Anoreksiya ve mükemmel olmak
“Hahahaha bu ne hal ya anoreksiya mı oldun?” dedi. O kadar mutlu olmuş gibiydi ki anlam veremedim. İnsan bir hastalıkla nasıl bu kadar rahat dalga geçerdi?

Ezgi SAYAR
Hacettepe Üniversitesi
Genç kadınlara dayatılan güzellik algısı, şekilci bakış açısı ile kadınların bazılarında görülen bir hastalık anoreksiya. Kadın dediğin şöyle olur böyle olur diye başlayan cümlelerin biz genç kadınları sürüklediği nice pskolojik hastalıktan birisi. Onu atlatabilmiş, topluma, arkadaşlarına çoğu zaman da kendisiyle mücadele etmeyi başarmış Eylem bize genç kadınların yaşadığı sıkıntıların sadece birinden bahsetti. ”Benim hikayem bundan iki yıl önce başladı... Hayattan ve yemeklerden zevk alan biriyken kendimi kilolu hissetmeye başlamıştım. Toplum tarafından her zaman beğenilen biriydim ama bu benim için yeterli değildi, zayıf olmalıydım. Sürekli tartılıyor kilo vermenin yollarını arıyordum. Sağlıklı ve dengeli beslenerek 8 kilo vermiştim… Çevremdeki herkes bendeki değişimi fark ediyordu. “Zayıflamışsın,çok güzel olmuş!” diyorlardı. Bu benim için zayıf olduğum sürece güzel ve güvende olmak anlamına geliyordu. Tartıdaki rakamlar düştükçe ‘ne kadar zayıf olursam o kadar iyi’ diye düşünüyordum. Vücudumda zayıflamamla birlikte değişiklikler olmaya başlamıştı. İlk önce kadınlık fonksiyonlarımı yitirdim. 20 yaşındaydım ve hormonlarım 60 yaşındaki bir kadının hormonları kadardı. Doktorlar bana ne olduğunu anlayamıyorlardı. Yine kilo vermeye başlamıştım ve bu beni mutlu ediyordu. Yemek yemediğim için herkesten çok üşüyor, çabuk yoruluyor ve sinirli oluyordum. 42 kiloya düştüğümde artık battaniyenin altından çıkamaz olmuştum. Kendimi iyi hissettiğim bir gün okula gittim ve bir arkadaşım “Hahahaha bu ne hal ya anoreksiya mı oldun?” dedi. O kadar mutlu olmuş gibiydi ki anlam veremedim. İnsan bir hastalıkla nasıl bu kadar rahat dalga geçerdi? Sonra ben kendime ne yapıyorum diye düşündüm ve annemle konuşmaya karar verdim. “Beni hastaneye götürün,ölmeme izin vermeyin!” dedim. Bendeki değişimin uzun süredir farkında olduklarını ama bilinçli bir insan olduğum için böyle bir hastalığa yakalanacağımı düşünmediklerini söylediler. Psikiyatri,endokrinoloji derken kilo alma sürecine girmeye başlamıştım. Ama bir lokma fazladan yesem pişman oluyor saatlerce ağlıyordum. Benim derdim insanlara güzel gözükmek değildi tartıdaki rakamları düşük görmekten mutlu oluyordum. Çevremdeki insanlar mankenlere özenmiş de hasta olmuş diye acıyarak bakıyorlardı. Sanki ‘kadın dediğinin vücudu şöyle olmalı, böyle olmalı’ diye kalıplara sokan kendileri değilmiş gibi… Ben kimseye özenmemiştim dış görünüşümün berbat olduğunun, kemiklerimin gözüktüğünün farkındaydım ama umurumda değildi, kilo vermek beni rahatlatıyordu. Hayatımda kontrol edemediğim bir çok şey varken kilo alıp vermek benim elimdeydi. Kendi kontrollü yapımın kurbanı olmuştum. Önce günde yüz kez tartılmaktan vazgeçtim. Kilo almaya başladıkça aynada kendime bakıyordum ve güzel olduğumu düşünüyordum. Kilo aldığımı söyleyen insanlara kulaklarımı tıkadım. Çünkü insanlar konuşup duruyorlardı onlara kendinizi beğendirmeniz mümkün değildi. Bütün zorlu süreçleri atlatarak ideal kiloma ulaştım. Anladım ki; önemli olan nasıl hissettiğiniz, hissettirdiğiniz ve hayatınız boyunca kontrolü elinizde tutamazsınız. Kilo, boy, yaş sadece hayatınızdaki rakamlardan ibaret. “Mükemmel” olmak bunlara bağlı değil. Mükemmel olmak için hayatı ve insanları yargılamadan olduğu gibi kabul etmek,rakamlara takılı kalmadan yaşamak
gerek…”
ANOREKSİYA NEDİR?
Açlık hastalığı olarak da adlandırılan Anoreksiya’da besin alımına, kiloya ve zayıflığa karşı takıntılı olan kişiler zayıf olsalar dahi yemek yemeyi ve aç olduklarını redderler. Çok düşük kalorili bir diyet tükettikleri için vücut ağırlıkları zamanla azalır. Genellikle ergenlik döneminde ve 17 yaş üstü genç kadınlarda görülen anoreksiya nadiren de olsa 40 yaşın üzerinde de görülebilmektedir.
Evrensel'i Takip Et