28 Haziran 2015 01:05

Donbass’ta yaşananların sınıfsal karakteri -1

Paylaş

Okay DEPREM

Bugün de facto bağımsız devletler olan Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’nin (DNR & LNR) aynı adlı başkentlerinde geçen sene kış sonu başlayan ve Nisanın ilk haftalarında Kiev yanlısı yerel iktidar elitinin tüm kadrolarının elinden mevcut bütün devlet organlarının alınması ile sonuçlanan çalkantılı ve çok yönlü siyasi süreç pek çok bakımdan, farklı düzey ve bağlamlarda ele alındı ve tartışıldı. Öte yandan yine bilindiği gibi, merkezi iktidar ile politik iplerin adım adım kopması giderayak kısmi bir rejim değişikliğine doğru evrilmiş; tek taraflı bağımsızlık ilanı ve bunun hemen ardından halk tarafından yüksek bir oy oranı ile onaylanması bir tarafa, gelinen süreçte adım adım farklı ve yeni tipte bir sosyo-iktisadi ve siyasi devlet aygıtı inşa edilmeye başlanmıştı. Bu da haliyle Donetsk ve Lugansk merkezli olup tüm Donbass’a yayılan ve iktidar kazanımı ile sonuçlanan halk hareketinin bir nevi devrim kategorisine sokulmasına yol açmış; pek çok kişi, grup ve akım süreci bu şekilde yorumlayıp okumuşlardı. İşte bu noktada, söz konusu dönüşümün gerçek anlamda bir devrim olup olmadığıyla bağlantılı olarak sınıfsal karakteri gerçek anlamda fazla masaya yatırılmadı ve bu yönüyle de Türkiyeli okuyuculara aksetmedi. Hâlbuki tam da ne derece bir devrim olup olmadığı hususu adı geçen halk hareketinin sosyal ve sınıfsal karakterini analiz etmekten geçiyor. Bunun için de öncelikle, sürecin ana hatlarını başından sonuna kısaca bir hatırlayalım  

7 NİSAN’A GİDEN SÜRECİN TEMEL KİLOMETRE TAŞLARI

22-23 Şubat 2014’te Kiev’de aralarında Neo-Nazilerin de bulunduğu dış destekli grubun iktidara gelmesi karşısında Kırım’dan sonra en sert tepki ülkenin bir numaralı sanayi havzası, işçi bölgesi ve aynı zamanda haliyle en zengin yöresi Donbass’tan gelmişti. Ne var ki, Mart ayının başına kadar Donetsk’in Lenin Meydanı’nda önce binler ardından on binler halinde toplanan kalabalıklar arasında ne belirli bir yön verici siyasi irade ne de kitlenin Ukrayna’dan bağımsızlık dahası Rusya Federasyonu ile birleşmeye dönük herhangi bir talebi vardı. Bu tarihe kadar kitlenin ana gövdesi duygusal ve siyasi açıdan yerel iktidar ile köprüleri atmak bir yana hâlâ ondan bir şekilde beklenti ve umut içerisindeydi. Yine bu kritik günlerde neredeyse her sosyal-sınıfsal kesimden, yaş grubundan ve hatta şehirden insan alanlarda yerini almakta, düzenli olarak barışçıl mitinglere katılmaktaydı. Sürecin bu ilk safhasında ana motivasyon; darbeci merkezi iktidarı protesto etmek ve Lenin başka olmak üzere bir numaralı Sovyet dönemi sembollerine dönük vandalizm kampanyasını kınamaktı yalnızca.  

DONBASS’A OTONOM STATÜNÜN VERİLMESİ TALEBİ

1 Mart tarihi itibariyle gayri meşru Kiev Yönetimi’nin, Donetsk Eyaleti valisini alelacele görevden alıp yerine Sergey Taruta adlı, ülkenin en büyük oligarkı Rinat Axmetov ile birlikte “Maydan”ı maddi manevi destekleyen Donbass bölgesinin en büyük “iş adamlarından” birisini ataması halk açısından bardağı taşıran damla rolü oynadı. Yine bu sıralarda Donetsk’teki mitinglerde Pavel Gubarev adlı bir genç belirerek “Donbass Halk Milisleri”nin lideri, hemen ardından da istenmeyen gayri meşru valiye karşı “halkın valisi” konumuna geldi. Gidişatta ikinci perde açılırken, artık kitlenin temel talepleri “Donbass’a otonom statünün verilmesi” ile “Rusça’nın Ukraynaca’dan sonra ikinci resmi ve devlet dili olarak tanınması” şeklinde belirginlik kazandı. Keza bu istemler tüm güneydoğu Ukrayna’nın o zamana kadarki 10 yılı aşkın süredir ana beklentileri arasında başta gelmekteydi. Martın ortasına gelindiğinde ise kitle Ukrayna yönetimi açısından artık tam anlamıyla kontrolden çıkmıştır ve vilayet binasını ele geçirmek üzere üst üste kitlesel baskınlar başladı. Nitekim bu tarihlerde başsavcılık, emniyet ve Donbass Sanayi Odası gibi stratejik tüm kamu ve sivil kuruluşlar halk tarafından zapt edilmeye başlanır. Rusya’da birkaç kere ortaya çıkıp kameraların karşısına geçen devrik ve kaçkın devlet başkanının silik ve iradesiz görüntüsü; her şeyden öte partisinin adeta balmumu misali hızla erimesi ve bir anda varlığı ile yokluğunun bir hale gelmesi sonucunda kitleler daha da militan ve kararlı bir çehreye bürünerek 6 Nisan tarihinde binler halinde yaptıkları son hücumda dev eyalet binasını ele geçirmeyi başardı ve çiçeği burnunda yeni devletin bayrağı göndere çekildi. Tam bu sırada meydandaki dev hoparlörlerden çalan marş ise “Enternasyonel”di!

EGEMENLİK DEKLARASYON METNİ VE İLK ANAYASA TASLAĞI

Aynı günün gecesi evinin yolunu tutan Ukrayna Komünist Partisi’nden politikacı Boris Alekseyeviç Litvinov’un kafasında başka bir plan daha vardı: Bir an önce DNR Bağımsızlık Bildirgesi’ni aynı zamanda ilk özet anayasa taslağını hazırlamak. Bir sonraki gün yani 7 Nisan’da Litvinov’un yeni “başbakanlık binası”na cebinde getirdiği metin okunup revize edilerek onaylandı. DNR’in egemenlik ilanı ile birlikte dalga çok kısa süre içinde Donetsk ve Lugansk Eyaletleri’nin tüm yerleşim birimlerine sıçradı ve süreç; kent konseyi, vilayet, emniyet, savcılık, postane gibi kurumların denetiminin “Donbass Halk Milisleri”nin eline geçmesine vardı. Hemen ardından da, kontrol altına alınan tüm resmi ve sivil yapılar Ukrayna ordusunun yaklaştığı belli olan olası harekâtına karşı barikatlarla çevrilmeye başlandı. Yeni rejimlerin halk nezdinde kendini bir an evvel meşrulaştırma gereksinimi 11 Mayıs’ta referandum yapılması ile neticelendi. Rekor denilebilecek bir katılım ve yüksek bir oy oranıyla DNR ve eş zamanlı olarak LNR’in bağımsızlıkları Donbass halkınca tescillenmiş oldu. Hemen sonrasında, DNR’in kuzeyinde yer alan Slavyansk ve Krasnıy Liman şehirlerinde başlayan ilk silahlı çatışmalar ile iç savaş patlak verdi.

OLAYLARDA ÖNCE DONBASS’A EGEMEN OLAN SINIFSAL-SOSYAL İLİŞKİLER     

2014 öncesi Ukrayna, iktisadi açıdan “mafyatik ve oligarşik vahşi kapitalist bir devlet” görünümündedir. Buna bağlı ve paralel olarak da emekçi sınıflar ve komprador burjuvazi arasındaki ekonomik ve sosyal uçurum dünyanın çoğu yerinde görülmemiş boyuttadır. Bu genel tablo içinde Donbass’ın ise ayrı bir konumu vardır çünkü 25 eyaletlik ülkenin tüm reel üretiminin tek başına yüzde 20’sini karşılayan 6 - 6.5 milyonluk Donbass aynı zamanda oligarkların da, yani zenginliklerinin kaynağı belirsiz ve ekonomik güçlerini her daim siyasi arenaya yansıtma “geleneğine” sahip ultra zenginlerin sayılarının en çok, çaplarının ise “en geniş” olduğu bölgedir. “Birikimlerinin” kökeni Donbass’ı Donbass yapan kömür başta olmak üzere yeraltı kaynakları ve ağır sanayi olunca bölge de doğal olarak oligarkların ülke sathındaki merkez üssü durumundadır. Oligarkların yörenin ekonomik hayatındaki rolleri o denli belirleyicidir ki; neredeyse en ufak ölçekteki ticaret erbabının faaliyetinden kendilerinin hemen altındaki üst ticaret burjuvazinin ve “mini-oligarkların” hareket alanına kadar, tüm üretim ilişkileri muazzam bir tekelci-hiyerarşik sarmalda ve son tahlilde kendilerine bağımlı olacak şekilde kurgulanmış ve adeta kemikleşmiştir.

Devamı gelecek hafta

ÖNCEKİ HABER

Melek ve gerçek

SONRAKİ HABER

Herkesin biraz haklı olduğuna inanan troll: Kürşet Hoca

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa