Soma Davası'nda 4. duruşma: Telefon arızalı olunca yangını haber veremedi

Eda AKTAŞ
Soma 

Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facia ile ilgili 8’i tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın 4’üncü duruşmasının 3’üncü oturumu Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma salonuna çevrilen Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi önünde polis yığınak yaparken, diğer duruşmalarda olduğu gibi dün de kültür merkezi çevresindeki 1 kilometrelik alanda polis barikatları kuruldu. Madenci aileleri ile sanık ve müşteki avukatlarının katıldığı duruşmada, faciadan sağ kurtulan madencilerin ifadelerine devam edildi. 

İlk olarak ifadesi alınan işçi Ramazan Akkoç, 8 yıldır madende çalıştığını belirterek, olayın olduğu gün şartelci olarak çalıştığını söyledi. Madende yoğun dumanın ortaya çıkmasıyla birlikte telefona koştuğunu anlatan Akkoç’un, telefonların çalışmadığını söylemesi dikkat çekti. Gaz maskelerini takarak beklemeye başladıklarını söyleyen Akkoç, dumanın ön ve arka taraflarını sarmasıyla birlikte arkadaşlarıyla helalleştiklerini yere yatarak beklediklerini anlattı. Sanıklardan şikayetçi olduğunu söyleyen Akkoç, çalıştığı bandın orada yangın tüpü olmadığını da söyledi. 

‘PATRONA ‘SİZ’, İŞÇİYE ‘SEN’ Mİ OLUYOR?’

Sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit’in, Ramazan Akkoç’a soru sorarken “sen” diye hitap etmesine müşteki avukatları, “Patrona ‘siz’, işçiye ‘sen’ mi oluyor?” şeklinde tepki gösterdi. avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, Koçyiğit’in soru sormak yerine yorum yaptığını ifade ederek, mahkeme heyetine itirazda bulundu. Av. Koçyiğit ise yargılamanın engellendiğini iddia etti. Bu sırada müşteki ve sanık avukatları arasında tartışma yaşandı. Akkoç, sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade etti.

MAĞDUR KOÇAN: BENİ TANIYOR MUSUNUZ?

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı daha sonra, maden faciasında kardeşini kaybeden Yusuf Koçan’ı, ifadesini almak için çağırdı. Kürsüye çıkan Koçan’ın tutuklu ve tutuksuz tanıklara dönerek, “Beni tanıdınız mı” diye sorması üzerine sanık avukatları Koçan’a tepki gösterdi. Sanık avukatlarının sanıkları tehditle suçladığı Koçan, ifadeye başlamadan fenalaştı. Mahkeme başkanı ise Koçan’ın fenalaşması üzerine duruşmaya kısa bir ara verdi. Ardından ifadesi alınan olayın yaşandığı U3 bölgesinde görev yapan mağdur işçi Mustafa Bostancı, halen Soma A.Ş.’ye bağlı Ata Bacası’nda çalıştığını söyledi. Olay günü üçüncü bandın başında dinamit patlatıldıktan yaklaşık yarım saat sonra siyah bir dumanın üzerlerine doğru geldiğini söyleyen Bostancı, karbonmonoksit maskelerinin 6 ayda bir kontrollerinin yapıldığını ve değiştirildiğini iddia etti. Bostancı’nın bu ifadesi salonda bulunan ailelerin tepkisine neden olurken, aileler “yalan söylüyor” diye bağırdı. Ocakta herhangi bir tatbikat yapılmadığını da belirten Bostancı’nın avukatlar ve mahkeme tarafından yöneltilen bir çok soruya da “Bilmiyorum, hatırlamıyorum” şeklinde cevap vermesi dikkat çekti. Bostancı’nın ifadesinin ardından duruşmaya ara verildi.

'YANGIN TÜPLERİ BOŞTU'

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda madenden sağ kurtulan tanık işçilerin ifadelerine devam edildi. İlk olarak ifade veren Mustafa Köse, bant tamirinde düz işçi olarak çalıştığını belirterek, olayın olduğu gün saat 15.00 sıralarında kulakları sağır edecek düzeyde büyük bir patlama duyduğunu ifade ederek, patlama sesinden sonra amirinin kendisine "Sen yukarı doğru çık. Ben burada kalacağım aşağıda kardeşim var" dediğini aktardı.  

Kendisinin bant kaynakçısına yardım etmesi nedeniyle yanlarında mutlaka yangın tüpü bulundurmak zorunda olduklarını ifade eden Köse, madende bulunan birçok yangın tüpünün boş olduğunu söyledi. Ocakta emniyetin ve iş güvenliğinin ötesinde üretimin ve işin devamlılığının önemli olduğunu ifade eden Köse, eksikleri söylediklerinde ve itiraz ettiklerinde ise haklarında tutanak tutulduğunu ya da işten çıkarıldıklarını söyledi. Köse'nin bu söylemleri üzerine sanık avukatları ve sanıklar, Köse'yi soru yağmuruna tutarken, müşteki avukatları ve madenci yakınları ise bu duruma tepki gösterdi. Sanık avukatları ayrıca Köse'nin savcılığa ve müfettişlere verdiği ifade ile mahkemeye verdiği ifadenin çeliştiğini de iddia etti.

Ardından ifadesi alınan tanık Ramazan Balı ise, madende tamir ve taban alma işinde çalıştığını belirterek, olay günü anayol bant boyunda olduğunu söyledi. Bant ekibinin kendilerine dinamit atacaklarını söylediğini ve geri çekilmelerini istediğini kaydeden Balı, dinamit atıldıktan 5-10 dakika sonra bir duman ortaya çıktığını, dumanın renginin giderek koyulaştığını söyledi. Kendisinin dumanın gelmediği yere gittiğini kaydeden Balı, izleme merkezine telefon ettiğini söyledi. İzleme merkezine yangın çıktığını söylemesi üzerine İsmail Adalı'nın 10-15 dakika sonra olay yerine geldiğini söyleyen Balı, açık alev görememelerine rağmen su tutuklarını ve yangının orada çıkmadığını söylemelerine rağmen şeflerinin kendilerini dinlemediğini aktardı. Ocakta daha önce tatbikat yapılmadığını ve gaz maskelerinin kontrol edilmediğini de belirten Balı, mahkeme başkanının "Olaydan daha önce haberdar edilseydiniz daha çok kişi kurtulur muydu" diye sorması üzerine ise "Çok zor. Ocağın tam ortasında bir yangın vardı. Kimse kurtulamazdı" dedi.

Mahkeme yarın madenden sağ kurtulan tanık işçilerin ifadeleri ile devam edecek.

46 SANIK BULUNUYOR

Haklarında Olası kastla öldürme’, ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ‘Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanıktan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’in yanı sıra tutuksuz sanıkların bir bölümü hazır bulundu.