Gerçek Özgürlük İçin
Felsefeye, sosyolojiye ilgim var desen banko işsiz kalacaksın. Biyoloji, fizik bölümü okuyup bilim adına bir şeyler yapmak istesen sonunun atanmayı bekleyen bir öğretmen olacağını görmek çok da zor değil. Yok ben sanatçı ruhluyum böyle devam edeceğim desen selfie çeken şehzade heykelleri yapmadığın sürece senin eserlerin 'ucube' diye tanımlanacak.

Hazan İLİK
Suat Terimer Anadolu Lisesi
İstanbul
Cesur Yürek'in son sahnesinde William Wallace bağırır ya; 'ÖZ-GÜR-LÜK' diye. İşte LYS'den çıkmış öğrenci de William Wallace gibidir. Omuzlarından tonlarca yük bir anda kalkıvermiştir sanki. Kuş gibi hafif hisseder kendini, birazdan kanatlanıp uçacaktır adeta. Ama öfkelidir de aynı zamanda. Ona hayatının en güzel senelerini zehir eden sisteme. Dersanesinin olduğu semtten bir daha asla geçmeyeceğine söz verir kendi kendine. Neyse ki artık kurtulmuştur, üniversiteye gidip rahatlayacağını düşünür. (Burada bir dipnot açalım en başta istediği bölümü kazanan belki %10luk bir kısımdır. Geriye kalanlar bir sene daha aynı cehennemi yaşamamak için özel üniversite, istenmeyen bölüm gibi çareler üretirler.) İkinci sene tekrar hazırlanacak olanlar, sınava girme sırası gelen yeni kuşaklar, intihar edenler, gelecek hayallerinden vazgeçenler... Kabaca her sene elde kalan mağdur, bıkkın ve umutsuz genç yığınları. Bu sıradan hikayemizden çıkıp günümüz üniversitelerine bir bakacak olursak daha vahim bir tabloyla karşılaşıyoruz. Verdiğimiz onca emek ve bir yıl boyunca kaldırmaya çalıştığımız o ağır psikoloji sonunda taptaze hayallerle gittiğimiz üniversitede bizlere kalan yine hüsran. Felsefeye, sosyolojiye ilgim var desen banko işsiz kalacaksın. Biyoloji, fizik bölümü okuyup bilim adına bir şeyler yapmak istesen sonunun atanmayı bekleyen bir öğretmen olacağını görmek çok da zor değil. Yok ben sanatçı ruhluyum böyle devam edeceğim desen selfie çeken şehzade heykelleri yapmadığın sürece senin eserlerin 'ucube' diye tanımlanacak. 'Hayaller-hayatlar' meselesi yani. Bilimadamı yetiştirmek bir yana özelinden devletine tamamen ticarethaneye dönüşmüş üniversitelerin tek yaptığı genç işsiz yığınları yaratmak. Diyelim ki okudun en iyi yerde bir mühendislik, mezun oldun tam iş bulacağım derken çıkmaz mı karşına en iyi yerden mezunlar ordusu. Bir de onlarla rekabete gir, her şey en başa dönüverdi birden. Aman bunları iyice umutsuzluğa kapılalım diye anlatmadım ya. Söylemek istediğim bu sistemde şundan sonra ya da bundan önce diye tam anlamıyla bir kurtuluşun mümkün olmadığıdır. Ne üniversiteye girince ne de mezun olunca... Bu insanlık dışı düzeni alaşağı ettiğimizde kavuşacağız rahatlığa. Gelin gerçek özgürlüğümüz için mücadele eden William Wallace'lar olalım!
Evrensel'i Takip Et