Diplomalı işsizliğinde patlama kapıda!
Üniversite ve öğrenci sayısındaki artış, istihdam artışında düşüş, artan işsizlik oranı, mevcut 600 bin diplomalı işsiz… Bütün göstergeler, emek eksenli kapsamlı politikalar yaşama geçirilmediği sürece sorunun daha da derinleşeceğine, diplomalı işsizliğinde ciddi bir patlama yaşanacağına işaret ediyor.
Dosya: Boşuna mı okuduk?
Hazırlayan: Onur Bakır
Resmi verilere göre her 10 üniversite mezunundan biri işsiz, diplomalı işsiz sayısı 600 bini buldu. Son 10 yılda, ortaokul ve lise mezunlarında işsizlik düşerken; diplomalı işsizliği yüzde 50 arttı ve artmaya devam ediyor. Üniversite mezunu kadın işsizliği yüzde 15,5’i bulmuş durumda. Son 10 yılda üniversite öğrencisi sayısı 2 milyondan 6 milyona çıktı; başka bir deyişle 10 yıl önce 1 üniversite mezunu işgücüne girerken, bugün 3 üniversite mezunu işgücüne giriyor.
Bütün bu gerçekleri alt alta topladığımızda bir soru kaçınılmaz olarak gündeme geliyor: Sayıları her geçen gün artan ve çalışma yaşamına girmeye son derece istekli olan üniversite mezunlarına yeterli istihdam olanakları gelecekte sağlanabilecek mi? Peki ya, sağlanamazsa ne olacak?
HER YIL 800 BİN YENİ MEZUN…
Bu soruya yanıt verebilmek için küçük bir hesaplama yapalım. Yükseköğretim Kurulu’nun yayınladığı son verilere göre 2012-2013 eğitim yılı sonunda mezun olan öğrenci sayısı 650 bin civarında. Öğrenci ve mezun sayısındaki artışı göz önünde bulundurduğumuzda 2014-2015 eğitim öğretim yılında mezun olan öğrenci sayısının 800 bini geçtiğini söyleyebiliriz. Yeni mezunların bir kısmının zaten çalıştığını (özellikle açık öğretim öğrencileri), bir kısmının işgücüne hiç girmeyeceğini, bir kısmının ise mezuniyetten sonra bir süre iş aramaya başlamayacağını dikkate alırsak, her yıl yaklaşık 500 bin yeni üniversite mezununun işgücü piyasasına gireceğini düşünebiliriz. Bu sayıya, daha önce mezun olmuş olup iş aramaya başlayacaklar olanlar da eklenecek. Mevcut üniversite mezunu işsiz sayısı ise 600 bin. Sonuç olarak her yıl mevcut işsiz sayısı kadar üniversite mezunu işgücüne girecek, iş aramaya başlayacak.
EN AZ 600 BİN YENİ İSTİHDAM GEREKLİ
Bu tablonun bize söylediği açık ve net. Üniversite mezunu işsizliğini bırakın azaltmayı, sabit tutmak için bile yılda en az 600 bin istihdam gerekiyor. Bu da iki yolla mümkün; Birincisi ekonominin yaratacağı, daha önce olmayan yeni istihdam olanakları; yani yeni mezunların yeni işlere yerleştirilmesi. İkincisi ise çeşitli nedenlerle (başta emeklilik olmak üzere hastalık, ölüm, iş bulmaktan ümidini kesme vb.) işgücünden ayrılanların yerini yeni mezunların alması. Ancak üniversite mezunlarında işgücüne katılım oranı arttığı gibi işgücünden çekilen üniversite mezunu sayısı az. Hal böyleyken, işgücünden çekileceklerin işgücüne yeni gireceklere bırakacağı istihdam olanakları son derece sınırlı. Bir başka deyişle, diplomalı işsizliğinde artışı engellemenin asıl yolu, daha önce olmayan yeni istihdam olanaklarının sağlanması.
İSTİHDAM ARTIŞ ORANI DÜŞÜYOR…
O halde, üniversite mezunu istihdamındaki artışa bakmak gerekiyor. 2008’in sonunda başlayan ekonomik kriz, 2009’da etkilerini iyice hissettirmiş, 2009 yılında bir önceki yıla göre üniversite mezunu istihdamı sadece yüzde 5,8 artmıştı. Bu oran ilerleyen yıllarda arttı ve 2012 yılında yüzde 12,1 ile son 10 yılın en yüksek oranına ulaştı. Ancak 2013 ve 2014 yıllarında üniversite mezunu istihdamındaki artış giderek azaldı ve 2014 yılı itibariyle yüzde 5,3’e kadar geriledi. Görünürde bir kriz olmamasına rağmen, üniversite mezunu istihdamındaki artış oranı, kriz yıllarının bile gerisine düştü. 2013 ve 2014 yıllarında istihdam artışının toplamı 592 binde kaldı. Bir başka deyişle son 2 yılda yaratılan yeni istihdam ancak bir yılda işgücüne yeni girenlere yetiyor. Aradaki farkın işgücünden çekilenlerin boşalttığı yerlere yeni mezunların yerleştirilmesiyle kapatılması da olanaklı değil. Bu koşullarda üniversiteli işsizliğinin artması da kaçınılmaz.
2008-2014 yılları arasında istihdam artış oranı ile işsizlik oranını karşılaştırdığımızda çok net bir eğilim görüyoruz. İstihdam artış oranı yükseldiğinde işsizlik oranı düşüyor, istihdam artış oranı düştüğünde işsizlik oranı artıyor. 2013 ve 2014 yıllarındaki hızlı gerilemenin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi halinde, diplomalı işsizliğinde bir patlama yaşanması şaşırtıcı olmayacak…
İŞSİZLİKTE PATLAMA NEYE YOL AÇAR?
Üniversite ve öğrenci sayısındaki artış, istihdam artışında düşüş, artan işsizlik oranı, mevcut 600 bin diplomalı işsiz… Bütün göstergeler, emek eksenli kapsamlı politikalar yaşama geçirilmediği sürece sorunun daha da derinleşeceğine, diplomalı işsizliğinde ciddi bir patlama yaşanacağına işaret ediyor. Peki, bunun olası sonuçları ne olacak? İşsizlikte yaşanacak bir patlama, bir toplumsal patlamaya yol açar mı? Patlama içe mi yönelir dışa mı? Emek örgütleri ve emekten yana güçler bu süreci nasıl karşılamalı? Bu soruların yanıtlarını da yarın arayacağız…
HER SEKTÖRDE HER MESLEKTE İŞSİZLİK
Bugün itibariyle üniversite mezunları arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 29,1 ile “gazetecilik ve enformasyon” mezunlarında. İkinci sırada yüzde 16,6 ile bilgisayar, üçüncü sırada yüzde 16,3 ile sanat alanlarından mezun olanlar yer alıyor. Dördüncü ve beşincilik, sırasıyla yaşam ve fizik bilimlerinden mezun olanlarda. İşsizlik oranının en düşük olduğu grupların başında “güvenlik hizmetleri” geliyor hemen ardında “sağlık” yer alıyor. Rakamsal olarak zirvede, 211 bin işsiz ile “iş ve yönetim” (iktisadi idari bilimler fakültesi mezunları diye de okuyabilirsiniz) yer alıyor…
'5 KURUŞA İİBF DİPLOMASI'
Hali hazırda 211 bin işsiz İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) mezunu var. Ancak her yıl yaklaşık 185 bin yeni İİBF mezunu iş aramaya başlayacak. İktisat, işletme, maliye, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler, çalışma ekonomisi gibi alanlardan mezun olan 200 binden fazla kişinin hâlihazırda işsiz olduğu bir ekonomide her yıl 200 bine yakın yeni mezunun nasıl istihdam edileceği büyük merak konusu. Yüz binlerce İİBF mezunun en büyük umudu KPSS. Ancak yeni açılan her üniversiteye İİBF kurduran AKP, aldığı eğitim gereği öncelikli istihdam alanı kamu olan İİBF mezunlarının onda birine bile kadro açmıyor. Twitter’da İİBF mezunlarının dikkat çekmek için açtığı “5 kuruşa İİBF Diploması” hashtaginin tt olması tesadüf olmasa gerek…
‘MÜHENDİS İŞSİZ KALIR MI’ DEMEYİN, KALIYOR!
Tehlike çanları mimar, mühendis ve şehir plancıları için de çalıyor. “Mühendislik” alanı mezunlarının mevcut işsizlik oranı yüzde 8,8 ve işsiz mühendis sayısı 58 bin. “Mimarlık ve inşaat” mezunlarının işsizlik oranı yüzde 11 ve işsiz sayısı 25 bin. Hâlihazırda 83 bin işsiz mühendis, mimar, şehir plancısı ve teknik personel var. Bu alanda eğitimine devam öğrenci sayısı 350 bin, her yıl iş aramaya başlayacak olan yeni mezun sayısı ise en az 50 bin… Öğrenci sayısındaki artışa bağlı olarak bu sayı hızla artmaya devam edecek. Mevcut göstergeler, bu alanda da ciddi bir işsizlik sorununa da işaret ediyor.
ÖĞRETMENLERİ BEKLEYEN TEHLİKE…
Eğitim fakültelerinden mezun olanlarda işsizlik oranı yüzde 7,4; işsiz öğretmen sayısı ise 58 bin. Ancak bu rakama, mezun olduğunda başlıca istihdam alanlarından biri öğretmenlik olan yaşam bilimleri, fizik bilimleri, sosyal bilimler, beşeri bilimler, matematik ve istatistik gibi alanları da dâhil etmek gerekiyor. Çünkü bu alanlardan mezun olanların önemli bir kısmı, istihdam edilebilmek için formasyon alarak öğretmen olmaya çalışıyor. Ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısının yüz binlerle ifade ediliyor olması, öğretmen işsizliğinin geldiği boyutları gözler önüne seriyor. Dolayısıyla öğretmen işsizliği TÜİK istatistiklerine yansıyanlardan çok daha vahim boyutlarda. Dershanelerin kapatılmasıyla birlikte dershanelerde çalışan 60 bin civarında öğretmenin kaçının dershanelerin bir kısmının dönüştüğü temel liselerde istihdam edileceği de belirsiz. Eğitim fakülteleri ve ilgili branşlarda öğrenci sayısı da hızla artıyor. Kamuda ciddi bir öğretmen açığı var ancak yıllardır yeterli öğretmen alımı yapılmıyor. Öğretmenlerin işsizlik sorunu giderek derinleşiyor…
Yarın: Merhaba diplomaterya!