Zenginler tuvalette müzik dinlesin, yoksullar tren rayında hacet gidersin
BM çocuk ajansı UNICEF ile Dünya Sağlık Örgütünün araştırmasına göre, dünya üzerinde üç kişiden biri, yani dünya genelinde 2.4 milyar insan hıfzıssıhha tesislerine hâlâ sahip değil ve buna tuvaletini açıkta yapan 946 milyon kişi de dahil.
Thalif DEEN
IpsNews
Yeni bir BM raporuna göre gelişmekte olan ülkelerin çoğu hıfzıssıhha, yani sağlık koruma konusundaki hedeflerini yerine getiremediğinden, dünyanın en yoksul ülkeleri çok geride kalıyor.
BM çocuk ajansı UNICEF ile Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) yazdığı Ortak İzleme Programı raporu, “Hıfzıssıhha ve İçme Suyu Gelişimi: 2015 Güncellemesi ve MDG Değerlendirmesi”, üç kişiden birinin, yani dünya genelinde 2.4 milyar insanın hıfzıssıhha tesislerine hâlâ sahip olmadığını belirtiyor buna tuvaletini açıkta yapan 946 milyon kişi de dahil.
“Verinin gerçekten gösterdiği, sürdürülebilir gelişim sağlamak için tek yol olarak eşitsizliklere odaklanmak gerektiğidir,” diyor UNICEF’in küresel su, hıfzıssıhha ve hijyen programları yöneticisi Sanjay Wijesekera. Şöyle devam ediyor: “Bugüne kadarki küresel model şöyle işledi: En zenginler önden gider, onlar erişince en yoksullar da arkadan yetişmeye başlar. Hıfzıssıhhaya evrensel ulaşımımız 2030’u bulacaksa, en yoksullar için bir an önce gelişmeler olmasını güvence altına almamız gerek.”
ENGELLER NELER?
Mevcut eşitsizliklere işaret eden rapor hıfzıssıhha ile ilgili gelişmeleri nelerin engellediğini sayıyor; alışkanlık değiştirme kampanyaları yatırımlarının yetersizliği, yoksullar için satın alınabilir ürünlerin azlığı ve açıkta tuvalet ihtiyacı gidermeyi kabul eden, hatta yüreklendiren toplumsal normlar. 1990’lardan beri yaklaşık 2.1 milyar insanın ıslah edilmiş hıfzıssıhhaya erişebildiyse de, Binyıl Kalkınma Hedefi’nin (MDG) 700 milyon kişi kadar gerisinde kaldı. Bugün, dünya nüfusunun yüzde 68’i ıslah edilmiş bir hıfzıssıhha tesisi kullanıyor, yüzde 77 olan MDG hedefinin 9 puan altında.
UNICEF’in Araştırma ve Politikalar Bölümü Yöneticisi Jeffrey O’Malley’in geçen hafta gazetecilere söylediğine göre, dünya su konusunda yine de “çarpıcı gelişme” gösterdi. 2015’te dünya nüfusunun yüzde 91’i ıslah edilmiş bir su kaynağı kullandı, 1990’da bu yüzde 76 idi. Yani 6.6 milyar insanın ıslah edilmiş içme suyuna erişimi var. Dünya çapında erişimi olmayan sayısı ise toplam 663 milyon, geçen yılın tahmininden neredeyse 100 milyon daha az. Bu sayı ilk kez 700 milyonun altına düştü.
UYGUN BİR TUVALET ANCAK 300 YIL SONRA!
Binyıl Kalkınma Hedeflerinin süresi bu yıl dolunca, suyla ilgili amaçlara tamamen ulaşıldı, ama büyük boşluklar hâlâ duruyor, özellikle Sahra altı Afrika’da. Hıfzıssıhha hedeflerinde çarpıcı bir başarısızlık var. Rapora göre şimdiki gelişme hızıyla, Sahra altı Afrika’da herkesin sıhhi bir tuvalete erişmesi 300 yıl sürecek.
Londra’daki WaterAid’de izleme ve hesap verebilirlik konularında siyaset analisti Tim Brewer, MDG su hedefine büyük ölçüde ulaşılmasının ulaşması en kolay olanlardan dolayı olduğunu söylüyor. Şuna dikkat çekiyor: “En yoksullar hâlâ çoğunlukla geride bırakılıyor. Şu sıralar müzakere edilen yeni BM sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde (SDG) yapmamız gereken, en yoksullar için kalkınmayı en başa yazıldığından emin olmak. Görece varlıklı olanların durumu iyileştiği için, milyonlarca insan kirli sulardan ya da dışkıyla kirlenen çevreden hasta olmaya devam ettiği halde, bir kez daha başarılı oluyormuşuz gibi görünemeyiz.”
Brewer, izlemenin kilit önemde olduğunu belirtiyor: “Yoksullar için temel erişimi ölçmenin yanı sıra, suyun güvenli ve uygun fiyatlı olup olmadığı gibi, atık suyun güvenli bir muamele görüp görmediği gibi diğer göstergeleri de ölçmemiz gerekir. 2030’da herkese, her yere ulaştığımızdan ve hükümetleri verdikleri sözden sorumlu tutacağımızdan emin olmanın tek yolu bu.”
2030 HEDEFİ BİLE BELİRSİZ
(...)“İnsan sağlığının faydasını görmek için, özellikle kırsal ve yetersiz hizmet alan bölgelerde hıfzıssıhha gelişimini daha da hızlandırmak hayati önemde”. WHO’nun Kamu Sağlığı, Çevresel ve Toplumsal Sağlık Belirleyicileri bölümü başkanı Dr. Maria Neira böyle söylüyor.
Hıfzıssıhha hedeflerinin önerilen SDG’lere 2030 hedefiyle girmesinin gerçekçi olup olmayacağı sorulunca, UNICEF’ten Wijesekera yeni SDG gündemine daha da büyük hedefler tavsiye edildiğini söyledi açıkta tuvalete gitmeyi ortadan kaldırmak ve hıfzıssıhhaya evrensel erişimi sağlamak. Şöyle diyor: “Bence 2030’da hıfzısıhhaya evrensel erişim sağlama hedefi mümkündür, ama ancak şimdiden en yoksul ve en korunmasız olanlara odaklanarak başlarsak (En varlıklıların önce erişmesini beklemektense, ki tarihte hep böyle oldu). Son 25 yılın, özellikle de son 15 yılın başarılarından da öğrenebiliriz. MDG döneminde birçok ülke hızlı kazanımlar elde etti.”
Örnek olarak, Etiyopya’nın açıkta tuvalete gitme oranını yüzde 64 azalmasını ve Tayland’ın en zengin ile en yoksul arasındaki erişim farkını kapatmasını gösteriyor. Bu da ona göre, ülkeler su, hıfzıssıhha ve hijyene erişimde eşitsizliklerle mücadelenin, dolayısıyla sağlık, beslenme, eğitim ve ekonomik üretkenlikten daha fazla kişinin istifade etmesinin önünü açmanın önemini anlayınca, nelerin mümkün olduğunu gösteriyor.
Hıfzıssıhha sorununun nasıl çözüleceği sorulunca, Wijesekera şöyle diyor: “Hıfzıssıhha roket bilimi değildir. Gelişmiş ülkelerin birçoğu onu cepte sayıyor. Ama gelişmekte olan ülkelerde sahadaki deneyimimiz, bunun hükümetlerin para ve teknoloji yatırımı meselesinde ibaret olmadığını gösteriyor. Aynı zamanda sıradan insanların tutum ve davranışlarını değiştirmekle de ilgili, bu da zaman alıyor.”
YATIRIM HALK İÇİN YAPILIRSA...
Hıfzıssıhha, en iyi, ülkeler yerel düzeyde insanların davranışlarını değiştirecek ve özel sektörün yoksullar için uygun fiyatlı ve kaliteli ürünler ile hizmetler sunmasını sağlayacak sistemler kurduğunda, halkına yatırım yaptığında sağlanır. Wijesekera’ya göre bunu ülkeler kendileri yürütmeli ve bağışçılar, uluslararası kurumlar ile özel sektörün her biri gerekli finans ve uzmanlığı sağlama konusunda rol almalı. Aynı zamanda, insani ve iktisadi kalkınmanın temeli olarak hıfzıssıhhanın önemi konusunda artan bir farkındalık olduğunu da belirtiyor. BM Genel Sekreterinden Dünya Bankası Başkanına, Hindistan Başbakanına kadar dünya liderleri hep bunun hakkında konuşuyor. Wijesekera şöyle diyor: “Bu yüksek düzeydeki siyasi desteği herkesin zaten sahip olduğu insan hakkına erişmesi için eyleme çevirmeli: Temiz içme suyu ve uygun hıfzıssıhha.”
161 MİLYON ÇOCUĞU ETKİLİYOR
Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde, yayımlanan bazı raporlara göre, hıfzıssıhha temel ihtiyacın çok ötesinde: Müzik yayını, otomatik sifonlar, hatta bazısında manzaralı pencereler gibi lüks süsler var. Gelişmekte olan ülkelerde milyonlarca insan köy ormanları yakınlarında ya da tren rayları üstüne açıkta ihtiyaç gideriyor (Bağırsak hareketleri de bu durumda tren hareket saatlerine göre düzenleniyormuş, New York Times’ın haberine göre.)
Açıkta hacetini yapma uygulaması, büyümenin engellenmesi -ya da kronik kötü beslenme- riskiyle de bağlantılı, bu da dünya çapında 161 milyon çocuğu etkiliyor ve onlarda geri dönülemez fiziksel ve zihinsel hasar bırakıyor.
* Ara başlıklar Evrensel’e aittir
(Çeviren: Çağdaş Günerbüyük)