Onlar kendilerine bağladılar viskiyi kendilerine
Fırat TURGUT
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli... Kâh MHP’nin 40. yılının 2009’a denk gelmesinin tesadüf olmadığını, 2009’un içerisindeki rakamlara matematiğinin yettiği kadar işlem uygulayarak kanıtlamaya çalıştı bize... Kâh MHP’ye yavru muhalefet diyen/dedirten iktidara, asıl yavrunun kendisi olduğunu “cük”, pardon “cücük” benzetmesiyle anlatmaya çalıştı... Kâh Başbakan olmak için ülkücü gençlikten ilkokuldan, liseden, mahalleden ve askerden arkadaşlarını bulup MHP’ye oy vermeleri için ikna etmelerini istedi... Kâh “Onlar kendilerine bağladılar fortumu kendilerine” diye bağıran vatandaşa, “öyle olsa iyi, senin sandığından daha çok götürdüler” mealinde “Ne hortumu, kanalizasyon borularını bağladılar” diye karşılık verdi. (Bahçeli’nin o lafı söyledikten sonra kopan alkışla beraber yüzüne yerleşen tebessüme bir daha rastlamadım.)
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Bu gibi davranış/atak/laf ve zekasıyla herkesten sempati topladı. Hele ki “sol” kesimden bir daha hiç olmayacağı kadar... Tekrar tekrar Youtube’dan videolarını açıp izlemedik mi? Üstelik Bülent Arınç’ı kızdıracak şekilde kahkahalar atarak gülmedik mi kızlı erkekli? Yere dizlerini kırmadan dik açıyla düştüğü zaman, yanındakiler onu kaldırdığında emeklemeyi yeni terk etmiş bir bebeğe benzetmedik mi onu? İtiraf edelim yaptık bunları. Böyle de olsa bunun adı sempatidir.
Peki sonra ne oldu? 7 Haziran seçimlerinden 2 ay geçti. Partisinin il değerlendirme toplantısında konuşan Bahçeli şunu dedi: “İzmir’de Marmaris’te yazlıklarında yatıp, AKP’nin olmasın diye oyunu MHP’ye vermeyen; ama HDP’yi Meclise taşıyan zavallılar, Türkiye’nin kaymağını yiyenler, Boğaz’da, yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler. Şimdi, HDP ile koalisyonu kurun.”
Ve artık Bahçeli bizim için tüm sempatisini yitirdi. Şimdiiiii... Bahçeli’nin muhtemelen önündeki kağıttan okuduğu, içinde bulunan koalisyon kelimesini kusilasyon ya da buna benzer şekilde telaffuz ettiği bu sıralı cümlelerden oluşan sözlerden birkaç soru çıkıyor. Birincisi, HDP’ye oy vermek bir insanı zavallı kılmayacağına göre bu insanlar İzmir’deki Marmaris’teki yazlıklarında yattıkları için mi zavallı? İkincisi, öyleyse bizim gibi yaşayan milyonlarca insan ne? Üçüncüsü, yok eğer zavallı değillerse Bahçeli zavallı kelimesini yanlış kullanarak çok sevdiği Türkçe’yi katletmiyor mu?
(Yenilecek kaymak kalmayan memleketimde ‘kaymağını yiyenler’ diye kastettiğinden valla billa bir şey anlamadım.)
Viski muhabettinin biraz üzerinde duralım. “Boğaz’da, yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler.” HDP’ye oy vermek bir insanı şerefsiz de kılmayacağı gibi Boğaz’da ya da yalıda oturanlar mı yoksa viski yudumlayanlar mı şerefsiz? Mesela benim gibi varoş bir ilçede üç oda bir salon evde yaşayanlar... Burada viski yudumlayanlar... Şaka la şaka, zaten viskiye verecek param da yok benim ve de çevremin. Ki geçenlerde onedio’da grupça yaptığımız test de çoğumuza birayı mübah gördü.
Neyse konumuza dönelim... İşin aslının şu olduğu aşikar: Yoksulu ülkenin yüzde 90’ı, zengini ise yüzde 10’u sayarsak; Bahçeli, yüzde 90’a “Bakın, sizden daha iyi koşullarda yaşayanlar, siz çocuğunuza çikilatalar, piskevitler alamazken, çocuklarına en pahalı abur cuburları alanlar, ısınmak için en az sizin aylık geliriniz kadar para harcayanlar, siz toplu taşıma araçlarında üst üste yolculuk yapmak zorunda kalırken her aile bireyinin aracı olanlar, viski gibi pahalı bir içeceği içenler, çocuklarını kolejlerde okutanlar şu partiye oy verdiler...” şeklinde sesleniyor. İşin aslının şu olduğu aşikar: Bahçeli’nin şerefsiz diye hakaret ettiği viski yudumlayan insanlar devede kulak bile kalmıyor. İşin aslının şu olduğu aşikar: Viski yudumlayarak diğer partilere oy veren insanlar, Bahçeli’nin kastettiklerini katlıyor.
Ben mesela hangi partiye oy verirse versin Boğaz’da ya da yalıda viski yudumlayanlara öldürsen şerefsiz demem...
Şimdi esas sorum şu: Neden Bahçeli’yi ülkenin yüzde 90’ıyla yüzde 10’u arasındaki uçurum rahatsız etmiyorken, yüzde 10’unun bir sürü 0 (sıfır) noktalı 1’nin gıcık olduğu partiye oy vermesi rahatsız ediyor? İşte mesele bu yeğen... Mesele, oy veren yüzde 10’unun bir sürü 0 (sıfır) noktalı 1’ine şerefsiz demekte değil. Mesele yüzde 90’la yüzde 10 ayrımını yapana kapitalizm diyebilmekte. Elbette Bahçeli’den bunu beklemiyoruz ama kulağına küpe olsun...
Gelelim diğer sorularıma... Bu biraz ciddice: Bahçeli’nin “gırğ yapar” hesabına göre, ama Bilal’e anlatır gibi gidelim... Diyelim ki oy veren 6,5 milyon insanın 500 bini viski içiyor (çoook abarttım). 500 bin, yüzde 0,5 eder. Bu rakam Bahçeli’yi kurtarmaya yeter mi?
Bu soru ise çok ciddice: Bahçeli, yalnızken evinin balkonu ya da terasına çıkarak “Acaba şu an kaç kişi sevişiyordur” diye düşünen insanlar gibi “Acaba şu an kaç kişi viski yudumluyordur” diye düşünüyor mu?
Evrensel'i Takip Et