Grup Yorum Seçkin Aydoğan için son kez eylemde
Geçtiğimiz Aralık’ta tutuklanmıştı Grup Yorum’un en yeni elemanı Seçkin Aydoğan. Nurtepe’de polisin bir operasyonu olmuş, mahalle ablukaya alınmıştı. Seçkin de bu durumu protesto eden mahallelinin yanında protestoya katıldığı için tutuklanmıştı. 4 aydır tutuklu. Yorum, Seçkin’le sürekli görüş&u
Grup Yorum haftalardır Taksim Galatasaray Lisesi önünde Seçkin’in serbest bırakılması için basın açıklaması yapıyor, konserler veriyor. Yarın son eylemlerini yapacaklar. Grup Yorum, arkadaşları Seçkin’in 15 Nisan’da Bakırköy’de verecekleri halk konserinde sazıyla, sözüyle sahnede olmasını istiyorlar. Yorum, bir yandan bu büyük konsere hazırlanıyor diğer yandan da yeni bir albüm hazırlığı sürdürüyor.
Grubunuzun elemanlarından Seçkin Aydoğan için haftalardır süren eylem süreci bu Pazar sona eriyor. Mahkeme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Caner Bozkurt: Seçkin’in üzerine atılan suç kamu malına zarar vermek. Bu aslında asliye hukuğu ilgilendirir, ağır cezanın işi değildir. 2911’den yargılanan birinin bu kadar uzun bir süre içerde tutulması anormal bir durum. Biz ve ailesi tahliye bekliyoruz ama bu ülkenin hukukunda adalet olmadığı için ne olacağını kestirmek güç.
Selma Altın: Pazar günü son eylemimiz olacak. Çünkü 2 Nisan’da mahkemesi var Seçkin’in. Saat 18’de bir araya geleceğiz. Basın açıklaması öncesinde Taksim Tranvay durağından Galatasaray Lisesi’ne konserli bir yürüyüş yapacağız. İddianamelerde geçen ‘Cemo’yu ısrarla söyleyeceğiz.
SANAT, YASAKLANSA DA TOPLUMA ULAŞIR
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bir sanatçılar için ‘terörün arka bahçesi’ tanımlaması yapmıştı. Grup Yorum, hem kendi gördüğü baskıyı hem de bu süreci nasıl değerlendiriyor?
Caner Bozkurt: Bakanın bu tür açıklamaları, Hükümetin biraz daha cüret kazandığını gösterir. Yeni bir durum değil elbette, yıllardır sanatçılar, gazeteciler, aydınlar büyük bir baskı altında. Bütün bunlar bir cüreti gösteriyor ve bizce acil ve sert cevap verilmeli.
Selma Altın: Elimizde sanat gibi çok güçlü bir şey var. Bunu kullanarak çok daha güçlü hale gelebiliriz. Sanatçılara ‘Sanat cephesi’ çağrısı yapıyoruz. Bu Cephe, hem bu tür baskılara karşı hem de sanatçıların geleceklerine ve bugünlerine dair bir çalışma olacak. Türkiye’de ve dünyada yüz yıllardır benzer baskılarla karşılaşıyor sanatçılar. Ne kadar baskı görürlerse görsünler eserleri hala ayakta. Yani yasaklasalar da topluma ulaşmasını engelleyemezler.
(İstanbul/EVRENSEL)
KIZILDERE’NİN 40. YILINDA ‘ONLARIN TÜRKÜSÜ’
15 Nisan’da 40. yılında ‘Onların türküsü’ isimli konserinizle Kızıldere’yi anacaksınız. Konserden biraz bahseder misiniz?
Selma Altın: İktidarlar değişiyor ama bizim sömürülüyor olduğumuz gerçeği değişmiyor. Emperyalist sistem sadece emeğimizi sömürmüyor; uzun mesailer sonrasında duygu ve düşüncelerimizi kullanamayacak hale getiriliyoruz. Düşünce ve duygularımızı da sömürüyor. Biz hem bedenen sömürülmek istemiyoruz hem de aklımızın, duygumuzun, düşüncelerimizin çalınmasını istemiyoruz. Mahir’lerden bugüne emperyalizme karşı bağımsızlığı savunan köklü bir geleneğimiz var. Bu sene Kızıldere Katliamı’nın 40. yılı. Konserimizin alt başlığı da ‘Onların türküsü’ olacak. Sadece konserlerle bu değerlerimize sahip çıkmıyoruz elbette; İdil Kültür Merkezi’ndeki tüm çalışmalarımızda amacı güderek hareket ediyoruz. Ve halkımızı 15 Nisan’daki konserimize bu değerlerimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.