4 Ekim 2015 04:02

İsmail Gökhan BAYRAM

Çapı yarım metreden biraz büyük seksen üç kilo ağırlığında parlak bir metal kürenin fotoğrafına bakıyorum. Fotoğrafın dışına doğru uzanan antenleri saniyede sekiz bin metre hızla Dünya’nın etrafında dolanırken, Dünya’ya ben buradayım sinyalini yirmi bir gün boyunca göndermeyi başardı. Orijinal ismi Sputnik, yol arkadaşı anlamına geliyor. 4 Ekim 1957’de uzaya gönderilen Sputnik’in yetmiş milyon kilometre süren yol arkadaşlığı dünyayı öngörülemez bir biçimde değiştirmeyi başardı.

‘UZAY YARIŞI’

SSCB ile ABD arasında sürmekte olan soğuk savaşın önemli cephelerinden biri de uzayın fethi idi. Teknolojik üstünlükleri konusunda sonsuz özgüvene sahip ABD kamuoyu ilk yapay uydunun yörüngeye SSCB tarafından yerleştirilmesi ile ciddi bir bocalama dönemine girdi. “ABD teknolojik olarak geri mi kalıyordu?”, “Sovyetler nasıl olur da teknolojide Amerika’nın önüne geçebilirdi?” gibi pek çok soru o sonsuz özgüvene sahip teknolojik üstünlük hissine büyük bir darbe vurmuştu. Sputnik’in bataryası tükenene dek yirmi bir gün boyunca 20005 ve 40002 Mhz frekanslarında yayınladığı ‘biip’ sesi tüm dünyadan radyo alıcıları ile kolayca takip edilebiliyordu. Tarihe “uzay yarışı” olarak geçecek süreç başlamıştı.
İkinci darbe hemen bir ay sonrasında 3 Kasım 1957’de Laika adlı köpeğin Sputnik 2 ile dünya yörüngesine oturtulması ile geldi. ABD de bu arada boş durmuyordu. ABD Deniz Kuvvetleri tarafından geliştirilen Vanguard Programı’nın ilk roketinin fırlatılması tüm Amerika’ya canlı yayınlanacaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Roket, fırlatılma sırasında canlı yayında infilak etti. ABD’nin ilk uydusu olan Explorer 1 ancak 1958’in Ocak ayının sonunda yörüngeye oturtulabilecekti. ABD’nin Explorer 1 uydusunun ardından Rusların Sputnik 3’ü geldi.  Sputnik 3’ü Ay’a ilk ulaşan Luna 2 sondası ve Yuri Gagarin’e uzaya ulaşan ilk insan sıfatını getiren Vostok 1 izleyecekti.

SPUTNİK ZAFERİNİN ARTÇILARI

Rusların Sputnik ile elde ettiği zaferin ABD’de Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’yle (NASA) İleri Araştırma Projeleri Ajansı’nın(ARPA) kurulması ile eğitim ve teknolojiye ayrılan bütçenin kat be kat arttırılması gibi ciddi sonuçları oldu. 29 Temmuz 1958’de kurulan NASA ABD’nin uzay projelerini sırtlarken, daha sonra isminin başına “defansif” getirilerek DARPA haline gelecek olan ARPA’ya ileri askeri teknolojilerin geliştirilmesi görevi verildi.
(D)ARPA’nın üzerinde çalıştığı yüzlerce proje günümüz teknolojisinin şekillenmesinde oldukça etkili oldu. Bu projelerden 1970’te kurulumu tamamlanan ARPANET büyüyüp gelişerek Internet’in doğumuna yol açtı. Bugün anonimlik için kullandığımız Tor’dan(Onion Router), GPS teknolojisine, bilgisayarımızdaki pencerelerden UNIX’e pek çok teknolojinin tarihini araştırdığımızda (D)ARPA kısaltması ile karşılaşmamız tesadüfi değil.
İnsanoğlunun “ölü yıldızlara hayatı götürme” mücadelesinin ilk adımı olan Sputnik’in boşlukta yarattığı dalgaların yansımaları bugün bile hissediliyor. 

Evrensel'i Takip Et