21 Haziran 2015 04:05

Beden eğitimi dersinde homofobiyle nasıl başa çıkılır?

Stonewall eşit haklar grubunun araştırmasına göre LGB öğrencilerin üçte ikisi takım sporlarını sevmediklerini söylerken, bu gruptaki her 10 kişiden 3’ü okullardaki soyunma odalarında, dörtte biri de spor yaparken homofobik zorbalığa maruz kalıyor. Ulusal Öğrenciler Birliği, okullardaki homofobinin öğrencileri spor hayatının dışına itebileceğini savunuyor.

Beden eğitimi dersinde homofobiyle nasıl başa çıkılır?

Matthew JENKIN

Gareth Thomas, Tom Daley, Martina Navratilova… Gey ya da lezbiyen olduğunu kamuoyuna ilan etmiş profesyonel sporcuların sayısını artırabilirsiniz. “Açılan” atlet sayısı artsa da homofobi, pek çok sporcuyu “gizlenmek” zorunda bırakmaya devam ediyor. Değişen tutumlara rağmen bu, gey karşıtı önyargıların LGBT öğrencileri beden eğitimi derslerinden uzak tuttuğu okul ortamında da bir problem oluşturmayı sürdürüyor.

Stonewall eşit haklar grubunun araştırmasına göre LGB öğrencilerin üçte ikisi takım sporlarını sevmediklerini söylerken, bu gruptaki her 10 kişiden 3’ü okullardaki soyunma odalarında, dörtte biri de spor yaparken homofobik zorbalığa maruz kalıyor. Ulusal Öğrenciler Birliği, okullardaki homofobinin öğrencileri spor hayatının dışına itebileceğini savunuyor.

Teneffüslerde ya da ders saatlerinde futbol sahasındaki aşağılayıcı sözleri işitmenin yaygın olduğu Altrincham, Cheshire’daki Broomwood İlkokulu’nda beden eğitimi derslerindeki homofobi önemli bir endişe konusuydu. “Sen geysin”, “Bu çok gey” ve “Bu futbol ayakkabıları gey” gibi cümleler, öğrenciler tarafından devamlı kullanılan hakaretler arasındaydı. Müdür Yardımcısı Felicity Hawkins, homofobik dile karşı tıpkı ırkçılığa karşı olduğu gibi sıfır tolerans uygulanması gerekliliğini hissetti.

Hawkins, bu dilin çoğunlukla erkek çocuklar tarafından kullanıldığını fark etti ve gey sözcüğünü aşağılayıcı anlamda kullanan ve gündelik dilin bir parçası haline getiren 20 öğrencilik bir grup seçti. Bir dönem boyunca öğretmenler söz konusu kelimenin ne anlama geldiği üzerinde durdu ve ırkçılıkla kıyaslama yaparak, öğrencilerin bu kelimeyi negatif anlamda kullanmanın neden saldırganca olabileceğini anlamalarını sağlamaya çalıştı. Nihayetinde, erkek ve kız öğrenciler, okul sporlarında homofobiye karşı farkındalığı artırmak amacıyla bir müzik videosu hazırlama görevini üstlendi.

Hawkins’e göre bu çalışma 3 yıl önce başladığından bu yana beden eğitimi derslerinde ve günün diğer saatlerinde öğrenciler tarafından kullanılan homofobik dil dramatik bir düşüş içerisine girdi. Çocukların yaptığı tüm homofobik dil kullanım örnekleri kaydedilmeye başlandı.

Hawkins, “Okulumuzdan homofobik dilin tamamen sökülüp atıldığını söyleyemem çünkü öyle değil. Ancak çocuklar, homofobik ya da ırkçı bir dil kullandıklarında bunun sonuçlarının ne olacağı konusunda netler. Bu da bu tip olayların yaşanma oranını azaltıyor” diyor.

İLK ADIM EĞİTMENLERİN EĞİTİLMESİ

Pek çok gey erkek gibi Shaun Dellenty de çocukken beden eğitimi dersinden nefret ediyordu. Bölümde öğretmenlerin homofobik yaklaşımlarına ses çıkarılmıyordu ve Dellenty, düzenli olarak derslerde hakarete uğruyordu. Bir keresinde futbol maçı sırasında bileğini kırdı ve öğretmeni sadece gülerek şişen bacağı tekmeledi ve Dellenty’ye ‘ibne’ dedi.

Artık bir yetişkin olan Dellenty, beden eğitimi derslerindeki gey karşıtı istismarı sona erdirmek istiyor. Güney Londra’daki Alfred Salter İlkokulu’nun müdür yardımcısı, öğrencilerinin, kendisi gibi beden eğitimi derslerinden mahrum kalmaması için kararlı.

Dellenty’ye göre ilk adım öğretmenlerin farkındalığını geliştirmek ve LGBT’ler hakkındaki mitleri çürütmek. Dellenty’in ‘Herkesi Dahil Etme’ inisiyatifi ülke genelindeki eğitimcileri eğitiyor ve ona göre beden eğitimi dersi, öğretmenler tarafından sık sık “ilgiye muhtaç bir alan” olarak tanımlanıyor.

Alfred Salter İlkokulu, herkesi kapsama konusundaki bütüncül yaklaşımıyla bir örnek oluşturmayı hedefliyor. Hoşgörü, eşitlik ve farklılıklar eğitim programının tüm bölümlerinde vurgulanıyor. Öğretmenler ayrıca dersler sırasında öğrencilere farklı alanlardan rol modelleri tanıtıyor ve okul düzenli olarak spor ve iş dünyasından ilham verici figürleri okula davet ederek öğrencilerle yaşamlarına dair sohbet etmelerini sağlıyor. Örneğin lezbiyen paralimpik Claire Harvey, kadınlar oturarak voleybol dalında kendisini nasıl geliştirdiğini anlatmıştı.

Dellenty, “Sporcuların başından geçenlere bakmak çok önemli. Onların aşmak zorunda kaldıkları engelleri görmek gençlere ilham vermek açısından faydalı olabilir” diyor. Bu yaklaşım özellikle spordaki yetenekleri görmezden gelindiği için şevki kırılmış olan öğrenciler için önemli. Dellenty ayrıca beden eğitimi dersleri sırasında sadece takım oyunlarındaki rekabetin değil bireysel gelişimin de odak noktasında tutulması gerektiğini söylüyor. Grup içerisinde sıkıntı yaşıyor olabileceği tahmin edilen bireylerin ihtiyaçlarını belirlemek bu anlamda önemli Bu, öğrencilerin ilerleme hızlarına göre ayrı programlar belirlemek anlamına da gelebilir.

SOYUNMA ODASI PROBLEMİ

Elbette öğrenciler sadece spor sahasında homofobiyle karşılaşmıyor. Pride Sports’un yöneticisi Lou Englefield’e göre ortaöğretim kurumlarında soyunma odaları istismar ve ayrımcılığın kaynakları durumunda.  Englefield’in konuştuğu çok sayıda genç LGBT, diğer öğrencilerle ortak tesisleri kullanmalarının engellendiğini söylüyor. Bunun yerine engelli tuvaletlerinde ve ofislerde üstlerini değişmeleri isteniyor. Englefield’e göre bunun en büyük nedeni, genç lezbiyenlerin cinsel avcılar olarak karakterize edilmesi buna karşın genç gey erkeklerin homofobik zorbalığın mağdurları olarak korunmaya muhtaç kimseler olarak görülmesi.

Bir kez daha çözüm eğitmenlerin daha iyi eğitilmesinde. Englefield, koçların ve beden eğitimi öğretmenlerinin ders verme biçimleri konusunda eğitilmeleri ve onların, sadece bir sporda iyi olmadıkları için insanların birbirine ‘gey’ demesinin doğru olmadığını anlamaları gerekliliğini vurguluyor.

KARMA SPORLARIN ÖNEMİ

Peki, daha az cinsiyet ayrımcılığına dayanan aktivite ve oyunlar fark yaratabilir mi? Englefield’e göre soft ball gibi okul sporlarında gey karşıtı istismara neden olabilen cinsiyet kodlarını yıkmada yardımcı karma sporlar ilgi çekici bir seçenek.
Bu çalışmaya göre 30 dakika egzersiz, stres seviyesini azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak okulda homofobiyle karşılaşan pek çok LGBT öğrenci için farkına varmaya başladıkları cinsiyetleri sebebiyle yaşadıkları endişelerle başa çıkabilmek için spor yapmak bir seçenek olmaktan çıkıyor.

Englefield, “Sporda fiziksel aktivite çocuk ve yetişkinlerin sağlığı ve huzuruna en çok katkıda bulunan şeylerden biri” diyor “Ancak okullar beden eğitimi derslerindeki homofobiyle mücadele etmeden, LGBT’ler en fazla ihtiyaç duydukları bir dönemde bu olanaklardan mahrum bırakılmaya devam edilecekler” diye de ekliyor.

The Guardian’dan çeviren Mithat Fabian SÖZMEN

Evrensel'i Takip Et