Patron önce darbetti sonra silahla tehdit etti
Cansu PİŞKİN
Tolga Alp TURGUT
İstanbul
Tuzla Birlik Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Çan Ortak Girişimi Norm fabrikasında sendikalılaştıkları için işten atılan ve fabrika önünde kurdukları çadırda direnen işçiler patron ve korumaları tarafından darbedildi.
Çan Ortak Girişimi Norm fabrikasında sendikalılaştıkları için işten çıkarılan işçiler, geçtiğimiz hafta düdük ve teneke çalarak fabrika önünde eylem yaptıkları sırada patronun, insan kaynakları müdürünün ve korumaların saldırısına uğradı.
PATRON POLİSE TALİMAT VERDİ
Patronun sözlü ve fiziksel saldırısına maruz kalan işçilerden Fikriye Akgül, olay günü yaşananları Evrensel'e anlattı. Direnişe başladıkları günden bu yana patronlar fabrikaya girerken düdük çalıp tenekelere vurarak eylem yaptıklarını dile getiren Akgül, şöyle devam etti: “14 Temmuz Salı günü de aynı eylemimizi gerçekleştirirken patronlardan Celal Öğütoğulları, İnsan Kaynakları Müdürü Süleyman Yetişkin ve misafirleri dışarı çıktı. Celal Öğütoğulları, düdük çalan arkadaşlarımız yanına geldi ve parmağını sallayarak ‘slogan at ama düdük ve teneke çalamazsın, sizin için kötü olur’ dedi. Bunun üzerine arkadaşımızın elinden düdüğü aldım ve çalmaya başladım. Bunun üzerine bana yönelerek ‘Allah sizi kahretsin, hepinizin ayağına sıkacağım’ diyerek tehditler savurdu. Bununla da yetinmeyip ‘Aşağılık kadın, pislik kadın seni geberteceğim’ diyerek üzerime saldırdı ve omzuma yumruk attı. O vurunca arkadaşlarım araya girdi. Daha sonra polisler geldi.” Diğer patron Nurettin Öğütoğulları’nın polislere kendisini ve iki arkadaşımı göstererek “Alın bunları” şeklinde talimat verdiğini aktaran Akgül, olayın görüntülerini savcılığa teslim ederek patronlar hakkında suç duyurusunda bulundukları bilgisini verdi.
PATRON KIŞKIRTIYOR
Sürekli direniş yerinde olan tek kadın işçinin kendisi olduğunu ve bu nedenle patronların özellikle kendisine yüklendiğini dile getiren Akgül, “Ben çadırda yokken arkadaşlarıma gelip ‘Siz iyisiniz ama siz o kadının kim olduğunu biliyor musunuz geçmişini biliyor musunuz elimizde belgeler var örgütler onu yönetiyor’ diye kışkırtmaya çalışıyor, ben ve arkadaşlarım arasında bir mesafe yaratmaya çalışıyor. Benim hayatım 12 yaşından beri emek hırsızlarına karşı mücadeleyle geçti. Ben onları hep zengin ettim. Benim geçişim onurlu, haklı bir mücadeleye kendini adamış bir işçi geçmişi” diye konuştu.
SENDİKALI İŞÇİLERE BASKI YAPILIYOR
Yönetimin, sendikalı işçilere özel odalarda sendikadan ayrılmaları konusunda psikolojik baskı yaptığını dile getiren işçiler, engelli bir arkadaşlarının sendika üyeliğinin patron ve insan kaynakları müdürü tarafından e-devlet şifresi alınarak iptal edildiğini söyledi. Sendika üyeliği iptal edilen engelli işçinin boş bir kağıda imza attırılarak 2 ay ücretli izne çıkartıldığı da iddialar arasında.
KÖMÜR OCAĞINDA ÇALIŞMIŞ GİBİ...
Kimyasal biyolojik silahlara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) koruyucu kıyafet üreten Norm işçilerinin, işçi sağlığı ve iş güvenliklerinin sağlanması için Petrol-İş’e üye olmalarından sonra 14 işçi işten atılmıştı. Atılan işçiler 55 gündür fabrika önünde kurdukları çadırda direnişe devam ediyor. Askeri güvenlik için kıyafet ürettiklerini ama kendi güvenliklerinin sağlanmadığını belirten işçiler, sağlıklarından endişeli. İşçiler, şunları anlattı: “Sendikalı olmada ki talebimiz maaş talebi değil işçi sağlığı, işçi güvenliği talebiydi. Nefes alamaz duruma geldik ve sürekli hastayız. Kimyasalları elimizle tutuyoruz koruyucu hiçbir şey yok. Kullandığımız eldiven örgü eldiven oradan zaten direk geçiyor toz. Hemşire eldivenleri kullanıyoruz onlar da çok kısa sürede eriyor hemen. Maske olarak da bildiğimiz bez maskeleri veriyor. Biz filtreli maske istiyoruz. İçeride havalandırma sistemi yok küçücük iki cam var hava girmiyor. Sürekli tozlu bir ortam ve bunaltıyor. İçeride sürekli baş dönmesi, mide bulantısı, halsizlik problemleri yaşayan insanlar var. Karbon kokusu ve karbon havası bizi hasta ediyordu. Tehlikeli ve kanserojen bir madde. Günde minimum 3- 4 kişi çeşitli problemlerle sağlık ocağına gidiyor. Sabah girdiğimizde tertemiz giriyoruz ama akşam çıktığımızda kömür ocağında çalışmış gibi herkesin yüzü gözü kir pas içinde simsiyah. Öksürürken adeta kömür tozu geliyor. Bayram tatillerinde izne çıktığımız zaman birkaç gün sonra elini yıkadığında, sümkürdüğünde bile hala karbonun pislikleri geliyor.”
İşçiler, iş güvenliği uzmanının yalnızca bir kez geldiğini ve ‘uydurma’ bir iş güvenlik eğitimi yaptığını, eğitim esnasında da ‘önlüklerinizi giyin, zil çalmadan yerinizden kalkmayın, zil çaldığında makinenizin başında olun, disiplinli olun, sadece işinize bakın, başka şeylerle ilgilenmeyin” şeklinde talimatlar verdiğini söyledi. Sağlıksız çalışma koşullarından şikayetçi olan işçiler, uzmanların “Daha iyi bir iş yerimi bulacaksınız bunu bulmuşsunuz buna şükredin” diye azarlandıklarını söyledi.