Barış çağrılarına kulak verelim
Ben Giresunlu tekstil işçisiyim. Türk bir aile yapısı içerisinde yetiştim. Fakat bu durumum yaşanılan sürece göz yumabileceğim anlamına gelmiyor. O kadar genç ölürken, katliamlar yaşanırken bunları görmezden gelemeyiz...
Ben Giresunlu tekstil işçisiyim. Türk bir aile yapısı içerisinde yetiştim. Fakat bu durumum yaşanılan sürece göz yumabileceğim anlamına gelmiyor. O kadar genç ölürken, katliamlar yaşanırken bunları görmezden gelemeyiz.
Yaşanılan bu süreç bana göre tamamıyla yönetim hatasıdır ve çıkar sonuçlarıdır. Başımızdakiler kendi çıkarları ve koltuk sevdaları uğruna Türk-Kürt demeden gençlerimizi öldürüyorlar. Bu yaşanılanlardan dolayı insanların psikolojilerinin bozulduğunu düşünüyorum. Ruh sağlığı bozulan bir toplum da ne kadar sağlıklı düşünebilir ve hareket edebilir? Bu korku psikolojisi de iktidarın yaratmak istediği bir durum. Yani bu korkular onların işine geliyor. Bu yüzden onların isteklerini yerine getirmemek için bir olmalı, birlikte hareket etmeliyiz.
Dört bir yandan Barış çağrıları yapılıyor. Bu barış çağrılarına kulak verilmeli ve canlı kalkanlara daha çok destek olunmalı diye düşünüyorum. Bu süreçte herkesin birey olarak elini vicdanına koyup düşünmesi gerek. Kimsenin mücadeleden vazgeçmemesini istiyorum. Kürt halkının anadilde eğitim ve öğrenimine destek veriyorum. Özgürlükler ve demokrasi her birey ve toplum için olmalı, eşit olmalı. Bizler tekstil işçileri olarak bu süreçten ekonomik olarak da etkileniyoruz. Bunlar artık görülmeli ve ona göre hareket edilmeli. Savaş demek işsizliğin, sömürünün artması demek...
Birgül PAÇAL / Çekmeköy-İSTANBUL