03 Ocak 2007 00:00

Medyatikler 2006 - 2 -

Dizinin sloganı, “Çocuklarım olmadan asla diyorsanız, Aliye...” şeklindeydi. Üç yıldır devam eden Aliye dizisi, kocası tarafından aldatılan, kocasının zulmüne uğrayan, ayrıldıktan sonra da çocuklarını görmenin mücadelesini veren bir kadının hikayesini anlatıyordu.

Paylaş

Dizinin sloganı, “Çocuklarım olmadan asla diyorsanız, Aliye...” şeklindeydi. Üç yıldır devam eden Aliye dizisi, kocası tarafından aldatılan, kocasının zulmüne uğrayan, ayrıldıktan sonra da çocuklarını görmenin mücadelesini veren bir kadının hikayesini anlatıyordu. Çok izlendi, çok tartışıldı. Herhalde en önemli yanı, erkeklerin egemen olduğu dizi dünyasında tek başına ayakta duran bir kadını anlatmasındandı. Diziden geriye de bu kaldı. Daha doğrusu, geriye kalanlardan biri buydu.
Anne olmanın kutsallığı dizi boyunca en çok vurgu yapılan konulardan biriydi. Bu fikrin izleyicinin sahiplenmesini kolaylaştırması, kendinden sonraki dizilere de ilham verecekti.
Aliye asıl kurtuluşunu ise sınıf atlamaya, zengin bir kadın olmaya borçluydu. Kadın olmaya dair verilen bütün mesajların tam orta yerinde, farkında olunan ya da olunmayan bu durum yatıyordu.
Yaz aylarında yaşanan bir olay, Aliye’nin Aliye olmaktan çıktığı, gerçek ile kurgunun iç içe girdiği tartışmalara yelken açmamızı sağladı. Dizinin başka biriyle evli olan yönetmeni Kudret Sabancı ile başrol oyuncusu, Aliye’yi canlandıran Sanem Çelik, İstanbul Boğazı kenarında bir çay bahçesinde “yakalandı”. Yakalanma vakası da hayli ilginç gelişti. Ünlü ikiliyi arabanın içinde gizlice öpüşürken gören duyarlı vatandaşlar, magazincileri arayarak oraya çağırmıştı.
Birçok kişi, olayı “Aliye’ye yakıştıramadı”. Çünkü çocuklarına pek düşkün, hiç hayatından zevk alamayan dizi kahramanı Aliye ile, evli bir adamla karanlık arabalarda gizli işler çeviren Sanem Çelik, birbirine karışmıştı. Olayın dizinin devamına etki edip etmeyeceği de hayli tartışıldı.
Aliye, daha erken bitmedi, planlandığı gibi Ekim’de yayınlanan bölümüyle sona erdi. Ancak belki daha da uzatılması, sinemayla sürdürülmesi gibi “geleneklerin” önüne geçen, kadroyu yıpratan kimi olaylardı.
Dizi, renksiz bir finalle son buldu. Ailenin önemine bolca vurgu yapılan, Aliye’nin mutsuz olduğu ama kimseyle hesaplaşmadığı bölümün sonunda eski eşi Sinan’la bir araya gelmedi, çocuklarıyla denize açıldı...
Bayrağı ise, hasta çocuğunun tedavi masrafını karşılamak için 150 bin dolar karşılığı patronuyla bir gece geçiren Şehrazat’a bıraktı.
HÜLYA AVŞAR Her dem medyatik
Medyada en çok yer alan ünlüler listesinin son yıllardaki lider ismi, her zaman Hülya Avşar olmuştur. Gelenek bu yıl da bozulmadı.
Hülya Avşar’ın ilk kamuya mal olduğu olay, aslında ondan sonraki ünlü hayatına da rengini verecekti. Türkiye güzeli seçilen genç kız, evlendiği ortaya çıkınca tacından olmuştu. Ondan sonraki hayatında filmler, albümler, televizyon programları, tenis turnuvaları da oldu tabii, ama o kraliçe olmaktan çok tacının elinden alınmasının izinden gidecekti.
Hülya Avşar geçen yıl birkaç dizide, birkaç filmde boy gösterdi. Ama adlarını bile hatırlamak güç. Televizyon programını yeniden yapmaya çalıştı, o da çok sürmedi.
Peki en çok medyada yer alan ünlü olmayı nasıl başardı?
Hülya Avşar, yılı bekar geçirdi. Eski eşi Kaya Çilingiroğlu ile Feraye Tanyolaç ile birlikteydi. Çiftin bebeği oldu ancak bu onların medyada görünmesini sağlamadı, konu hakkında mikrofonlara demeç veren yine Hülya Avşar’dı!
En çok haberi yapılan olaylardan biri de, iki hafta üst üste İbrahim Tatlıses’in programına konuk olmasıyla başladı. Programda birbirlerine yaptıkları kurlar dikkatleri çekince, ikili “Aramızda bir şey hem var, hem yok” politikasını sürdürmeye karar verdi. Bunun için gelinlik bile giydi, Tatlıses’le romantik danslar yaptı. İbrahim Tatlıses ona ilan-ı aşk ettiğinde gülümsemekle yetindi.
Yıl içinde birkaç farklı kişiyle daha anıldı. “Hülya Avşar kiminle birlikte?” sorusu, mutlaka her magazin programında soruldu. Birlikte son görüntülendiği kişi ise, yıl sonu itibariyle Saadettin Saran.
Hülya Avşar, ya da medyanın ona hitap etmeyi sevdiği ismiyle “Avşar kızı”, kim ne derse desin her dem medyatik olmanın sırrına ermiş görünüyor. Bunun için çalışmadığı, işin kolayına kaçtığı da sanılmasın, çok çaba harcadığı besbelli.
En ilginci de, ülkenin en ünlü kadınının, adının sürekli anılması, ama sürekli erkeklerle birlikte anılması, erkeklerle bağlantılı olarak gündeme gelmesi. Düşündürücü bir tablo. Sanki onun arkasında bir değil, yüzlerce, binlerce erkek var.
Bu hırsla art arda giriştiği en yeni programlarından biri Hüsnü Şenlendirici ile birlikte oynadıkları dizi “Kadın Severse” ve Erman Toroğlu ile birlikte sundukları sohbet programı “Kadınlar ve Erkekler”. Şimdilik ikisi de tutmamış, fazlaca izleyicinin ilgisini çekmemiş görünüyor.
Ama siz yine de bu görüntüye fazla aldanmayın...
Hazırlayan: Medya Servisi
ÖNCEKİ HABER

Tüm zamanların en iyisi Queen

SONRAKİ HABER

Osmanlı arşivinden tarih

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa