Çöp kutularındaki üniversite mezunu CV'leri
YÖK’e seslenen Kenan Yavuz şöyle diyordu; “Lütfen bana Üniversite! mezunu CV yollamayın. Bakmadan çöpe atıyorum. YÖK Malumunuz, üniversitelerimize de sık sık CEO’lar gelir, kariyer planlamaya dönük etkinlikler yapılır, sertifikalar verilir. Biz de bu CEO’nun açıklaması ve okullarımızda düzenlenen bu tarz etkinlikler arasında bir tezat var diye düşündük.
Elif TURGUT
İTÜ
Üniversite tercih döneminde binlerce genç arkadaşımız gelecek umuduyla üniversite reklamları arasında gidip gelirken bir CEO’nun yapmış olduğu açıklama moda deyimle çok “manidar” olmuştu. Bu kişi, uluslararası bir firmanın Türkiye temsilcisi idi. YÖK’e seslenen Kenan Yavuz şöyle diyordu; “Lütfen bana Üniversite! mezunu CV yollamayın. Bakmadan çöpe atıyorum. YÖK eğer talep ederse, çöpe attığım CV’leri kendilerine hediye edebilirim” Sanayinin ihtiyaçlarına göre bir eğitimin daha detaylı planlanmasını istiyordu yaptığı açıklamada. Malumunuz, üniversitelerimize de sık sık CEO’lar gelir, kariyer planlamaya dönük etkinlikler yapılır, sertifikalar verilir. Biz de bu CEO’nun açıklaması ve okullarımızda düzenlenen bu tarz etkinlikler arasında bir tezat var diye düşündük.
ÖĞRENCİ CEOLAR
İTÜ’de İşletme Mühendisliği Kulübü’nden bir arkadaşımız ile bu konu üzerine sohbet ettik. Arkadaşımız Can Berk Balaban. İşletme Mühendisliğinde 4. sınıfta okuyor. Kulübün okulda gerçekleştirdiği iki büyük etkinlikten biri olan Yönetim Bilimleri Kongresi’nin koordinatörlüğünü yaptığından bahsediyor bize. ‘Peki kulüp?’ diye soruyoruz. Biraz bahsetmesini istiyoruz. “Yaklaşık olarak 80 civarında aktif üyemiz var. Kulüp, bir profesyonellik kulübü. Üyelerini iş yaşamına hazırlamayı ve profesyonel anlamda geliştirmeyi amaçlıyor.” diyerek anlatıyor bize kulübü. Etkinliklerinden bahsederken geçen sene CV hazırlama eğitimi verdiklerini söylüyor.
Bizim de aklımıza gelen ilk şey Kenan Yavuz’un çöp kutusu oluyor. Hemen o açıklamayı soruyoruz biz de. Aldığımız cevap “Üniversite mezunlarından tamamen vazgeçmenin mümkün olmadığını düşünüyorum. Sadece teknik olarak yeterli personel istihdam edilirse ARGE ya da farklı alanlarda bir ilerleme olmaz. Buna rağmen Türkiye’de özellikle üretim tesislerinde üretim süreçleri ya da makineleri hakkında bilgi sahibi olan, ara eleman ihtiyacının da olduğunu düşünüyorum ve teknik liseler sayesinde bu ihtiyaç karşılanabilir.” Oluyor. Açıklama yapan CEO’dan farklı düşünmüyor.
HERKES İSTİYOR AMA ON KİŞİDEN BİRİ İŞSİZ
Kulüplerinin düzenlediği kariyer zirvelerinde okula getirdikleri CEO’ların ‘başarı’ hikayelerini öğrencilere anlattıklarını oysa her 10 üniversite mezunundan birinin işsiz olduğunu hatırlatıyoruz.
Genç işsizlik oranının bu kadar yüksek olması hakkında da bizi şöyle cevaplıyor; “Artık sadece üniversite mezunu olmak iş bulabilmek için yeterli değil. Tabiki de okunulan bölümün de bunda etkisi var; ancak üniversite süresince öğrencilerin kendilerine kattıkları artılar fark yaratıyor. Biz etkinliklerimizde bu bilinci yaratmaya çalışıyoruz.” Üniversiteli işsiz oranının bu kadar yüksek olmasının sebebinin öğrencilerin kendine bir şeyler katamamış olması mı sence diye soruyoruz.
Küçük bir ek daha yapıyoruz; artılar derken neyi kastettiğini de soruyoruz. “Tabiki de işsizliğin onlarca farklı sebebi olabilir; ancak bilinen ikinci yabancı dili ya da bir konuda ekstra ders almayı ve uzmanlaşmayı birer artı olarak kabul edebiliriz.” Diyor. Çok tatmin olmamakla birlikte sanayi ihtiyaçlarına göre eğitimi tartışmaya devam ediyoruz.
SANAYİCİ NE DİYORSA O!
Üniversite eğitimine müdahalenin doğru olup olmadığını soruyoruz. Tamamen doğru bulmadığını söylese de geçerliliğini kaybetmiş bir bölümü okutmaya devam edilirse artık ihtiyaç olmayan bir eğitimi almış mezunlar yetişeceğini ve bu kişileri istihdam etmenin mümkün olmayacağını düşündüğünü söylüyor Can Berk.
FİLM DAHA YENİ BAŞLIYOR
Böylece röportajı bitirmiş oluyoruz. Okulumuzun şu aralar tatilde olması sebebiyle bu röportajı internet üzerinden yaptık. Ancak bu sene sanayi ihtiyaçları ve üniversiteyi, üniversitede verilen eğitimi ve bizlerin gelecek kaygılarını daha çok tartışacağız. Çok sorular soracak, yanıtlarını hep birlikte arayacağız. Bu sayımıza yaptığımız bu röportajı bir fragman olarak kabul edelim. Filmi çekmeye hepinizi bekleriz!
SÖMÜRÜDE ŞAMPİYON OLANLARIN ‘BAŞARISI’
‘Başarılı’ CEO hikayelerinden sonra aklımıza otomotivin ‘şampiyonları’ geliyor hemen. “Şu anda ihracat alanında şampiyon, çok başarılı olarak nitelendirilen ve çok kazanan patronların olduğu Renault, TOFAŞ, Ford gibi bir çok fabrikada işçiler daha iyi ücretler daha iyi çalışma şartları için direndi. Çok net görünen bir ekonomik eşitsizlik var. Sen bir işletme mühendisi ve kulübün etkinlik direktörü olarak kulübünüzün düzenlediği etkinliklerin bu ekonomik eşitsizliğe ne açıdan etki edeceğini düşünüyorsun?” diye soruyoruz. “Neredeyse hiçbiri bu alana odaklanan etkinlikler değil.
Kariyer zirveleri genel olarak öğrencilere iş imkanı sağlamayı amaçlıyor; ancak ücret eşitsizliğine herhangi bir müdahalesi olmuyor” diyor. Ama biz bir müdahalesi olmadığı noktasında hemfikir değiliz Can Berk ile. O yüzden sırdaki sorumuz şöyle oluyor; Diğer CEO’ların başarı hikâyelerini anlatarak onlar gibi olma isteği yaratmak sence buna etki etmiyor mu? Herkes bir CEO adayı olabilir, bu tarz etkinliklere katılsın ya da katılmasın. Buradaki genel mantık kariyerlerinde hızlı şekilde başarıyı yakalamaları için ipuçları vermek. Toplumsal yapıyla ilgili görüşlerine etki etmez.
Diyor o da cevap olarak.