Yeni bir hayat kuracağım
Yıllarım itile kalkıla geçti. Bir gün “Yeter artık” dedim. Pendik’te Kadın Dayanışma Derneği olduğunu, kadınların burada birleşip benim çektiğim gibi sıkıntıların üstesinden geldiğini, öğrendim. Gittim ve çaresiz olmadığımı anladım...
Merhaba Ekmek ve Gül okurları, anlatacaklarım benim hayat hikâyemden kesitler. 32 yaşında iki çocuk annesiyim. Iğdır’ın Tacilli köyünde doğdum, büyüdüm. 13 kardeşle birlikte kalabalık bir ailede büyüdük. 1991 yılında 14 yaşındayken devletin köyümüze baskılarından dolayı bir gece yarısı hayvan kamyonlarında saklanarak kardeşlerimle köyümüzden kaçmak ve doğduğumuz toprakları bırakmak zorunda bırakıldık. Anne babamız köyde kalmak zorunda kaldı. Abim tutuklanmıştı çünkü. Abim ise kardeşlerini dağa göndermekten suçlanıyordu. Oysa biz İstanbul’a dayımlara gelmiştik.
Geldiğimiz günün sabahı tekstil atölyesinde en küçüğümüz 9 yaşında olmak üzere 8 kardeş çalışmaya başladık. Annem babam 5 yıl sonra geldiler. Yıllarca tekstil atölyesinde kötü koşullarda çalışmak zorunda kaldık. Yaşım 25 oldu. Ve ben aşık oldum. İki yıl birlikte olduğum adam evliydi ve aileme anlatamıyordum. Cahillik mi diyeyim, aşk mı diyeyim… O zaman ki akıl işte.
Aileme anlatamadığım için beni kandırdı ve dini nikâhla onunla gizliden evlenerek hayatımın en büyük hatasını yaptım. Ailem Iğdırlıydı ve katı kurallarımız vardı. Ailem anlamaz ve beni öldürürdü. Sonra ben hala ailemle aynı evde kalırken hamile kaldım. Zaten çok zayıf olduğum için gebeliğimi de geç anladım ve işin içinden çıkamayacak bir hale geldim. Aylarca kimseye söyleyemedim. Beraber olduğum adam ise sahip çıkmıyordu. Ta ki doğum yapana kadar… Ailemin evindeydim. Doğum sancım başladı ve ben alelacele evden kaçmak zorunda kaldım. Sonra çaresiz bir şekilde imam nikâhlı eşimin evine gittim. Eşim bu durumları duyunca köye ailesinin evine gitmiş. Ailem olayları duyunca beni sildi ve asla görmek istemediklerini söyleyerek beni asla affetmediler.
KÖLE GİBİ
Eşim eski eşiyle boşanarak benimle evleneceğini söylemişti. Kızım doğdu ve artık çileme kızım için katlanacaktım kendimce. Evde bütün işleri, bakım hizmetlerini ben yapıyordum, yine de benden kötüsü yoktu. Sürekli bana ve çocuğuma kötü davranıyorlardı. Onu piç diye dışarı atıyorlardı. Sürekli başıma kakıyorlardı. “Kendi elinle geldin, kendi elinle ettin” diye beni suçluyorlardı. Dört yıl sonra tekrar hamile kaldım ve bir oğlum oldu. Oğluma hamile kaldığımda eşim başka biriyle beraber olmaya başlamış. Bir gece görümcem elinde kınayla geldi. “Nereden geliyorsun?” dediğimde “Abimin düğününden geliyorum” dedi. Kınayla düğünü olmuş meğer. Dünyam başıma yıkıldı. Aileme, abime gittim, anlattım, sığındım. Abim kabul etmedi, “Çocuklarını bırak gel” dedi. Nasıl bırakırım çocuklarımı, yaptığım bütün hataların bedelini çocuklarıma nasıl ödetirim! Bıraksam, kayınvalidem bir yandan, görümcem bir yandan çocuklarımı mahvederlerdi. Altı yıldır çocuklarım için o evde kocasız, sevgisiz, köle gibi yaşıyorum. Tabii buna yaşamak denirse. Kocam bana, “Gel kumanla yaşa, sen çalış, o da çocuklarına baksın” diye teklif ediyordu. Kayınvalidem evden atıyordu. “Kocan yok, git” diye. Ailemin yanına gidemiyordum. Nereye gidecektim, iki çocukla çaresiz bir o kadar da güçsüzdüm. Çocuklarım için başvurmadığım yer kalmadı yardım edilsin diye. Belediyeden son 4 yıldır yardım alıyorum. Bu yardım paralarını öğrenince kocam ona da göz dikti. Kartı elimden alarak paraları aldı. İmzamı kullanarak kredi kartlarına başvurdu adıma, bir sürü borç çıkardı. Resmi nikâhım da olmadığı için, istediğini yapıyordu.
El işi, ev işi yaparak, evde de bir sürü eziyet çekerek çocuklarımın ihtiyacını karşılamaya çalışırken bir yandan da onun borçlarını ödedim. Hiç gelip gitmiyordu, çocuklarını dahi görmüyordu. Uzun lafın kısası, yıllarca bu hayatı çektim. Yaptığım hatalardan dolayı çaresiz, güçsüz bütün bunları çekmeye mecburum gibi hissediyordum. 12 yıl bu acılarla çaresizliklerle geçti. Benim iki çocuğum, görümcemin çocuğu, eşimin ilk eşinden olan çocuğu, benden sonra evlendiği eşinden olan çocuklar, kayınvalidem, hepsine ben bakıyordum.
YETER!
Yıllarım böyle itile kalkıla geçti. Çocuklarımın psikolojisi bozuldu. Özel eğitime gidip psikolojik yardım alıyor çocuklarım. Son iki yıldır da ailemle görüşmeme rağmen yine de bir çözüm yolu bulamıyordum.
Bir gün “Yeter artık” dedim. Pendik’te Kadın Dayanışma Derneği’nin olduğunu, kadınların burada birleşip benim çektiğim gibi sıkıntıların üstesinden geldiğini, öğrendim. Kardeşimden de aldığım destekle derneğe gittim. Gittim ve çaresiz olmadığımı anladım, daha güçlüyüm şimdi, daha kararlıyım. O evden ayrılacağım ve çocuklarımla yeni bir hayat kuracağım. Yalnız değildim artık. Benim gibi bir sürü kadın var ve bu kadınlar birleştikçe, sorunlarını paylaştıkça üstesinden gelebileceğini öğrendim. Dernek çok güzeldi ve bu derneğe üye olup, el işi kursları açabileceğimi ifade ettim.
Yeni yaşamda tekrar buluşmak dileğiyle…
Ayşe ÖZTÜRK / Pendik-İSTANBUL
Not: Ayşe’nin okuma yazması olmadığı için anlattıklarını kadın derneğindeki arkadaşları yazıya döktü.