Susmayacağız! Savaşa, zulme karşı barışın sesi olacağız
7 Haziran seçimlerinin ardından ülkede çıkarılan savaş ve kaos ortamı, yeniden başlatılan çatışmalar hepimizin canını yakıyor. Seçimler itibari ile önce Suruç’ta 32 gencimizin katledilmesi ile başlatılan süreç, ülkenin doğusunda kan gölüne evrilmiş ve neredeyse her gün birçok insanın öldürülmesine varmıştır. Türkiye halklarının yıllardır süren “barış” talebi aciliyetini artırmıştır.
Yasemin TİRYAKİ
7 Haziran seçimlerinin ardından ülkede çıkarılan savaş ve kaos ortamı, yeniden başlatılan çatışmalar hepimizin canını yakıyor. Seçimler itibari ile önce Suruç’ta 32 gencimizin katledilmesi ile başlatılan süreç, ülkenin doğusunda kan gölüne evrilmiş ve neredeyse her gün birçok insanın öldürülmesine varmıştır. Türkiye halklarının yıllardır süren “barış” talebi aciliyetini artırmıştır.
Bu yaşananlar evladını, eşini, kardeşini yitiren; çıplak bedeni sokak ortasında sergilenen; savaş halinde ganimet olarak el konulan, köle pazarlarında satılan, tecavüz edilen biz kadınların “barış” talebini daha da yakıcı hale getirdi.
Bu acil talep için “Savaşa, zulme karşı barışa ses çıkarıyoruz” şiarı ile Kartal’da her kesimden, her etnik kökenden, işçi, işsiz, emekli, emekçi, öğrenci kadınlar olarak bir araya geldik ve savaşa karşı birliğin gerekliliği olan dayanışma ihtiyacını ifade etmesi için “Kartal Kadın Dayanışması”nı kurduk.
Her hafta düzenli olarak bir araya gelip Kartal’lı kadınların “Barış” talebini yükseltmek için neler yapabileceğini tartıştık. 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne kadar her hafta Kartal meydanında “Barış Çadırı” kurarak barışa dair sesimizi çıkarıp sözümüzü söylediğimiz eylemlerde savaşın birinci mağduru olan çocuklar “Barış” temalı resimlerini çizdiler.
Savaşın olduğu her yerde öncelikle bedeni, kimliği linç edilen kadınlar olarak, Başbakan Davutoğlu’nun “Evlatlarımız vatana feda olsun” açıklamasından sonra “Benim savaşa kurban edecek evladım yok. Çok istiyorsanız kendi çocuklarınızı feda edin”, “Yeter artık çatışmalar durdurulsun, ölümler son bulsun” diyerek savaşa ve ölümlere karşı itirazımızı ve öfkemizi dile getirdik.
Dört hafta boyunca süren barış etkinliklerimizi son olarak 29 Ağustos tarihinde Kartal meydanında, kadınların canlı heykel oldukları, şiirlerini okudukları ve savaşa karşı barış için ses çıkardıkları eylemle sonlandırdık. Fakat bu sadece çadır eylemine son verdik.
“Kartal Kadın Dayanışması”nın görevi asıl bundan sonra başlayacak. Emperyalist ve kapitalist güçler uyguladıkları politikalarla doğaya, bilme, eğitime de savaş açmış durumdadır. Henüz Hopa’da yaşanan felaketin ateşi sönmüş değil yüreklerimizde. HES’lerin sebebiyet verdiği felaketi hepimiz gördük. Yine aynı ekonomik kaygılar güdülerek hiçe sayıldı Soma’da 301 madencinin canı.
Bu ve buna benzer yüzlerce sorun en az savaş kadar her gün canımıza kastediyor. Kadına yönelik şiddet son buluncaya kadar, doğaya bilme insanlığa özgürlük gelinceye kadar, iş cinayetleri son buluncaya kadar ve bu topraklara barış gelene kadar susmayacağız ve savaşa, zulme karşı barışın sesini göklere taşıyacağız.