Edi bese, an azadi an azadi
Ortadoğu’nun halkları… Esmer-beyaz halklar; toprak ve su gibi insanlar… Fırat ve Dicle’nin suyunu içenler, Toroslar’dan göçenler, kum fırtınalarına ve bombalara aynı sabırla direnenler… Hayatını acıdan örenler, kendi toprağında sürgün edilenler… Etleri birbirine kaynamış, tarihleri iç iç
Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Newroz, farsça NEW (yeni) ve ROZ (gün) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiş bulunmakta olup Yeni Gün anlamına gelmektedir. Newroz’da Kürtler, yaşadıkları hemen her yerde yeniden alanlara çıkacaklar bir kez daha, baskıyla sürdürülen egemenliğe karşın sorunlarını sahiplenmeye kararlı olduklarını dile getirdiler. İzin verilmeyen, baskı ve göz altılarını göze alarak, yasakları parçalayarak, Newroz ateşini yakıp, halaya durdular. Aslında yüzyıllardır paslı zincirlerle kuşatılmış tutsaklıklarına, Devrimci Kawa’nın balyozuyla bir darbe daha vurarak bağırdılar, ‘’BİJİ NEWROZ, BİJİ AZADİ’’ diyerek.
Türkiye’de, Kürt halkının taleplerini dile getirmek için meydanlara her çıkışında olduğu gibi, Kürtler, yandaş medya tarafından bir tehdit şeklinde gösteriliyor. Oysa Kürtler, Newroz’da alanlara ağır şartlar altında olduklarını ve bu süreci değiştirebilmek için, diğer halkların sahip olduğu demokratik hak ve özgürlükleri için, eşit ve özgür yaşam taleplerini haykırmak için alanlara çıkıyorlar. Onlar; kültür, dil, kimlik ve tarihiyle yaşamak isteyen bir halk olarak, bu Newroz’da bir kez daha tüm dünyanın dikkatlerini üzerlerine çektiler. Kürtler için sadece bir bayram kutlaması değil, mevcut statükoya itirazla birlikte, baskıya ve gözaltılarına karşı bir başkaldırıyı, var olduklarının dile getirilmesi, buna direnileceği ve kendi kaderleri üzerinde söz ve karar sahibi olmak istedikleri gerçeğinin de ilanıdır. Newroz, Kürtlerin kültür ve tarihlerindeki güçlü etkisini, halkın üzerindeki direniş ve coşku duygusunun derin izlerini simgelemektedir. Newroz alanları, halkın ulusal kültürlerine karşı duyarlılığını belgeler düzeydedir.
2012 Newroz kutlamaları ile ilgili açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demirci Kawa’dan bu yana Newroz ateşinin boş yere yanmadığını ifade ederek, “1980’lerde Amed zindanında Newroz ateşi olarak yakılan 3 kibrit çöpü nasıl boşa yanmadıysa, bugüne kadar hiçbir Newroz ateşi boş yere yanmadı” dedi. “2012 Newroz’u da yeni bir çıkışın, umudun başlangıcı olacaktır” diyen Demirtaş, “2012 Newroz’u önceki Newroz’ları aşacak bir düzeyde heyecanla, katılımla Ortadoğu’daki bu kadar hızlı siyasal gelişmelerin de yarattığı motivasyonla güçlü bir Newroz olacaktır. Önceki yıllardan farkı, öncelikle bu yönüyle vereceği siyasi mesajların netliği güçlülüğüyle öne çıkacaktır. 1990’lı yıllarda devletin yasaklamalarına karşı halk her yerde kendi inisiyatifiyle sahiplenmiş ve Newroz’un siyasal çözüm gücünü ortaya çıkarmış ve Newroz’un kimlik haline, siyasetçilerden, sanatçılardan bağımsız kimliğe dönüştürmüştür. 2012 Newroz’unun da kendi kimliğiyle kutlanmasını istedik. Newroz’a katılacak konuşmacımların, sanatçıların değil, tarihten aldığı o değiştirici gücüyle bağımsız bir Newroz kimliğiyle kutlanmasını istedik. Artık Newroz, kişilerden bağımsız bir özgürlük müceadelesini sembolize ediyor” diye konuştu.
2012 Newroz’u yeni bir çıkışın, umudun başlangıcı olacaktır. Bu sene Newroz ”Edî bese, an azadî an azadî” şiarıyla 127 merkezde yapılmaya başlandı. Biz öğrenciler ise parasız ve demokratik bir eğitim için, baskının ve sömürünün son bulması, tüm ezilen halklara özgürlüklerinin getirilmesi, barışın sağlanması, kan ve ölümün son bulması için alanlarda, Kürt halkının yanında olacağız!
"DEMİRCİ KOVA", "ZALİM DEHAP"I NASIL ÖLDÜRDÜ?
Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 2006’da Adana Newroz tertip komitesinde olan Emek Partisi üyesi Halil İmrek’e verdiği 1 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Halil İmrek’in Osmaniye’de yaptığı konuşmayı “not alan” polis, “Demirci Kawa”yı ‘Demirci Kova’, “Zalim Kral Dehak”ı, ‘Zalim DEHAP’ diye anlayınca ortaya bir tutanak ve dava çıkmıştı.
BİR TÜRK POLİSİ KOMEDİSİ
Evlere şenlik tutanak yalnız bundan ibaret değil; ‘Newroz piroz be - Nevroz firoz be’, ‘Değerli emekçiler - Değerli EMEP’çiler’, ‘DTP ile omuz omuza olmamız gerekiyor - PKK ile omuz omuza olmamız gerekiyor’ diye yer alıyor. Kutlamanın olduğu tarihte DEHAP kapatılmış ve yerine DTP kurulmuştu. Demirci Kawa efsanesini bilenlerin gülmekten ölebilceği tutanak; avukatların ısrarlarına rağmen mahkeme, konuşma kasetlerinin tarafsız bilirkişilerce çözümlenmesi taleplerini reddetti. * Demirci Kawa Efsanesi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Demirci_Kawa_Efsanesi
YASAK CAN ALDI
18 Mart sabahı İstanbul’da halk tüm engellemelere rağmen bayramını kutlamak için sokağa çıktı. İlçelerde kapatılan araçlara, metrobüs ve otobüs duraklarında gözaltılara rağmen, halk Kazlıçeşme’yi kuşatmıştı. Devletin bayram yasağını güç edinen polis, halka gaz bombası, tazikli suyla saldırdı, iş polisin silah çekmesine kadar vardı. Ve beklenen sonuç atılan gaz bombası sonucu BDP Arnavutköy İlçe Yönetici Hacı Zengin hayatını kaybetti.
Devletin Kürtlere yasakladığı “erken Newroz, kutlayamazsın” uyarısı kendileri için geçerli değildi tabi ki. GÜNSİAD’ın devlet ağırlıklı Newroz resepsiyonu, 18 Mart günü yani Hacı Zengin’in katledildiği gün Çırağan Sarayı’nda yapıldı.
Ana akım medya devletin terörüne yine kalkan oldu. Halkın üzerine uygulanan şiddet karşısında susan medya; kaybedilen canı görmek yerine, kırılan camları gösterdi. Şu birkaç ayda bile Roboski’de, Esenyurt’ta, katliamalar yaşadık, Afganistan’a gönderilen askerlerin ölüm haberlerini aldık. Metin Lokumcu da gaz bombasından ölmüştü. Şimdi sıra kimde?