Seçim ve psikolojik harp
Suruç’taki alçakça katliamdan sonra olup bitenleri alt alta yazıp topladığımız zaman, bir kaos ortamı yaratma girişiminin ayrılmaz parçası olan 'psikolojik savaş'ın da yürürlükte olduğunu kolayca iddia edebiliriz.
Aydın ÇUBUKÇU
CHP-AKP arasındaki nafile koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kaldığı ilan edildikten sonra, ünlü Zaytung sitesinden şu ‘haber’ yayıldı: “Davutoğlu: Gerekli kaos ortamını oluşturduğumuza göre, erken seçime gitmemizde herhangi bir engel görünmüyor.”
Bazen bu ironi haber sitesinin balonlarını gerçek sanıp yalanlama gönderenlere, ya da sansasyon amacıyla yaygınlaştıranlara çok rastladık. Ama bu kez gerçeğe çok yakın olduğunu, bir başka deyişle söylenenlerin ve yapılanların bir tercümesi olduğunu söyleyebiliriz; çünkü, bu ülkenin siyasi tarihinde, kaos ortamı yaratarak seçimlere müdahale edildiğinin korkunç örnekleri vardır.
Suruç’taki alçakça katliamdan sonra olup bitenleri alt alta yazıp topladığımız zaman, bir kaos ortamı yaratma girişiminin ayrılmaz parçası olan “psikolojik savaş”ın da yürürlükte olduğunu kolayca iddia edebiliriz. Kimi acemice yapıldığı için, kimi alışılmış kalıpların kullanılması dolayısıyla hemen fark edilen şişirme haberler, bu savaşın taktik parçaları olarak ortalıkta dolaşıyor.
Örneğin, “tetikçi medya” tarafından yayılan şu habere bakalım:
“Paralel örgütle ilgili yaptığı deşifrelerle dikkat çeken Kuşçubaşı Eşref ilginç bir iddiada daha bulundu. Kuşçubaşı Eşref, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tüm toplantılarını iptal ederek Brüksel’e gidiş nedeni hakkında iddialarda bulundu ve Demirtaş’ın orada katıldığı toplantıda, HDP yöneticilerine suikast yapılması kararlaştırıldığını belirtti.Twitter fenomeni olan ve Paralel örgütle ilgili yaptığı deşifrelerle dikkat çeken Kuşçubaşı Eşref, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili korkunç iddialarda bulundu. Kuşçubaşı Eşref, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tüm toplantılarını iptal ederek acil olarak Brüksel’e gidiş nedeni hakkındaki iddialarında, Demirtaş’ın orada katıldığı toplantıda, kendisinin de dâhil olduğu HDP yöneticilerine suikast yapılması kararlaştırıldığını belirtti.” Kuşçubaşı Eşref, tarihi kişilik olarak, Abdülhamid’e muhalefette her türlü aracı kullanmayı mubah sayan suikastçılar, sabotajcılar, fidyeciler grubunun efsane adamlarındandı. Osmanlı coğrafyasının hemen her yerinde, Rumeli’nden, Arap yarımadasına kadar basmadığı toprak, çekmediği tetik yoktu. Zeki, cesur, acımasız ve davasına sonuna kadar bağlı bir terör adamıydı. Ermeni soykırımının da başlıca örgütleyicilerinden ve eylemcilerindendi.
Onun hikâyesi uzun ve meraklıdır, biz “Çakma Eşref” üzerine konuşalım. Çakma Eşref, zekâ ve komplo yeteneği bakımından nasipsiz biri. “Beceriksizce hazırlanmış sahte belge” olarak bilirkişi raporunda üstü çizilen “Sümeyye’ye suikast” malzemesini hazırlayan ekipten olması muhtemel. Aynı derecede beceriksiz bir eleman!
Kendisi, havuz medyası tarafından “sosyal medya fenomeni” ilan edildi ama üretken de değil. Ufku dar ve yaratıcılıktan yana pek yoksul olduğundan o namı da eğreti duruyor. Gündeme fasaryadan bir bomba olarak salladığı iddiasına göre, Selahattin Demirtaş’a PKK tarafından yalancıktan bir suikast düzenlenecekmiş. Diyor ki: DHKP-C ile anlaşan HDP/PKK kendi seçim ofislerine saldırılar düzenletti. Amaç bir terör örgütünden mağduru çıkarmaktı… Bu plandaki son noktaysa PKK’nın, HDP Diyarbakır mitingine bomba koyması oldu… Azalan HDP oylarından dolayı Selahattin Demirtaş tüm programlarını iptal edip Avrupa’ya gitti.7 Haziran seçimi öncesi yapılan strateji toplantısına benzer bir toplantı şu an bir Avrupa başkentinde devam ediyor.Toplantıda kararlaştırılan konu HDP’li bir yöneticiye suikast düzenlenmesi ve buradan mağdur rolüne tekrardan kavuşulması.Strateji Grubu suikastın Selahattin Demirtaş’a yapılmasını istedi ancak Demirtaş korktuğunu söyleyip reddetti, grup isimde ısrarcı. İsim netleşmedi ilerleyen saatlerde ismi netleştirirler. Bunun ile birlikte suikastın tüm detayları belli oldu. Suikastı bir kolluk kuvvetinde çalışan Gülen Terör Örgütü üyesi devlet memuru olan bir kişi yapacak. Bu kişinin ismi söylenmedi. Strateji Grubu, suikast sonrası Doğan Medyası ve Gülen Medyası ile birlikte dünyadaki diğer medya kuruluşlarında atılacak başlıkları dahi belirlediler. Özellikle WP ve Bild ‘e sansasyonel başlıklar atma işi verildi: ‘Erdoğan’dan suikast emri” gibi.”
Demirtaş’a suikast söylentilerinin uzun süredir gündemde tutulduğu malum. Velev ki böyle ahmakça bir alçaklık yapılırsa, komplonun propagandasının üzerine kurulacağı temeli şimdiden hazırlama telaşı Çakma Eşref’e düşmüş!
Madem toplumun duyguları, düşünceleri ve davranışları üzerine oyun oynanıyor, burada tıpkı Diyarbakır mitinginde büyük bir soğukkanlılık ve akılla yapıldığı gibi, el ele tutuşup korkunç oyunu boşa çıkarmaktan başka bir yol yoktur.
PSİKOLOJİK HARP
ABD’nin derin düşünürleri ve bilimcileri, özellikle “Soğuk Savaş” döneminde ve “kontrgerilla” ilmini kurmaya başladıklarında, psikolojik savaş kavramını da icat ettiler. Amaç, belli bir işgal ya da siyasi hâkimiyet kurma faaliyeti sırasında, hedefteki ülke toplumunun davranış, düşünce ve duygularını kontrol etmek, değiştirmek veya yönlendirmek için yol ve yöntemler geliştirmekti. Özellikle ABD kaynaklı ünlü “Sahra Talimnamesi” olarak bilinen kontrgerilla el kitabında bu amaçla kullanılabilecek yöntemler ayrıntılı olarak açıklanmıştı. Sonraları Türkiye’de özel harpçilerin el kitabı oldu. Emekli Yarbay Talat Turhan, mahkemeye verdiği savunmasında kitabı bütün içeriğiyle deşifre etti. Özellikle 12 Eylül Askeri darbesine giden süreçte, kitapta yazılanların bütün ülkede uygulandığı görüldü. Amaç, siyasete çeki düzen verecek olan kuvvetlerin itirazsız kabul edilmesini sağlamaktı.
Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul, birlikte kaleme aldıkları “Bay Pipo” adlı kitapta, buna ilişkin ilginç bir örneği tarih sırasıyla ve belgeleriyle açıklıyorlar.
Bir seçim sürecinde, siyasete yön vermek ve toplumu istenen yönde etkileyerek seçim sonuçlarını istedikleri hale getirmek için yapılanlar, o dönemi hatırlayanların yabancısı değil, ama genç kuşaklar için, günümüzü anlamak bakımından kısaca özetleyelim.
TARİH KONUŞUYOR
Soner ve Yurdakul anlatıyor: “5 Haziran 1977 seçimlerine giderken Türkiye, art arda gelen depremler gibi peş peşe gelen olaylarla sarsıldı. CHP’nin seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkma olasılığının belirmesi üzerine seçimleri yaptırmama planı artık devreye girmişti.
“Yılın ilk üç ayında terörden ölenlerin sayısı 59’ken, seçim kararının alındığı nisandan seçimin yapıldığı 5 Hazirana kadar bir buçuk ayda tam 133 kişi ölmüştü.Ve provokasyonların ardı arkası kesilmiyordu... “1 Mayıs 1977’de İstanbul Taksim Meydanı’nda düzenlenen ve Türkiye’nin o güne kadarki en
büyük kitle gösterisi olan işçi Bayramı kutlamalarına yapılan provokasyon sonucu 34 kişi hayatını kaybetti.
“29 Mayısta Sirkeci Garı’na ve Yeşilköy Havaalanı’na valiz içinde bırakılan saatli bombaların patlaması sonucu 5 kişi hayatını kaybetti. İnceleme sonucu patlayıcıların ‘Ordu malı’ olduğu anlaşıldı!
“Psikolojik harp de stratejinin bir parçasıydı; 31 Mayıs 1977 tarihli Tercüman gazetesinde Almanya’da kurulduğu bildirilen ‘Türkiye Sosyalist Devrim Konseyi’ (TÜSDEK) imzalı bir bildirinin haberi yayımlandı. Bildiri: ‘Grevler 1977 seçim öncesi 39 BS 4 KK, 63 BKL eylemleri ile istenilen düzeye ulaşamazsa, süratle THY-4, DD-6, MEK-4 ve DiSK 19, 23, 27 eylemleri uygulamaya alınacaktır’ gibi şifreli izlenimi veren 11 maddeden oluşuyordu.
TÜSDEK adlı ‘örgüt’, l Mayıs Katliamının ve Yeşilköy Havaalanı ve Sirkeci Garı bombalamalarının hemen ardından zuhur etmişti. Ve haziranda Orgeneral’ Ersun’un darbe girişiminin açığa çıkarılmasından sonra ortadan kaybolacak, bir daha da TÜSDEK adını duyan olmayacaktı!
“25 Mayısta Başbakan Demirel, ‘Seçime üç gün kala talihsiz işler olabilir, hiç görmediğimiz talihsiz işler’ dedi. 29 Mayısta İzmir Çiğli Havaalanı’nda CHP lideri Bülent Ecevit’e suikast girişiminde bulunuldu. Alandaki bir güvenlik görevlisinin ‘özel’ silahından çıkan mermi Ecevit’e isabet etmedi, CHP yöneticisi Mehmet İsvan’ı yaraladı. Ve seçime iki gün kala, CHP’nin 3 Haziranda Taksim’de yapacağı seçim mitinginden önce Başbakan Demirel’den Ecevit’e Taksim mitinginde suikast yapılacağı uyarısı geldi. Demirel, 3 Haziran Taksim Meydanı’nda CHP mitingi sırasında Sheraton Oteli üst katlarındaki odalardan birinden uzun namlulu ve dürbünlü bir tüfekle ateş edileceğini bildiriyordu.”
BUGÜNDEN BAKINCA...
Seçim sonuçlarını etkilemek için art arda gelen cinayetler, sabotajlar… Bir parti liderine suikast girişimi… Uydurma örgütler ve onların “gizli, şifreli” yazışmalarının ele geçirilmesi… O zamanın angaje basınının bunu bağıra çağıra manşetten duyurması… Hepsi, muhalif partinin seçimlerdeki başarısını önlemek için…
Bugün yaşadıklarımızın bir şablonun yeniden kullanılmak istendiği izlenimi vermiyor mu?
Birileri tarihi tekrar ettirmek istiyor.
NE YAPILABİLİR?
Madem toplumun duyguları, düşünceleri ve davranışları üzerine oyun oynanıyor, burada tıpkı Diyarbakır mitinginde büyük bir soğukkanlılık ve akılla yapıldığı gibi, el ele tutuşup korkunç oyunu boşa çıkarmaktan başka bir yol yoktur.
Bütün barış ve demokrasi güçleri, tam bir birlik içinde şiddete son çağrısı yapmalıdır.
Şiddetle sürdürülen operasyonlara rağmen, PKK derhal ve koşulsuz eylemlerine son vermelidir.
Terörden ve kandan beslenmek isteyenlerin denetimden çıkmış çılgınlığının karşısında aklın ve cesaretin çıplak eliyle durmalıdır. HDP ve onu destekleyen emek ve demokrasi güçleri, seçimlere, şiddeti durduran parti olarak girmeyi başarabilmelidir!