#OsmanKaradenizKayıp
Son 30 yılda en az 3 bin kişi ya intihar etti ya da etnik, dini veya muhalif kimliği nedeniyle cinayete kurban gitti. Ve bunların büyük bölümü Kürt, Ermeni, Alevi veya muhalif.

Halil SAVDA
Osman Karadeniz henüz 20’li yaşlarında Diyarbakırlı bir Kürt ailenin çocuğu.
2015 yılının başında askere gitti. Acemi birliğini Amasya’da yaptı. Dağıtımı ise Nisan ayı sonunda İzmir-Buca İnzibat Merkez Komutanlığı’na çıktı.
Osman Karadeniz, Diyarbakır’da 5 Haziran günü HDP mitingine yapılan bombalı saldırı sonrasında bulunduğu İzmir-Buca askeri kışlasından ailesine telefon eder. Osman, abisi Kadir Karadeniz’e; “Abi moralim çok bozuk artık askerlik yapamayacağım” der.
Aynı gün aradığı bir arkadaşına ise şunu söyler: “Kışlada başıma bir şey getirebilirim.”
Ailesiyle en son 11 Haziran 2015 günü telefonla konuşmuş; “beni buradan Denizli’ye sürgün ediyorlar” demiş. O günden bugüne ailesi hiç haber alamamış kendisinden.
Osman Karadeniz bir daha geri gelemeyen binlercesi gibi artık KAYIP!
DEVLET KAYIP
Karadeniz ailesi çocuklarını arıyor. Askeri yetkililer de aileye “Çocuğunuzu dağda arayın” cevabını veriyor.
Osman, politik bir Kürt. Ve tabii ki Diyarbakır’da bir katliam girişimine canı yanıyor ve orada tepkisini dile getiriyor.
Kürt problemi konusundaki duyarlılığı nedeniyle 2014 yılında bir süre cezaevinde de kalmış.
Kardeşini soran abi Kadir Karadeniz’e askeri yetkililer, “Kardeşin firar etti” yanıtını veriyor.
HDP Milletvekili İdris Baluken’in deyimiyle, “Osman’la birlikte devletin kendisi de kayıp.”
Devlet bugüne kadar Osman Karadeniz için herhangi bir soruşturma veya inceleme yapmadı. Ve Cumhuriyet Başsavcılığı hâlâ harekete geçmedi.
Mobese kameraları ve teknik inceleme sonuçları ne ailesiyle paylaşıldı ne de basınla.
Osman devletin hizmetli askeriyken ortadan yok oldu.
Osman kaybolurken Anadolu’nun ücra bir köyünde yaşamıyordu veya dilini bilmediği bir ülkede değildi. O Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik yaparken kayboldu. Güvenlikten sorumlu kurumun üyesiyken, o kurumun içindeyken kayboldu.
İnsan kuşkulanıyor!
ZORUNLU ASKERLİK VE TÜRK EGEMEN KÜLTÜ
Çünkü son 30 yılda en az 3 bin kişi ya intihar etti ya da etnik, dini veya muhalif kimliği nedeniyle cinayete kurban gitti. Ve bunların büyük bölümü Kürt, Ermeni, Alevi veya muhalif.
Türkiye’de, Müslüman, Türk ve Sünni mezhebinden olmayanlar ve buna muhalefet edenler hep tehdit olarak görüldü ve dışlandı.
Türkiyeli Kürtler, Aleviler, Hıristiyanlar, Yahudiler, sosyalistler ve Ermeniler bu tehdit algısı nedeniyle yok sayıldı ve soykırıma uğrayıp sürgün edildi, baskı ve asimilasyona uğradı.
Türk egemen kültü kutsal devlet, kahraman Türk askeri, cennet ve cehennem, Atatürk, Müslümanlık gibi bir dizi mitos oluşturdu. Bunlar ulusun ve ülkenin harcı oldu. Bu harçta Kürtlerin, Ermenilerin, Hıristiyan ve Alevilerin yeri yoktu. Bunlar hâlâ Türkiye Cumhuriyetinin aşamadığı hususlar.
Kışla içinde yaşanan bir dizi intihar ve cinayetin nedeni bu külttür.
Çünkü bu kült nedeniyle hâlâ farklı olana tehdit olarak bakılıyor. Bu tehdit algısı nedeniyle bir Kürt, bir Ermeni veya bir Alevi var olan uygulamayı eleştirdiğinde veya beğenmiyor göründüğünde hemen savunma mekanizmaları devreye giriyor.
Ve bu savunma mekanizmaları hep ölümle neticelendi.
Er Ersin Baş, Kandıra’da askeri birliğine teslim olurken babasını telefonla aradı; “Baba beni öldürecekler” dedi ve birkaç saat sonra öldürüldü.
Askeri yetkililer Halim Bal’ın ailesine birliğinde intihar etti dediler ama askeri hastanede ölmeden önce abisine “Beni bölük komutanı silahla vurdu” dedi.
Tayfun D. isimli asker birliğinden firar etti ve aynı gece yakalandı. Sonraki gün cenazesi ailesine teslim edildi ve askeri yetkililer “Oğlunuz intihar etti” dedi.
Burhan Güzelaydın’ın cenazesini ailesine teslim eden askeri yetkililer “Oğlunuz intihar etti” dedi. Ailesinin şüphesi ve şikayeti sonucunda otopsi yapıldı ve Burhan’ın işkenceyle öldürüldüğü belgelendi.
Askeri kışlalar işkence mekanları ve onlarca kişi siyasi görüşü veya dini ve etnik kimliği nedeniyle ya intihara zorlandı ya da öldürüldü.
Bu kayıp olayı zorunlu askerlik uygulamasının bir neticesi. Gençler zorla askeri kışlaya alınıyor.
UMUT YOK OLMASIN
25. dönem TBMM’ye verilen ilk önergede HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü tarafından Osman Karadeniz’in akıbeti soruldu.
Twitter üzerinden #OsmanKaradenizNerede hashtagi ile kampanya başlatıldı. Aile ve dostları hükümet ve askeri yetkililer nezdinde bir dizi girişimde bulundu.
Milli Savunma Bakanında ise çıt yok ve “Devlet Kayıp”!
Ümitsizlik çökmek üzere Kardeşi Zozan’ın, abisi Kadir’in ve annesi Rahime’nin üzerine.
Rahime’nin, Kadir’in ve Zozan’ın umudu yok olmasın!
Şu zorunlu askerlik müessesesi denilen rezalet yok olsun ve başka Osman’lar kaybolmasın!
Evrensel'i Takip Et