Korku duvarları arasında boğulacak mıyız?
Size bir genç kadının pembe satırlarını değil, karalı, umutsuzlukla dolup taşmış sayfalarını aralıyorum bu defa. “Ben bir kadınım. Evet. Öyleysem hiç mi bitmeyecek dertlerim, korkularım? Attığım her adımda düşünmem mi gerek, yani buna ne hacet? Susup oturmayı mı bileyim illa, ben de söylesem derdimi ne varmış?” diye soruyorum bu satırlarda.
Gizem Nur KARATAŞ
Kartal / İSTANBUL
Size bir genç kadının pembe satırlarını değil, karalı, umutsuzlukla dolup taşmış sayfalarını aralıyorum bu defa. “Ben bir kadınım. Evet. Öyleysem hiç mi bitmeyecek dertlerim, korkularım? Attığım her adımda düşünmem mi gerek, yani buna ne hacet? Susup oturmayı mı bileyim illa, ben de söylesem derdimi ne varmış?” diye soruyorum bu satırlarda.
Neden mi umutsuzuz? Korkularımızla yüzleşeceğiz elbette… Bir üniversite öğrencisi adayına aralayın kapılarınızı. Genç bir kadını, tüm heyecanı ile gözünüzün önüne getirin. Birden yüzü düşüyor, neden ola ki? Uzaklara gitmek telaşı sarmış, ya annesinin dizinin dibi? Pek uzak görünüyor bu defa…
“Ataerkil toplumlarda öğrenciler öyle her yerde kabul görmez, hele ki kız öğrenciler!” diye tehditkar sesler doluyor şuradan buradan kulaklarımıza.
Afyon, Bilecik, Erzurum, Çorum aman aman yazmayın kızlar! İç Anadolu’ya pek yönelmeyin… Doğu’dan da uzak duruverin! Ege’ye gidip yayılayım demeyin, Akdeniz’de gönlünüzü kimselere vermeyin! Karadeniz’de işiniz ne, aman kızım gel hele dizimin dibine… Derken, döndük mü yine en başa? Yahu bu toplum bir bana mı ataerkil?
Senin geleceğinim ben. Bilmez misin, ben okudukça çıkıyor bu ülkenin kadınlarının karanlık kaderi aydınlığa. Hangi vakit bir birey olarak göreceksin beni diye sormaktan alıkoyamıyorum kendimi. Ben kendi kaderimi inşa etmek için dökülmüşken yollara, senin yarattığın bu karanlıkların altında ne diye kalıyorum?
Şimdiye değin yok sayılan kadının kaderi ile bir benim kaderim. Bu yazgı her yerde çıkıveriyor karşıma. Kendini korumak zorunda olmanın verdiği sorumluluk her yaşında yerleşiyor tam ortaya. Küçük bir çocukken de, lise öğrencisi bir genç kadınken de, üniversiteye adımlarını atarken de ve ömrünün son demlerinde isen de… “Ataerkil toplumunuz da, ahlakınız da batsın!” diye serzenişte bulunuyoruz. Çünkü bizim ömrümüzü kısıtlamaktan öteye gitmeyen bu anlayışınız yalnızca biz kadınlara sökerken, sizin yarattığınız korkularda boğuluyoruz biz!
Ama elbet değişecek bu algınız, biz de yıkacağız bu korkunun egemen olduğu duvarları. Bilimle, müzikle, neşe ile dans eden sözcüklerimiz dolacak elbet bu ülkenin hor görülen kadınlarının kulaklarına!