5 Eylül 2015 10:29

SINIRLARIN ÖTESİNDE

Arjantin’de Sudestada y Chirimbote adlı yayınevi “Kadınların hikâyelerini anlatıyoruz. Neden? Çünkü bir sürü önemli adamın hikâyelerini biliyoruz, ama onlarınkini değil.

SINIRLARIN ÖTESİNDE

Hazırlayan: Müslime Karabatak

Çocuklar artık kurtarılmayı bekleyen prensesleri okumasın diye

Arjantin’de Sudestada y Chirimbote adlı yayınevi “Kadınların hikâyelerini anlatıyoruz. Neden? Çünkü bir sürü önemli adamın hikâyelerini biliyoruz, ama onlarınkini değil. Birkaç prenses tanıyoruz, bizim gerçekliğimizden uzak, soğuk ve büyük kalelerde yaşıyorlar. Bizim etrafımızda, Latin Amerika'da, zamanın kalıplarını kıran kadınlar var” diyerek özellikle kız çocuklarının ilham alabileceği tarihteki güçlü kadınların öykülerini yayınlamaya başlamış. Kitap serisi Meksikalı ressam Frida Kahlo'nun öyküsüyle başlıyor. Peru'nun İspanya'ya karşı bağımsızlık savaşında yer alan Juana Azurduy ise bir diğer kadın kahraman. Şair Alfonsina Storni ve Alejandra Pizarnik, heykeltraş Lola Mora, ve bir özgürlük savaşçısı Micaela Bastidas, serinin yeni kitaplarına konu olacak diğer isimler. Arjantin’de pişen belki bize de düşer!

Uganda’da artık kadınlar boşanırken başlık parası ödemeyecek

40 yaşındaki ilkokul öğretmeni Florence Musidika Uganda’da 13 yıldır boşanmaya çalışan bir kadın. Florence’in mücadelesi, Uganda’daki kadınların bir türlü elde edemedikleri “başlık parası” ödemeden boşanma hakkını elde etmelerini sağladı. Uganda yasalarına göre boşanmak isteyen bir kadın, evlenirken “başlık parası” adı altında ailesinin aldığı parayı eşine geri ödemek zorunda bırakılıyor. Ataerkil toplum yapısına sahip Uganda’da ekonomik özgürlüğe sahip olmayan birçok kadın için bu parayı ödemek ise neredeyse imkânsız. Bu ücreti ödeyemeyen kadınlar ise aile içi şiddete maruz kalıyor.

Florence’a cinsiyete dayalı şiddet ve insan hakları ihlallerine karşı savaş yürüten “Mifumi” adlı kadın hakları örgütü destek verdi ve Anayasa Mahkemesi’ne bu uygulamanın kaldırılması için başvuru yaptı. Mahkeme başlık parasının iade uygulamasının anayasaya aykırı buldu ve kaldırılması gerektiğine hükmetti. Bu karar, kadına şiddetin çok yoğun olduğu Uganda’da özellikle yoksul kadınların haklarını korumada henüz küçük bir adım.

Onlarca kadın ve kız çocuğu Boko Haram’ın elinden kurtarıldı

2014'ün başından bu yana en az 2000 kadın ve çocuğu kaçıran radikal İslamcı Boko Haram örgütünün elinden 101’i çocuk, 67’si kadın 178 kişi Nijerya ordusu tarafından kurtarıldı. Boko Haram, IŞİD’e bağlılığını geçtiğimiz aylarda ilan etmişti. Elinde bulunan diğer kadın ve çocuklarının durumları hakkında ise hâlâ haber alınamıyor.

Hindistan'da 5 kadın 'cadı' oldukları gerekçesiyle öldürüldü!

Akla zarar uygulamaların, kadına yönelik şiddetin çok ciddi boyutlarda yaşandığı Hindistan’dan kadın cinayetlerine bulunmuş bir kılıf: Cadılık! Hindistan'ın doğusundaki bir köyde, 5 kadın evlerinden çıkartılarak "cadı" oldukları ve köydeki uğursuzluklara ve kazalara sebebiyet verdikleri gerekçesiyle dövülerek öldürüldü. Yetkililer, Hindistan’ın bazı kesimlerinde büyücülük ve cadılığa inanıldığını ve geçtiğimiz ay 63 yaşındaki bir kadının daha büyücü olduğu için öldürüldüğünü söylüyor. Hindistan Cinayet Bürosu’nun verilerine göre, 2000 yılından bu yana çoğunluğu kadın olan 2000’den fazla kişi cadı olduğu gerekçesiyle katledilmiş.

Kadınsan eşit işe düşük ücret!

İngiltere’de işyerlerinin aynı pozisyonda çalışan kadın ve erkek işçiye aynı ücreti vermek zorunda olduğu Eşit Ücret Yasası ile ta 1970’te belirtilmiş ama yıl olmuş 2015 kadınlar eşit işe düşük ücret almaktan hâlâ bir adım öteye gidemiyor! İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre yönetici düzeyindeki kadınlar aynı işi yapan erkeklerden yüzde 22 daha az ücret alıyor. Yani, erkeklere göre yaklaşık 2 saat daha fazla çalışıp karşılığını alamıyor kadınlar. Yönetici düzeyinde 72 bin kişinin katıldığı araştırmanın bu sonucuna göre, bir kadın bir erkeğe göre yılda 57 iş günü daha fazla karşılıksız çalışıyor. Gelecek yıl 250’den fazla çalışanın olduğu işyerlerinde patronları ücret farklılıklarını beyan etmeye zorlayan kuralların yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bebek bekleyen kadınlar iki kat tehlikede!

Amerika’dan iki haber, bebek sahibi olmayı bekleyen kadınların içinde bulunduğu iki tehlikeyi gözler önüne seriyor. İlki, hamilelikte artan ölüm oranlarıyla ilgili. Dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olmasına rağmen, Amerika hamile kadınların ölümlerinde Afganistan ve Güney Sudan gibi ülkelerle yarışıyor. 2013’te kadınlar her 100 bin doğumdan 18’inde yaşamını yitirdi. Anne ölümleri üzerine yapılan listede 1990 yılında 22. sıradayken, 180 ülke içerisinde 60. sıraya gerilemiş durumda. Fakat Amerika’da annelik ölümü her kadın için büyük bir tehlike değil. Ülkede yaşayan yoksul, özellikle de Afrikalı Amerikalı kadınlar dışındakiler sağlık olanaklarına ulaşımı daha kolay olduğu için riskli grupta yer almıyor. Yani, eşitsizliğin aktığı ülkede annelerin ölmesinin asıl nedeni Amerikalı kadınların, diğer en gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bedava ya da düşük ücretli tedavi imkânlarına sahip olamaması. Milyonlarca kişinin sağlık sigortası dahi olmadığı belirtilen ülkede, kadınlar, yeterli ve sağlıklı beslenemedikleri, en basit doğum kontrol yöntemlerine ulaşamadıkları, hamilelikten doğan ya da öncesinde tanısı, tedavisi yapılmayan hastalıkların oluşmasını engelleyecek müdahalelere ulaşamadıkları için ölüyor.

Doğum yapacak kadar şanslı (!) olan kadınları ve bebeklerini doğumdan sonra bekleyen bir diğer tehlike ise yaklaşık dört kadından biri doğum yaptıktan yaklaşık iki hafta sonra işe geri dönmek zorunda kalması. Annelik iznini tam kullanamayan kadınlarda duygusal ve fiziksel sonuçlar doğuyor. Annelik iznini tam kullanıp işinden olmakla bebeğinden ayrılmak arasında bir ikileme sokuluyor kadınlar. Bebeğini emzirme odası bile olmayan işyerinde doyurmak zorunda kalan kadınlarda, izin kullanan kadınlara oranla depresyon daha sık görülüyor.Amerika, gelişmiş ülkeler arasında kadınlar için çocuk doğurduktan sonra da en güvencesiz yer. İşçilerin sadece yüzde 13’ü ücretli aile izninden faydalanabiliyor; ki onlar da yüksek gelirli işe sahip olan işçiler.Ücretli aile izninin kanıtlanmış birçok faydası var: Kadın istihdamı artar, yeni doğan ölümleri azalır ve çocuklu annelerin yoksulluğu azalır. Virginia Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, ücretli izinde 50 haftalık bir artış, bebek ölümlerinde yüzde 20’lik bir düşüşe denk.İyi haberse, ücretli izin için yıllardır verilen mücadeleler artık ülke çapında daha fazla destek buluyor ve bu konu 2016 seçimlerinde geniş bir etki alanına sahip olabilir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et