Kendim için ne zamanım ne bütçem var
Seçim sürecinde kadınlara yönelik seslenişlerde kadın istihdamını artırmaktan, kadın dostu çalışma hayatından, iş ile aile yaşamının uyumlulaştırılmasından vb. bahsedildiğini çokça duyduk...
Burcu ATEŞ
Seçim sürecinde kadınlara yönelik seslenişlerde kadın istihdamını artırmaktan, kadın dostu çalışma hayatından, iş ile aile yaşamının uyumlulaştırılmasından vb. bahsedildiğini çokça duyduk. Kadınlar da bu süreçte çalışma hayatıyla ilgili olarak başta eşit işe eşit ücret, insanca yaşanabilir bir asgari ücret, güvenceli iş, sendika hakkı ve sağlık güvencesi gibi kendi taleplerini dile getirmeye devam ettiler. Yeni Meclis’e hala yeterli olmasa da şimdiye kadarki en yüksek sayıda kadın seçildi. Henüz bir hükümet kurulamamışsa da kadın vekiller, kadınların sorunlarının çözümü için bir dayanak olabilecek mi? Bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz.
Kadınların nasıl zor koşullarda çalıştığını aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Kadının yoklukla imtihanı, kabul etmek zorunda bırakıldığı çalışma koşullarının ağırlığı ile katmerleşiyor. Toplumsal ve ekonomik koşullar nedeniyle mesaisi hiç bitmeyen bir kadın olarak çalışmanın zorluklarını, kadınların iş ortamında ne gibi sıkıntılarla karşılaştıklarını Yenimahalle’de işçi olarak çalışan Nuray Deli ile konuştuk.
26 yaşındaki Nuray, “Bir kadın olarak çalışmak çok yorucu. Şahsen çalışmak istemezdim, üç çocuğum var ve çocuklarımla ilgilenebilmeyi daha çok isterdim. Erken bir evlilik yaptım ve okuyamadım. Bu koşullarda da en iyi bulduğum işte bile 10-12 saat çalışmak zorundayım. Bu da anneliğimden ve özel hayatımdan taviz vermeme neden oluyor.”
KADINA BİÇİLMİŞ BELİRLİ GÖREVLER VAR
Kadınların aynı zamanda evde de bir işçi gibi, belirli bir mesai saati olmadan çalıştığını söyleyen Nuray, evde de yemek yapmak ve temizlik yapmak gibi kadına biçilmiş, belirli görevlerin kendisine kaldığını belirtiyor. “Aslında böyle olmamalı fakat böyle alışılagelmiş bir durum söz konusu. Bu da beni gülmeyi unutan, kendi özel hayatı olmayan bir kadın yaptı. Yorgun bir şekilde sürekli bir yerlere koşturuyorum ve bundan memnun değilim” diye ekliyor.
Emeğinin karşılığını alıp almadığını sorduğumda ise Nuray, hayat şartlarının çok zor olduğunu, eşinin de kendisinin de asgari ücretle çalıştığını anlatıyor: “Üç kızım var ve üç çocuk okutmak demek ancak onların masraflarını karşılamak demek. Kendime ayırdığım hiçbir bütçe yok. Yani emeğimin karşılığını alıyorum diyemeyeceğim.”
"TEK HEDEFİM EMEKLİLİK GÜNÜNÜ DOLDURMAK"
Bir kadın olarak hayattan ne beklediğini sorduğumda Nuray, tek hedefinin emeklilik için gününü doldurmak olduğunu ifade ediyor. Bu saatten sonra asgari ücret alan biri olarak geçimini daha iyi koşullarda sağlayacağına inancı olmadığını söyleyen Nuray, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çalışan kadınla işçi kadın farklı şeyler. Bence işçi bir kadınla başka statüde farklı şekilde çalışan kadın maddi açıdan ve çalışma saatleri açısından farklı koşullardadır. Tabii kadın olmaktan yana yaşanan sıkıntılar değişmiyordur. Ben 26 yaşında bir işçiyim ve asgari ücretle, hiçbir özel hayatım kalmamış şekilde emeklilik günümü doldurmak için çalışıyorum.”