Ateşe gömüldüler
İstanbul Esenyurt’ta bir alışveriş merkezinin inşaatında çalışan işçiler inşaatın şantiyesinde yatakhane olarak kullandıkları bir çadırda yangın çıkması nedeniyle yanarak can verdiler. On kişilik bir koğuşta otuz beş kişi yattılar. İhmalleri ise Esenyurt belediye başkanının anlattığı gibi. İhmal 10 kişilik bir koğuşta 35 kişi
İstanbul Esenyurt’ta bir alışveriş merkezinin inşaatında çalışan işçiler inşaatın şantiyesinde yatakhane olarak kullandıkları bir çadırda yangın çıkması nedeniyle yanarak can verdiler. On kişilik bir koğuşta otuz beş kişi yattılar. İhmalleri ise Esenyurt belediye başkanının anlattığı gibi. İhmal 10 kişilik bir koğuşta 35 kişi değil de 50 kişi yatmamalarıydı. Aslında ihmal işveren ya da teşeron firmanın da değildi. İhmal yangın yerinde bulunan yangın söndürme tüpünün boş olması da değildi. Aslında ihmal çadırda yatmaları da değilmiş. Aslında ihmal onların ihmali. Çünkü onlar kışın soğuk olan bir ülkede yaşıyorlardı. Çünkü onlar işçi ölümlerinin kader sayıldığı bir ülkede yaşıyorlardı. Çünkü onlar bu ülkede birer işçiydiler ve bu ülkedeki işçilerin kaderini paylaştılar.
Renkleri, dilleri, dinleri farklı olsa da amaçları aynıydı onların. Her biri ekmek kavgası verdi. Kimi Muğla’dan, kimi Bitlis’ten, kimi Ordu’dan geldi. Kimi harç kardı, kimi duvar ördü, duvarı sıvadı, kimi fayans döşedi. Ama hepsinin kaderi aynıydı. Onlar mevsimlik işçiydiler ve mevsiminde de öldürüldüler.
Bu alışveriş merkezinin inşaatını yapan şirket başbakanın ödüllü şirketi. İşçilerin de celladı. Başbakan sektörün ayağındaki prangaları söküp işçilerin ayağına bağladı. Kendileri sırça köşklerde yatarken işçileri çadırda yatırdılar. 220 milyon liralık bir projede işçi hayatını hiçe saydılar. En kötü ihtimalle konteynerda yatmaları gerekirken çadırda yatırıldılar. İki kişiyi öldürdükten sonra sigorta yaptırdılar. AKP’nin patronları önlerindeki engellerden ve ayaklarındaki prangalardan kurtulurken işçiler patronlarının para hırsına kurban oldular. Patronları esnerken onlar esnek çalıştırıldılar.
Kaçıncı iş kazası, kaçıncı işçi hayatı, kaçıncı kanlı tuzaktır bilinmez ama bilinen para babalarının sermayedarların AKP Hükümeti patronlarının eline kan bulaşmıştır. Kapitalizmin para hırsı on bir cana daha kıymıştır. İşçi hayatları hiçe sayılmıştır. İşçilerin ölmesine göz yumulmuştur. AKP’nin başarılarına bir başarı daha eklenmişti. Keza bu hükümet işçileri öldürerek işsizliği azaltma düşüncesi taşımaktadır.
Nazım yaşasaydı yazdığı dizeleri onlar için değiştirirdi.
Onlar yanarak öldüler. Ateşe gömüldüler. Vaktimiz yok onların matemini tutmaya. Akın var akın. Ateşe akın! Ateşi zaptedeceğiz. Ateşin zaptı yakın.
Yanarak öldüler kim bilir davaları belki de zaman aşımına uğrar. Onları da yakarak öldürenlerin davası 20 ya da 30 sene sonra zaman aşımına uğrar. Nasılsa yakarak öldürmek suç sayılmıyor ülkemizde, nasılsa katiller dışarda ellerini kollarını sallarken masumlar onların cezalarını çekiyor. Nasılsa ileri demokrasinin tüm safhalarından geçtik.