4 örgütten Ankara Katliamı açıklaması: Karanlık dehlizlerde kaybolmayacak

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB yöneticileri Ankara'da düzenledikleri basın toplantısında katliamın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceklerini duyurdu. Mitinge saldırı olacağına dair istihbarat bilgilerine rağmen önlem alınmadığı yönündeki iddialara yanıt isteyen emek ve meslek örgütleri, Başbakan Davutoğlu'nun bombacılar hakkında “eylem yapmadan tutuklayamıyoruz” açıklamasını da “skandal ve yasadışı siyasi bir tutum” olarak değerlendirdiklerini açıkladı.

TMMOB binasında düzenlenen basın toplantısında DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Genel Sekreteri Özden Şener'in yanı sıra EMEP Genel Başkanı Yardımcısı Şükran Doğan ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay da katıldı.

'LİSTEYİ AÇIKLAYIN'

Dört örgüt adına açıklama yapan TMMOB Başkanı Soğancı, olayın üzerinden 6 gün geçmesine karşın Başbakanlığın kayıpların adlarını açıklayamamasını eleştirdi. Soğancı, “Hükümeti bu skandala son vermeye ve bir an önce katliamda yaşamını yitirenlerin tümünü açıklamaya çağırıyoruz” dedi.

Patlamanın rastgele bir alanda gerçekleşmediğini, Emek Barış Demokrasi mitingine saldırıldığını vurgulayan Soğancı, “Saldırganların hedefi açıktır. Hedef emektir, hedef barıştır, hedef demokrasidir” diye konuştu.

'MALUMUN İLANI'

Soğancı, “Soruyoruz. Bu ülkede barışın sesinin daha gür, daha çoğalan, daha yankılanan bir biçimde çıkmasından kim rahatsız olabilir? Fail mi arıyoruz? Kim saldırdı bize, fail kim? Onu mu arıyoruz? Fail bellidir. Failin kim olduğu sadece Türkiye'nin değil, dünya halklarının da malumudur. Katliamda kullanılan canilerin kimliklerinin ortaya çıkması ise, işte bu malumun ilanıdır. Biz, savaşın ortasında barış diyen bir taraf olarak inisiyatif üslendik. Böyle davrandığımız için bize bir bedel ödetildi. Yılmayacağız, sinmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz” dedi.

'DAVUTOĞLU'NUN SÖZLERİ AÇIK BİR TEHDİTTİR'

Davutoğlu'nun canlı bombalar  ile ilgili “eylem yapmadan tutuklayamıyoruz” açıklamasına da tepki gösteren Soğancı, şunları vurguladı: “Yas ve anma törenlerimize katılan arkadaşlarımız, makul şüpheli olarak önleyici gözaltı adı altında polisin hedefiyken, canlı bombaların pimi çekmeden tutuklanmamasının itirafı ibret vericidir. Açılamadan anlaşıldığına göre Türkiye'de şu anda kimliği ve yeri belli olan ancak hükümetin yakalamadığı canlı bombalar vardır. Bu bir skandaldır ve yasadışı siyasi bir tutumdur. Bu tutum bütün muhaliflere açık bir tehdittir.”

YARIN TÜM İLLERDE ANMA GERÇEKLEŞECEK

Ne yaparlarsa yapsınlar gerçeklerin üstünün örtülemeyeceğini belirten Soğancı, “10 Ekim katliamının üzerinin örtülmesine, Ankara'nın kirli, karanlık dehlizlerine hapsedilmesine izin vermeyeceğimiz. Bedeli ne olursa olsun, emek, barış ve demokrasi mücadelemizden geri adım atmayacağız” dedi. Soğancı, yarın katliamın yaşandığı saatte bütün illerde anmalar gerçekleştireceklerini duyurdu.

İstanbul’da ise yarın 15.00'te Kadıköy'de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde buluşulacak ve sessiz oturma eylemi yapılacak.

'SON NEFESLERİ GAZ BOMBALARI OLDU'

DİSK, KESK, TMMOB VE TTB katliam öncesi ve sonrasına ilişkin şu tespitlerde bulundular:
- Bombalar patlamadan önce toplanma noktasında tek bir polis bile yokken, patlamadan sonra onlarca polis TOMAlarla ortaya çıktı.
- Birçok yaralının son nefesi atılan gaz bombaları olmuştur. Yaralılara ilk yardım müdahaleleri gaz bombalarıyla engellendi. .
- Ambulanslar çok geç geldi.
- Kan anonsu yapanlar ve yaralı taşıyanlar hedef gösterildi.
- Patlamadan sonra havuz medyası ve Aktroller aynı cümlelerle büyük bir dezenformasyon kampanyası başlattı. Neredeyse ölenler suçlandı.

CEVAP BEKLEYEN SORULAR

- Canlı bomba ihbarı 3 gün önce mi gelmiştir?
- Bombacıların kimlikleri de ihbar edilmiş midir?
- Bu ihbar neden mitingin Tertip komitesiyle paylaşılmamışlardır?
- 1 Mayıs'ları ihbar gerekçe göstererek yasaklayanlar bu saldırıya karşı neden en küçük bir önlem almamıştır?

EMNİYETLE DEFALARCA GÖRÜŞÜLDÜ

TMMOB Başkanı Soğancı gazetecilerin sorusu üzerine, miting tertip komitesinin öncesinde emniyetle 2 kez görüşmelerine rağmen, arkadaşlarına herhangi bir güvenlik uyarısı iletilmediğini aktardı. Soğancı katliamdan sonra da İçişleri Bakanlığı ya da Emniyetin kendileriyle herhangi bir temas kurmadığını açıkladı.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko da, emniyetin güvenlik alamayacağı koşullarda kendilerine bilgi vermesi gerektiğini vurguladı. Beko, kendilerine böyle bir bilgi verilmedi için özel bir güvenlik önlemi almadığını belirterek, “Bize böyle denmediği için elini kolunu sallaya sallaya herkes geldi. Nedeni bize göre istihbarat teşkilatı, Ankara Valiliği, İçişleri Bakanı, hükümet ve Başbakandır” dedi. 

'ASIL BİZİM CUMHURBAŞKANINI SORUŞTURMAMIZ LAZIM'

Katliamı lanetleyen KESK üyelerine Cumhurbaşkanı'na hakaret gerekçesiyle soruşturma açılmasını değerlendiren KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, “Bu ceza ancak krallıklarda görülecek bir cezadır. Soma, Suruç gibi katliamlar sonrası her tür açıklamada üyelerimize yüzlerce dava açılmıştır. Hükümet kendisi yas ilan etmişken bizim yasımızı tutmamıza izin vermemektedir. Yüzlerce arkadaşımıza soruşturmalar başlatmışlardır. Asıl soru şu? Biz o reis-i cumhura, biz o başbakana nasıl soruşturma açacağız. Bizim onlara soruşturma açmamız lazım” dedi.

İLK AMBULANS 15 DAKİKA SONRA GELDİ

TTB Genel Sekreteri Özden Şener de, katliamın ardından ilk iki ambulansın 15 dakika sonra, üçüncü ambulansın ise 20 dakika sonra geldiğini söyledi. Tüm yardım çabalarına rağmen Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyon konusunda başarısız olduğunu belirten Şener, “500 kişinin yaralandığı 100 kişinin öldüğü bir facianın ardından acil sağlık müdürünün kan ihtiyacımız yoktur çağrısı yapması skandaldır. Nasıl taze kan ihtiyacı olmaz. İnsanlarımız büyük bir duyarlılıkla hastanelere koştu. Sağlık Bakanının “o gün kan anonsu yapanlar provokatörlerdir. Ölü sayısını arttırmak istemişlerdir” açıklaması utanılacak, ağlanılacak bir açıklamadır. İçişleri bakanının emrindeki polisler yaralı insanları gaza boğuyor, ona gıkı çıkmayan Sağlık Bakanı bize provokatör” diyor. (Ankara/EVRENSEL)