3 Ocak 2007 01:00

Kadın kemençeci İlknur Yakupoğlu, Karadeniz göçünün ardından
yerleştiği bozkır Ankara topraklarında, memleket hasretlerini gideriyor; derlediği ağıtlar, maniler, kaideler ile... Karadeniz kadınının sırtına yüklediği hayatı, o kemençenin sesiyle kaldırmaya çalışırken önüne çıkan bütün engelleri de Karadenizli inadıyla geçiyor.
Karadeniz şivesiyle karışık “Merhaba” ile başlıyor sohbetimiz. Gayet sıcak, gayet yöre sesiyle. İlknur Yakupoğlu, Trabzon-Tonyalı. 10 çocuklu ailenin yarısı müzikle uğraşıyor. Ünlü kemençe ustası Muhammed Yakupoğlu’nun kardeşi İlknur Yakupoğlu, çocukluğundan beri müzikle iç içe. Bağlama çalıyor. 24 yaşında Ankara’ya geldikten sonra Büyükşehir ve Yenimahalle Belediyesi’nin korolarında söylemeye başlıyor. Daha sonra Kültür Bakanlığı HAGEM ile konserlere katılıyor. Yakupoğlu’nun, geçtiğimiz yıl çıkan “Yakınlar Uzak Oldu” adlı bir de albümü var.
Yakupoğlu, 3 senedir kemençe çalıyor. Ağabeyi sayesinde tanıştığı kemençeyle beraber büyüdüğünü söyleyen Yakupoğlu, “Özellikle deyişleri, türküleri seviyor, söylüyordum. Karadeniz müziği popüler bir hale geldi son yıllarda. Yozlaşmaya başladığını düşünüyorum. Halbuki çok güzel türkülerimiz var. Pop müzik olarak lanse ediyorlar. Belki ilgi çeksin diye. Ama Karadeniz müziğinin o olmadığını düşünüyorum. Onların ortaya çıkması için uğraşıyorum. İnşallah başarırım” diyerek kemençeyi, yöre müziğini neden tercih ettiğini anlatıyor. Çocukluktan beri duyduğu oturak kaideleri, ağıtları, manileri bu sefer seslendirmek için derlemeye başlıyor.
Almanya’daki bir konserinde Fuat Saka ile tanışmasının ardından, onun yönetiminde bir kaset çıkarıyorlar. Yakupoğlu, “Fuat Saka ‘Yaptığın bütün işi bırakıp benimle kemençe çalacaksın’ dedi. Tamamını benim derlediğim 12 parçalı bir albüm çıkardık. Kasetin reklamı hiç olmadı diyebilirim. Ona rağmen çok iyi tepkiler alıyorum. Karadeniz’deki en doğru çalışma olduğu söyleniyor bana” diyor. Yakupoğlu aynı zamanda Lazca müzik yapan Helesa grubuyla da konserlere katılıyor. Helesa’nın solisti Ayşenur Kolivar ile Fransa’da yöreyi tanıtan bir projeye de imza atacaklar.
‘Neden olmasın?’
Karadeniz’de kadın olmanın zorluklarını anlatıyor. Saatlerce bahçede çalışan, dağda odun kıran, ağaç kesen, fındıkla uğraşıp çay toplayan kadınları... Sonra dönüyor kendine; “Karadeniz’deki kadınlar arasından ben çıktım ‘Neden olmasın, niye kemençe çalmasın kadın?’ dedim. Araştırmaya başladım”. İşte ne başladıysa bu noktadan sonra başlıyor. “Çok zorlandım. Bazı yarışmalar düzenleniyor. Karadenizliler de katılıyor. Onlar daha çok prim yapıyorlar. En çok zorlandığım nokta bu. Mesela yöre dernekleri var. Sadece isimleri var, kahveye dönüşmeye başladılar. Daha iyi şeyler yapacağımı düşünüyorum ama kösteklendiğim için bir şey yapamıyorum. Moralim bozuluyor, yapmayı istemiyorum. Çok güzel birşey başardığımı düşünüyorum. Kemençe, erkeklerin çaldığı bir alet. Yeterliyim demiyorum bu konuda ama onun için uğraşıyorum. O kadar güzel, değerli, yetenekli insanlar var ki!.. Ama yozlaşmış kültürün içinde yok oluyorlar. Ben de yok olmamak için mücadele ediyorum ama ne kadar dayanacağım bilmiyorum...”
Her şeye rağmen Karadeniz insanının inatçılığı ve engellere karşı esprisi, gülüşü ile geçip gidiyor hepsinin üzerinden. Karadenizlilerin “Bizim kızdır” deyip ileri götürmemelerinden, desteksiz kalmalarından şikayetçi. Ama bu sefer de “Karadeniz adına kötü iş yapılıp canı sıkılıyor, neden biz doğru olanını yapmayalım?” diyerek yeniden güç katarak gücüne, başlıyor çalmaya.
Karadeniz’e takılmaya çalışılan imajı da eleştiriyor; “Karadeniz Temel ile Fadime’den ibaret değil” diyerek. Karadeniz müziğinin, eğlence müziği olarak kullanılmasını eleştiriyor. Bu müziğin, popüler kültür içinde çok kötü bir yerde durduğunu dile getiren Yakupoğlu, “Ama bu bir sistem. Ben sisteme uymamaya çalışıyorum. Ama böyle davrandığım sürece de zorluk çekiyorum. Olsun. Doğru ve güzel şeyler yapmaya çalışıyorum. Zor ama güzel bir iş benim yaptığım” diyor.
Kemençe dövmesi
Zorluklar, piyasada da sürüyor. Genelde konserlere tek başına çıkıyor. Grupla çıkması gerektiğinde ise konservatuvarda okuyan kardeşinin arkadaşlarını çağırıyor.
Kemençe ise artık her şeyi olmuş; arkadaşı, sırdaşı, yoldaşı... Bu enstrümanın zor olduğunu söyleseler de ona göre öyle değil ki... Kemençeyle sanat müziği, halk müziği eserlerini de çalabildiğini söylüyor. Hem de kemençe dövmesinin bulunduğu eliyle!.. “Kemençeyi öğrenirsem, elime bir kemençe dövmesi yaptıracağım demiştim. Çok sevdiğim bir ablamın önerisiyle... Ondan sonra yaptırdım. Gerçi bizim oralarda karşılar böyle şeylere ama olsun...”
Onu en çok sevindiren şey ise Karadenizli olmayan insanlara bu sesi duyurabilmek. TRT ile Diyarbakır’a gittiklerinde, televizyondaki Karadeniz müziğini dinleyemediğini söyleyen insanların, kendisini dinledikten sonraki beğenileri ona yetiyor.
Ankara’da sanatla uğraşmak zor. İlknur Yakupoğlu, bunun da zorluklarını yaşıyor ama tabii zevklerini de... 12 yıldır oturduğu Batıkent’te “Kemençeci Kadın” olarak biliniyor. Akşamları Alevi komşularıyla sabahlara kadar kemençe çalıp türkü söylediklerini anlatıyor.
Bir Karadeniz kadınının öyküsü... Acılarıyla, engelleriyle, gülüşüyle, istekleriyle... Karadeniz’de ne kadar zorsa yaşam kadın için gurbete çıktıktan sonra da değişmiyor. Hele, sisteme ayak uydurmak istemiyorsa... Kadın başına bir işler yapmak istiyorsa... Hem de tam erkeklerin uzmanlık alanı olan bir konu ise söz konusu... Canını sıkan konulara “Olsun” diye meydan okurken kemençesi ile beraber; bu sefer bizim için söylüyor İlknur Yakupoğlu. Kemençeyi alıyor kemençe dövmeli eliyle. Önce akordunu düzeltiyor. Sonra başlıyor yakmaya, oğlu pusu kurularak öldürülmüş bir annenin ağıdını... (Ankara/EVRENSEL)
Müge Tuzcuoğlu

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et