En uzun gündüzün mutlu akşamı

Yağmur, kar, sıcak, soğuk demeden Gülsuyu-Gülensu Kadın Dayanışma Evimizin kapısını her akşam açtık. Harcanan emek boşa çıkmadı. Halk oyunları grubumuz, koromuz, çocuk tiyatro topluluğu ve kadın tiyatro topluluğumuz oluştu. Sıra bu emekleri mahalledeki kadınlarla buluşturmaya gelmişti. “Yaza Merhaba Şöleni” yapmaya karar verdik. Biletler basıldı, pankartlar, afişler hazırlandı. 7 Haziran seçimlerini geride bırakarak bilet satışlarımıza başladık. Mahallemizdeki kapıları tek tek çalarak kadınlarımızı şölenimize çağırdık. Çaldığımız her kapının arkasında bir öykü bizi bekliyordu. Bazıları öykülerinden kareler anlattı, bazıları “derdim çok hangisini anlatayım” dedi.
Son provalar hızla devam ederken sahnede nasıl yaparızın heyecanı ve biraz da korkusu hepimizi sarmıştı. Korkunun ecele faydası yok diyerek çalışmaya devam ettik.
21 Haziran, yani ekinoks, yani en uzun gündüz. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin sahnesinde bir koşuşturma, bir telaş yaşanıyor. Saatler 18:00’i gösterdiğinde sunucularımız sahnede yerini aldı. Kısa bir slayt gösterisi ve koromuz sahnede. Türkülerimiz kadınlarımızın dudakları arasında dökülüyor. Ufak tefek aksaklıklar olsa da kocaman alkışlar onlar için geliyor. Küçük ama etkileyici bir açılış konuşmasından sonra Kadın Dayanışma Evi’ne destek veren Grup Balans ve küçük yürekleri ile sahneyi aydınlatan çocuklarımız... Allı, yeşilli kadınlarımız güzel bir Diyarbakır oyunu sergiliyor. Yine Dayanışma Evi’ne destek veren küçük kızımız, seyircileri kemanının sesi ile buluşturuyor. Kadın tiyatro topluluğumuzda oyunu sergiledikten sonra kadınlarımız Artvin yöresi ile geceye damgasını vuruyor.
Şimdi kafa kafaya verip düşünme zamanı, başka neler yapabiliriz. Mahallemizde dün bilet satmak için çaldığımız kapıları tekrar çalacağız. O kapıları açan kadınlarımız Dayanışma Evimizin kapısından içeri girerse işte gerçek dayanışma o gün başlayacak. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Mediha METE / İSTANBUL