinin dışına çıkan” yazarların simgesi olarak anılmaya başlamıştı.
Ama en ilginç çıkışını bambaşka bir tartışmaya borçlu olacaktı. Magazin medyasında en çok ismi geçen ünlüler sıralamasında Pınar Altuğ’u bile geride bıraktığı günler, bir başka köşeyazarıyla Nişantaşı kafelerinde yumruk yumruğa bir kavganın eşiğine geldiği günlerdi. Olaylar, şarkıcı Neco’nun eşinden ayrılması üzerine kaleme aldığı bir yazıyla başladı. Yazıda, Neco’nun kızı ile birlikte olan Haşmet Babaoğlu’nun da adı geçiyordu. Babaoğlu sinirlendi ve Nişantaşı kafelerinde Ahmet Hakan’ı aramaya başladı. Kavganın eşiğine geldiler, ayrıldılar ama köşelerinden tartışmayı sürdürdüler. Hatta Babaoğlu, yıllarca koruduğu naif, romantik imajını bozmak pahasına Ahmet Hakan’ı döveceği tehditlerini sürdürmekte sakınca görmedi.
Bu “medyatikliği” neresinden değerlendireceğine karar vermek zor. Bir şarkıcının evlilik hallerinin medya gündemine ve köşelere düşmesine mi yoksa özel meselelerini köşelerinde hesaplaşmayı bitiremeyen yazarların kavgacılığa başlamasına mı? Ahmet Hakan ise, köşeyazarlığını yeni bir boyuta taşıdığı için eleştirilmeli mi, yoksa başkalarının “maskesini düşürdüğü” için kutlanmalı mı?
Hangi bakımlardan olduğu konusu daha tartışma kaldırır, ancak Ahmet Hakan’ın yeni kuşak köşeyazarlarının en çok öne çıkanı olduğuna kuşku yok...
YARIN: Orhan Pamuk ve Piglet
Hazırlayan: Medya Servisi
ÖNCEKİ HABER

Vanya 42. Caddede(tv8 23.00)

SONRAKİ HABER

TABLO

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa