27 Mart’tan başlayarak Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gitmeye çalışan Eğitim Sen ve KESK’e bağlı sendikalara üye emekçiler, çeşitli yöntemlerle engellenmiş ve kolluk güçlerinin şiddetine maruz kalmıştır. İçişleri Bakanı’nın yayınladığı genelgeyle tüm illerde adeta olağanüstü hal koşulları yaratılmış, kamu emekçilerinin eylemleri polis ablukasına alınmıştır. Adana’da 90 arkadaşımız baskıyla, zorla gözaltına alınmış, İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman, Urfa, Konya, Hatay, Zonguldak, Tokat illerinden arkadaşlarımızın çıkışları engellenmek istenmiştir. Ankara ve İzmir’de Eğitim Sen üyelerine sert müdahale yapılmasına rağmen, Ankara Kızılay’da Gazi Mustafa Kemal Bulvarında bekleyen Ankaralı emekçi kardeşleriyle buluşanlar GMK Bulvarında havanın soğuk ve yağmurlu olduğuna aldırmadan oturma eylemi yaparak direnişlerini sürdürmüşlerdir. Ankara tren garına ulaşan başta İstanbul ve batı illerinden gelen emekçiler ise GMK bulvarına gitmelerine izin verilmemesi üzerine tren garı önündeki meydanda oturma eylemine başlayarak kararlılıklarını göstermişlerdir.
Yaşanan bu gelişmeler, gerek çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesi, gerekse sendikal alana yönelik önemli değişiklikler içeren düzenlemelerle ilgili olarak bugüne kadar sendikamca yapılan itirazların gücünü göstermektedir. İktidarın telaşı ve acele etme nedeni, örgütlü mücadelemizin kamuoyunda yarattığı etkiden gelmektedir.
Keyfi kararlarla, genelgelerle sendikal hak ve özgürlüklerimizin engellenmesi, kent meydanlarının polis ablukasına alınması, siyasal iktidarların emekçilere yönelik nasıl baskıcı ve otoriter bir yönetim zihniyetine sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini doğrudan ilgilendiren konularda yasal ve meşru haklarımızı kullanmamızın, söz söylememizin engellendiği koşullarda demokrasiden, insan haklarından bahsetmek mümkün değildir.
Emekçiler her türlü baskı ve yıldırmaya karşı, onurlu ve kararlı duruşlarından bir an olsun vazgeçmeyecektir. İçişleri Bakanlığı’nın ve engel olan tüm valiliklerin açıkça suç işlemesine, baskı, yasak ve engellemelere rağmen meşru ve demokratik hakkımız olan basın açıklaması hakkımızı sonuna kadar kullanacağımız herkesçe bilinmelidir.
İçişleri Bakanlığının 27 Mart’ta yayınladığı genelge sonucunda Adana’da 90 arkadaşımız baskıyla, zorla gözaltına alındı. İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman, Urfa, Konya, Hatay, Zonguldak, Tokat illerinden arkadaşlarımızın otobüslerle çıkışları engellendi, anayasal hak olan seyahat etme özgürlüğü ayaklar altına alındı.
İllerden yapılan engellemeleri aşarak Ankara’ya gelen arkadaşlarımız da Ankara polisinin orantısız güç kullanmasına maruz kalarak başkentin göbeğinde “ileri demokrasi” uygulamaları ile burun, buruna geldi.
Siyasal iktidarın “ileri demokrasi”sinin geldiği noktaya inat, emekçiler ve örgütlü oldukları sendikalar 28 Mart günü ve gecesi 29 Mart sabahı “yılgınlık yok direniş var” nidalarıyla,”işte sendika işte KESK” sloganlarıyla, Ankara ayazını emekçi halaylarıyla ısıtarak bir direniş senfonisi yarattılar. Kazanılmış demokratik haklarını sonuna dek kullanacaklarını bir kez daha dost düşman herkese gösterdiler.
*Eğitim Emekçisi
Evrensel'i Takip Et