Ateşin etrafındaki kadınlar
Sinem ŞAHİN
Yeryüzü Kadınları
“Karanlıkta birkaç adım attıktan sonra bir ateş çevresinde toplanmış yabancıları göreceksiniz; yaklaşın ve onları dinleyin. Sizin acentelerinize ve buraları koruyan paralı askerlere layık gördükleri yazgıyı tartışıyorlar. Belki sizi görecekler, ama seslerini bile alçaltmadan aralarında konuşmaya devam edecekler. Kayıtsızlıkları sizi can evinizden vurur: Onların babaları, gölgelerde yaşayan o yaratıklar, sizin yarattıklarınız, ölü canlardı; onlara ışık veren sizdiniz, onlar yalnızca size hitap ederlerdi ama siz bu zombilere cevap vermeye tenezzül etmezdiniz. Onları ısıtan ve aydınlatan ateş size ait değil. Siz, bir mesafeyle duran siz, kendinizi kaçak, geceye özgü, işi bitmiş hissedeceksiniz. Şimdi sıra sizde. Bir başka şafağın doğacağı bu karanlıklarda artık zombi sizsiniz.”*
Kürtler 7 Haziran’dan beri ateşin etrafında toplanmış “konuşuyor” fakat sadece kendi yazgılarını değil…
Ortadoğu’da yakın zamanların en büyük direnişlerinden birine ev sahipliği yapan Kürt toprakları, kazanımlarla ilerlerken bir yandan da sömürgecilerin saldırılarının hedefi olmaya devam ediyor. Ortadoğu planları bir türlü maya tutmayan T.C. son mevzi kaybı olan Kürt topraklarına saldırılarını sivilleri de hedef alarak daha da sertleşerek yürütüyor. Muhtemel ki 7 Haziran-1 Kasım arası sivil halka dönük en sert saldırılara tanık olacağımız bir aralık olacak, kaldı ki Cizre bunun eskizi gibi önümüze konulmuş bulunuyor…
Tam 1653 km yol gittik İstanbul’dan Cizre’ye. Cizre’ye 5 km kadar yaklaşabildik. O kadar yaklaşmamıza rağmen bizlere anlatılan şey hâlâ 1650 km öncekinden farklı değildi: Cizre’de durumun anlatıldığı gibi olmadığı, güvenlik güçlerinin halkı koruduğu vs. Gittiğimiz kilometrelerce yol bize görmek istediğimizi göstermedi ama neyi, neden göremediğimizi gösterdi. Bölgedeki tecritin, şiddetin örtbasıyla perçinlenmiş hali, bir halk gerçekliği olarak karşımıza çıktı.
9 Eylül tarihli Cizre yolculuğumuzda hissettirilen şeyin kendisi tam da buydu. Henüz sokağa çıkma yasağının tam günden yarı güne indirilmediği süreçti ki Cizre’nin içine girme şansı bulamadık. Hemen İdil sınırındaki ilk kontrol noktasını geçtik; ama Cizre’ye 5 km kala, bir sonraki kontrol noktasında tekrar aracımız durduruldu. Bizi karşılayanlar jandarmanın önünde günlerdir bekleyenler; en çok da anneler, kızlar; yine kadınlar. Günlerce ailesinden haber alamamışlar, her gelen heyet onlar için bir umut. Her gelenle jandarma barikatına yükleniyor; bekliyorlar. Sivil kıyafetli, uzun namlulu “kolluk kuvvetleri” kuşu bile geçiremeyeceğini söylüyor “içerdekilerin can güvenliği için”; öyle ki İdil Belediye Eş Başkanı Nevin Oyman dahil kimse. Gelen haberler belli; içerde içme suyu yok, elektrik yok, bebek maması yok. Var olan şeyler ise bebeğini korumak için bedenlerini siper eden ve yaşamını yitiren anneler ve onların anneleri, katledilen 15 yaşındaki Cemile’nin annesinin onun ölü bedenine sarılarak geçirdiği gece ve sonrasında soğutucularla ‘Cemile bozulmasın’ diye korunarak geçen günler, 35 günlükken öldürülmüş, tavuk depolarında saklanan ölü çocuk bedenleri; Cizre’de 9 günde 21 kişi devlet tarafından katledildi ve 4’ü kadın; 6’sı 18 yaşın altında çocuk. Görünen o ki bir balıkçının ağını onarırkenki kayıtsızlığıyla yapılan bu katliamda atlanan ilmekler yine kadınlar oldu.
Durum hiçbir zaman değişmemiştir ki savaşın ve işgalin; doğrudan veya dolaylı ilk vurduğu kadınlardır. Kayıt altına alınmayanlar da, ölüleri başında beklemek zorunda bırakılanlar da, bizzat namlunun ucunda olanlar da; bugün Cizre’de gördüğümüz gibi. Bu yüzdendir ki kadınların özne olmadığı bir barışın başarıya ulaşma şansı yoktur. Kürt kadınlarının beyaz tülbentleriyle verdiği mücadele de bu bağlamda yerine oturur. Bu tarafa düşen, oradaki kadınların sesine, çığlığına, zılgıtına ortak olup sesi yükseltmektir. Eğer biraz daha yaklaşırsanız ateşin başında oturan kadınların fısıltılarını duyabilirsiniz, bunu yapın, coğrafyanın kadınlarına ses olun. Yoksa önümüzdeki günler izin verilen tek şeyin ölülerimizi gömmek olduğu günler olarak gelecek.
*J. P. Sartre- Yeryüzünün Lanetlileri Önsözü