25 Temmuz 2015 09:21

Gazeteciler: Savaş konsepti muhalif basını da hedef alıyor

Medya Savunma Alanları'na yönelik hava bombardımanının ardından bazı muhalif basın kuruluşuna ait internet adreslerine erişimin engellenmesine tepki gösteren gazeteciler, devreye konulan savaş konseptinden muhalif basının da nasibini almaya başladığını söyledi.

Paylaş

AKP tarafından devreye konulan savaş konsepti çerçevesinde dün gece TSK'ye ait savaş uçakları tarafından Medya Savunma Alanları'na yönelik yapılan bombardımanın hemen ardından, DİHA, ANF, ANHA, Rojnews, sendika.org ve Özgür Gündem Gazetesi gibi basın kuruluşlarının internet sitelerine Türkiye'den erişim engellendi.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından alınan "İdari tedbir" kararı doğrultusunda 40'ya yakın özgür ve alternatif basın kurumu ve oluşumunun kullandığı internet sitelerine erişim engeli getirildi.

Basın kuruluşlarına dönük bu engele Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu ile gazeteciler Aydın Çubukçu, Necmiye Alpay ve Aslı Aydıntaşbaş tepki gösterdi.

AYDIN ÇUBUKÇU: SAVAŞ ORTAMINDAN BASIN DA NASİBİNİ ALDI
Ülkede bir savaş havası estiğine işaret eden Gazeteci-Yazar Aydın Çubukçu, basına yönelik bu baskının da, bu savaş ortamının bir sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi. Çubukçu, AKP'nin devreye koyduğu savaş konsepti çerçevesinde sadece basının değil, tüm toplumun şiddetli bir baskı altına alınmaya çalışıldığını da söyledi.

NECMİYE ALPAY: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SIFIRLANMAK İSTENİYOR
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, dün Evrensel ve Özgür Gündem gazetelerini 'Bunlar suç makinesi' diyerek hedef göstermesinin ardından internet sitelerine erişimin engellenmesi kararına tepki gösteren Gazeteci Necmiye Alpay da basın özgürlüğünün "sıfırlanmak" istendiğini vurguladı.

Basın özgürlüğü üzerindeki bu baskının, savaş politikası ile doğrudan bağlantılı olduğunu kaydeden Alpay, "Besbelli seçimlerde kaybettikleri iktidarı, yeniden ele geçirmek için eski-yeni her tür baskı mekanizmasını kullanıyorlar. Bundan sonra da demokrasiden bahsetme hakları kalmıyor. Tarih önünde pişman olacakları politikalar yürütüyorlar. Ve bunlara bir son vermeleri lazım. Bu politikalar kendi partilerinin de aleyhine çalışıyor. Yani seçimlerde oy kaybetmeleri de bunun göstergesi. Oy kaybetmelerinin nedeni demokratik olmalarından değil, tersine demokratik olmamalarından ileri geliyor. Dolayısıyla, bu baskılara bir an önce son vermeliler" değerlendirmesinde bulundu.

Arınç, Evrensel ve Özgür Gündem'i hedef gösterdi

Bazı haber sitelerine erişim engellendi

AYDINTAŞBAŞ: IŞİD SİTELERİNE DOKUNULMUYOR!
Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ise IŞİD yanlısı sitelere tolerans gösterilirken muhalif basın kurumlarının engellenmesi hakkında "çifte standart" yorumunda bulundu.

İddia edildiğinin aksine Türkiye'de, şiddeti ve kutuplaşmayı havuz medyasının körüklediğini belirten Aydıntaşbaş, "Son derece sorumsuz ve zaman zaman suçu meşru gösteren başlıklar var. Örnek vermek gerekirse, dün gözaltına alınan IŞİD'in Türkiye sorumlusu Abu Hanzala daha geçen yıl Aralık ayında hükümete en yakın gazetelerden birinin manşetinde büyük bir mağdur olarak gözüküyordu ve röportaj vermişti. Ve aynı gazetenin genel yayın yönetmenine Abu Hanzala'nın polisin elinde nasıl büyük bir mağduriyet yaşadığını anlatan köşe yazısı kaleme almıştı. Aynı şekilde hükümet medyası, sürekli 'Haçlı ittifakı', 'terör ittifakı' gibi ifadelerle meşru bir siyasi partiyi yani HDP'yi terörist olarak ilan ediyor, çiziyor ve yazıyor. Hem IŞİD'e hedef gösteriyor hem de mevcut güvenlik ortamında bu insanlara yönelik çeşitli anti-demokratik uygulamaları meşrulaştırmaya çalışıyor" dedi.

Muhalif medyanın doğallığında muhalefet yapacağını da dile getiren Aydıntaşbaş, her türlü fikrin özgürce yazılıp, çizilmesi gerektiğini söyledi.

PROF. YASEMİN İNCEOĞLU: KAMUOYUNUN BİLGİ EDİNME HAKKI İHLAL EDİLİYOR
Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu da 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü'nde böylesi bir durumun yaşanmasını "ironik" olarak nitelendirdi.

İnceoğlu, devletin ifade özgürlüğünün kullanılabilmesi için gerekli önlemleri alması ve dışarıdan herhangi bir müdahale olduğunda koruması beklenirken, bizzat kendisinin medyayı hedef göstermesi ve müdahalede bulunup sesini kesmesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti.

İfade özgürlüğünün yalnızca siyasi partinin icraatını olumlayan, alkışlayan yayınlar için değil, aynı zamanda devletin ya da nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, çarpıcı, şoke edici rahatsız edici bilgi ve düşünceleri de koruma altına aldığını hatırlatan İnceoğlu, aksi takdirde çoğulculuk, açık fikirlilik, eleştiri ve hoşgörünün varlığını sürdürmesinin imkânsız olacağını ifade etti. İnceoğlu, "Kutuplaşmanın dorukta olduğu bir dönemde belli yayın organlarını 'suç makinesi' diye yaftalayıp, hedef göstermek hele ki bunu bir siyasi otoritenin yapmasının ardından DİHA, ANF, ANHA, Rojnews ve Özgür Gündem Gazetesi internet sitelerine TİB tarafından iletişim yasağı konulması kamuoyunun "bilgi edinme hakkı"nı ihlal etmekten başka bir şey değildir. İfade özgürlüğü konusunda yalnız medyanın değil, özellikle de siyasetçilerin temkinli davranmaları, şiddete özendirici ifadelerden kaçınmaları gerekmektedir" diye konuştu. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Gazeteciler: Savaş konsepti muhalif basını da hedef alıyor

SONRAKİ HABER

Tarım işçileri kaza yaptı: 3 kişi öldü, 30 kişi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa