'Atıl Gençler' Ülkesinde Bir Vaha
Son bir yılda ne çok genç işçi eylemine tanık olduk. Cehenneme dönen iş yaşamında onlar da vaha arıyor. Onlarla birlikte yeni bir dünya kurabilir miyiz? Bu sene Politik İktisat Atölyesi’nde tartışalım, konuşalım. E hadi buyurun!
Bülent FALAKAOĞLU(*)
Evrensel Gazetesi
Ekonomi Editörü
Ne okuldalar, ne işteler, ne de stajdalar! Onlar hiçbir yerde yer almayan gençler. Ve bu gençlerin oranı tüm dünyada, ekonomik krizin başından bu yana sürekli artıyor. Bazı ülkelerde 15-24 yaş grubundaki gençlerin dörtte biri ne yazık ki bu durumda.
‘Atıl gençler’ olarak tanımlaNabilecek söz konusu grup itibariyle Türkiye, maalesef OECD ülkeleri arasında liste başında! Yüzde 31.3 oranıyla Türkiye, OECD ortalamasının neredeyse iki katı ‘atıl genç’ oranına sahip.
Uzun süre iş arayıp buladığı için ümidi kırılan ve artık iş aramaktan bıkmış milyonlar var.
Bu ülkede umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş aramayanlar işsiz sayılmıyor.
İstatistik Kurumu’nun verilerinde umudu kırıklar olarak yer alırlar.
Umudu kırık olanın karnı acıkmaz mı? Umudu kırık olan kira ödemez mi? Umudu kırık olana kurumlar fatura göndermez mi? İşte bu ve benzeri soruların hiçbir hükmü yoktur.
Türkiye’de ümidi kırılmış işsizlerin yüzde 30’u gençlerden oluşuyor. Gençlerin iş bulma ümidini kaybetmiş olması geleceği karartmaz mı?
Sadece geleceği mi? İş bulamayacağını düşünen genç o boşluğu başka türlü dolduruyor. Uyuşturucu, alkol, sigara bağımlılığı... Yani bataklık! Atıl gençler büyüdükçe sosyal sorunlar da çığ gibi büyüdü.
ATILGANLIĞI DA GÖRDÜK
Gençlere bakınca sadece atıllığı ya da bataklığı görmek elbet de büyük bir haksızlık olur. Çünkü büyük bir atılganlığa da tanık oluyoruz 2010 yılından beri.
Bazen Avrupa’yı bazen de Kuzey Afrika’yı sardı bu atılganlık. Bazen Tunus’ta, 17 Aralık ‘devriminde’ tanık olduk atılganlığa bazen de Cezayir’de sokaklara dökülüp polisle çatışan gençlerin kararlılığında.
Yunanistan’ı sarsarsan genel grevlerde de gördük Mısır’ın Tahrir Meydanı’nda da...
Arap halklarının çağın dışına itilmişliklerine, diktatörlüklerle yönetilmelerine başkaldırılarında hayranlıkla izlediğimiz gençleri İspanya’da sokağı işgal ettiklerinde,
İngiltere’de öğrenci, ayaklamalarında izledik. Türkiye’de Gezi hareketinde...
Bildik ki gençler kendilerini değersizleştiren... Gelecekleri konusunda umutsuzluğa düşüren sisteme tepkili...
Yalnız sokağa çıkıp tepkilerini dile getirirken iki şeyden uzak durduklarına da tanık olduk.
Birincisi gençler siyasi partiler, örgütler, sendikalara gereksinimleri olmadıklarını düşünüyorlardı. Bu örgüt ve kurumların, kendi yarattıkları hareketin dinamizmini olumsuz bir yönde etkileyeceğine dair kanı taşıyorlardı.
İkincisine gelince! Siyasi partilerin, örgütlerin ve sendikaların eşitlik özgürlük taleplerine cevap vermediğine inanıyorlardı... Bunların otoriter, merkeziyetçi, çok bilmiş, yukardan bakan bir tavır içinde olduklarına ilişkin kanaate sahiptiler.
Mevcut örgüt ve kurumlara dair gözlemlerinde büyük oranda haklıydılar da... Lakin örgütsüz başarının gelemeyeceğine dair tarihsel deneyimden de yoksunlardı...
YEŞEREN UMUTLAR
İşte, özgür bir dünya için buluşan gençlerin kurduğu kamp, anti emperyalist içeriğiyle de, hem atıllığa hem de atılganlığın yaşadığı sorunlara karşı adeta ilaç gibi...
Çöldeki vaha gibi, yani sulak ve yeşil alan gibi!
Kapitalist sistemin hala aşamadığı 2007 dünya ekonomik kriziyle başlayan... Gezi gibi sokak isyanlarıyla büyüyen süreçte gençlerin politize olma hali bu kamplara da yansıyor.
Gençler soruyor, sorguluyor.
Bu gözlemimi yürütücüsü olduğum, ‘politik iktisat’ atölyesinden örneklerle somutlayayım.
Atölyenin katılan gençlerin sayısı her yıl arttığı gibi söz konusu katılım artık kamp süresiyle sınırlı kalmıyor.
Atölyeye katılan üniversiteli gençler bitirme tezlerini artık, ‘yoksulluk’, ‘gelir eşitsizliği’ gibi konular üzerine veriyorlar. Tezlerindeki sorgulamanın odağına sistemi yerleştiriyorlar. İktisada politik bir gözle de bakıyorlar.
Söz konusu tercihlerinde atölyenin etkisinin olduğunu her platformda dile getiriyorlar. Diğer atölyelerden de verilebilecek onlarca örmek var.
Gelin gençler, kapitalizm çölünde, Dikili’de bulunan bu vahada yine hayat bulalım. Birlikte yeni vahalar bulmaya yelken açalım. Son bir yılda ne çok genç işçi eylemine tanık olduk. Cehenneme dönen iş yaşamında onlar da vaha arıyor. Onlarla birlikte yeni bir dünya kurabilir miyiz? Bu sene Politik İktisat Atölyesi’nde tartışalım, konuşalım.
E hadi buyurun!
(*) Gençlik Yaz Kampı
Politik İktisat Atölyesi Yürütücüsü