Dönemin tahkikat savcısı: Kenan Bilgin gözaltında öldürüldü
Cumartesi Anneleri, 12 Eylül 1994 tarihinde Dikmen’de gözaltına alınan Kenan Bilgin’in akıbetini sordu. Eylemde sesi dinletilen dönemin Tahkikat Savcısı Selahattin Kemaloğlu, “Kenan Bilgin, işkence edilerek infaz edildi ve cesedi kaybedildi” dedi.
Gözaltında kaybettikleri yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri 548. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu hafta, 35 yaşındayken 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki otobüs durağında gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Kenan Bilgin’in akıbeti soruldu.
‘TANIKLIĞIM KABUL EDİLMEDİ’
Eylemde Bilgin’in infazına tanıklık eden Özer Akdemir’in ve dönemin Tahkikat Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun sesi dinletildi. Kenan Bilgin’in bulunduğu hücrenin yanında kalan Özer Akdemir, “Toplam 13 kişi gözaltına alınmıştı. Kenan Bilgin, işkenceye getirilip götürülürken mazgallardan görülüyordu. Günlerce işkence yapıldığına tanık oldum ama bu tanıklığım kabul edilmedi. Kenan’ın gözaltında işkence gördüğünü gören sadece ben değildim. Kenan’ı tanıyan başka arkadaşlar da gördü. Tanıklık etmelerine rağmen hiçbir şekilde bir şey yapılmadı” dedi.
SAVCI BİR KEZ DAHA TANIK
Daha önce Kenan Bilgin’in işkence yapılarak öldürüldüğünü söyleyen ve bu yüzden sürgün edilen ve ölümle tehdit edilen Tahkikat Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun da sesi dinletildi. Selahattin Kemaloğlu, “Kenan Bilgin, işkence edilerek infaz edildi. Cesedi kaybedildi. Bir gün mutlaka bu katliamı yapanlar yargılanacak” dedi.
‘BU İKTİDARDAN ADALET BEKLENMEZ’
Kenan Bilgin’in ağabeyi İrfan Bilgin de şunları söyledi: “Her şey ortada, bir sürü tanık var ortada. Bugüne kadar yaptığımız tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Bu sadece kendini bilmez bir polisin işi değil, bu devletin organize ettiği bir şey. Bunlar hâlâ kanla besleniyor, hâlâ çocuklar öldürülüyor. Böyle bir iktidardan nasıl adalet bekleyelim? Bu ülkede kamuoyu oluşturulup halk birleştiği gün onları biz yargılayacağız.”
Dönemin tanıklarından Cavit Nacitarhan da “O dönem ben de tanıklığımı dile getirdim. Gebze Cezaevindeyken savcı çağırdı. ‘Ankara Emniyetinde bir şeyinizi kaybettiğinizi söylediniz. Bunun için Ankara’ya gidecek misiniz?’ dedi. Ben de ‘Orada bir şeyimi kaybetmedim, yoldaşımı kaybettim’ diyerek tepki gösterdim. Selahattin Kemaloğlu’ya da tanıklığı için teşekkür ediyorum” dedi.
Haftanın basın açıklamasını haber takibi sırasında gözaltına alınarak polisler tarafından öldürülen Gazetemiz Muhabiri Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe okudu. Göktepe, “Başbakan Davutoğlu’nun huzur ve demokrasi adını verdiği operasyonlar sonucu yaşanan devlet şiddeti ağır hak ihlallerine neden oluyor. Bayramda sevinçlerimiz değil acılarımız çoğalıyor” dedi. Göktepe, Kenan Bilgin’in faillerinin yargılanmasını istedi.
‘KENAN BİLGİN’İN KAYDI YAPILMADI’
Kenan Bilgin’in avukatlarından Kamil Tekin Sürek de şunları söyledi: “O dönem Kenan Bilgin TDKP üyesi olduğu için gözaltına alındı. Toplam 13 kişiden 2’sinin kaydı yapılmadı. Bunun sebebi bunlara daha fazla işkence yapmak ve öldürmekti. Kenan Bilgin’e 15 gün boyunca işkence yapıldı. Öleceğini anladıktan sonra, işkenceye getirilip götürülürken ‘Ölürsem adımın Kenan Bilgin olduğunu söyleyin’ dedi. Tüm başvurulara rağmen, bütün tanıklar bunu ortaya koymasına rağmen sonuçsuz kaldı. Türkiye’deki mahkemelerde verilen mücadele sonuçsuz kaldığı için AİHM’e başvurduk. Tüm bunlara rağmen devlet bu suçluları yargılamamakta direndi. Er ya da geç faillerin yargılanacağına inanıyoruz.”
NE OLMUŞTU?
Kenan Bilgin 12 Eylül 1994 tarihinde Dikmen’de gözaltına alındı. İnsan Hakları Derneği ve Bilgin ailesi resmi makamlara yaptıkları tüm başvurularda “Gözaltına alınmamıştır” cevabı ile karşılaştı. 11 kişi Kenan Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesinde işkencede gördüklerine tanıklık etti, Savcı Özden Tönük, tanıkların “Polisi ve devleti küçük düşürmeye çalıştıklarını” gerekçe göstererek dosyayı kapattı. İç hukukta sonuç alınamasa da AİHM Türkiye’yi Kenan Bilgin’i gözaltında kaybetmekten sorumlu tutarak oy birliği ile mahkum etti.
Buna rağmen Kenan Bilgin’i kaybedenlere dokunulmadı. Ama AİHM kararını haberleştiren gazeteciler yargılanarak ceza aldı. (İstanbul/EVRENSEL)