5 Eylül 2015 10:37

Biz her yerde barışı konuşuyoruz

Bir süredir Sincan OSB’de çalışan kadın işçiler olarak fabrikadaki “sorunlarımız ve taleplerimiz nedir” üzerinden birçok buluşma gerçekleştiriyoruz. Sendika, işçi komiteleri, ülkemizde gerçekleşen grevler vb. birçok konuda parkta, kafede, evlerde görüşüp, konuşuyoruz.

Biz her yerde barışı konuşuyoruz

Ayşe Öz

Bir süredir Sincan OSB’de çalışan kadın işçiler olarak fabrikadaki “sorunlarımız ve taleplerimiz nedir” üzerinden birçok buluşma gerçekleştiriyoruz. Sendika, işçi komiteleri, ülkemizde gerçekleşen grevler vb. birçok konuda parkta, kafede, evlerde görüşüp, konuşuyoruz. Yaklaşık üç yıl kadar süren çatışmasızlık sürecinin bitmesi, nerdeyse her gün gencecik çocukların ölüm haberleri, anaların, abilerin isyanları, biz kadın işçilerin aklına “Sincan'da barışın dili bizler olmalıyız ve bu konuda neler yapmalıyız” sorusunu aklımıza getirdi. Önce ikili, üçerli gruplarla kendi aramızda bir fikir birliğine vararak iş yerlerimizde “Biz de barış istiyoruz” diyerek yakın çevremizle konuşmaya karar verdik.
 

SAVAŞ İYİ BİR ŞEY OLSA...
Fabrikamızda işçi komitesine kazanmaya çalıştığımız Ayşe ablayla serviste konuşuyoruz önce. Ayşe abla medyanın savaş çığırtkanlığı yaptığını ve kendi iktidar hırsı sebebiyle Kürt ve Türk halklarını birbirine düşürmeye çalıştığını söyledi. Suruç'ta yaşanan bombalama olayı, gençlerin ölmesi ve ardından gelişen savaş ortamından rahatsız olan Ayşe abla; “Biz de başlarda olayları yanlış değerlendirdik. Fakat zaman geçince özellikle asker ölümleri ve ailelerinin durumları biraz farklı düşünmemize sebep oldu” diyor. “Bizim ülkenin gençlerini anlamıyorum, milliyetçiyiz diyerek savaşa koşuyorlar. Savaş çok iyi bir şey olsaydı neden Suriyeli o kadar insan vatanından, yerinden yurdundan ayrılıp başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Biraz mantıklı olmak, gerçekleri görmek lazım”.
 

NEDEN HEP BİZİM ÇOCUKLARIMIZ ÖLÜYOR?
Genç bir işçi olan Sevda önceleri, şehit cenazeleri sonrası gözyaşlarıyla Kürtlere küfür ederdi. Uzun sohbetler, yaşanan olaylar, özellikle kardeşi ölen yarbayın “Önceden barış diyenler ne oldu da şimdi sonuna kadar savaş diyor?” sorusu sonrasında farklı düşünmeye başladı. Tek başına iktidar olmak isteyen bir partinin ülkeyi savaşa soktuğunu söyleyerek, Facebook hesabından “Şehitler için profilimizi kapatıyoruz” fotoğrafını kaldırdı. “Bu işi kimler tezgâhlıyorsa hemen yargılansın” diyerek yaşananlara tepki gösteren Sevda, “Barış olsun istiyoruz, neden hep bizim çocuklarımız ölüyor” diyor ve her yerde barışı konuşuyor.
 

SİZ ÖLÜLERİ YARIŞTIRIYORSUNUZ
Fabrikada Kürt sorununu konuştuğumuz MHP'li işçi kadınlardan biri;  milliyetçi ve ırkçı bir sohbet karşısında “Ne kadar boşsunuz, insanlar ölüyor ve siz bu ölüleri yarıştırıyorsunuz” diyerek öğle molasında erkek işçileri uyarıp, ortamı terk ederek tepki gösteriyor.
Bunlar sadece birkaç örnek. Biz soyunma odalarında, yemek molalarında her yerde barışı konuşuyoruz. Kadın işçiler olarak barışın dili olmalıyız. Ne Kürt ne Türk halkının çocuklarının ölmesini istiyoruz. Savaş bizim savaşımız değil ama BARIŞ bizim barışımız olmalı.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et