CHP’li Aykut Erdoğdu’dan çarpıcı iddia: Erdoğan’ın yakınları enerji yolsuzluğunda
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, enerji yolsuzluğuyla ilgili yaptıkları araştırmada Ar Enerji, Zirve Holding ve Power Trans şirketlerinin karşılarına çıktığını belirterek, bu şirketlerde hisseleri bulunanlar arasında Erdoğan’ın damadı Beraat Albayrak ve eniştesi Ziya İlgen’in de bulunduğunu ifade etti.
CHP İstanbul İl Örgütünde basın toplantısı düzenleyen Aykut Erdoğdu, enerji yolsuzluğuyla ilgili Sayıştay raporları ve yaptıkları araştırmaları basınla paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınlarının içinde olduğu şirketleri tespit ettiklerini açıkladı. Bu şirketler arasında Erdoğan’ın damadının hisse sahibi olduğu belirtilen Power Trans, eniştesi Ziya İlgen’in hisse sahibi olduğu Ar Enerji şirketi yer alıyor.
'DAMADI VAR ENİŞTESİ VAR'
Erdoğdu, ayrıca aralarında Arkgaz, Ar Enerji, CIG Petrol, Ay Yıldız Holding gibi şirketlerin adının geçtiği ve sonucunda Zirve Holding AŞ ile sonuçlanan bir dizi şirket kuruluşu ve hisse devirleri yapıldığını belirterek Berat Albayrak, Remzi Gür, Fatih Baltacı, Fettah Tamince, Cemal Kalyoncu gibi birçok dosyada karşılarına çıkan isimlerin adının geçtiği bu operasyonlar sonucunda Recep Tayyip Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’in de adının karıştığını kaydetti.
Ziya İlgen’in Kalyoncu ailesine ait Ar Enerji Şirketinin hisselerin yüzde 50’sini aldığını ve daha sonra Ar Enerji Şirketini Zirve Holdinge devrettiğini belirten Erdoğdu, Ar Enerji Şirketinin aynı zamanda Azebaycan şirketi olan Socar’ın Türkiye şirketinin hissedarların arasında yer aldığını söyledi.
Erdoğdu, Ziya İlgen’in ortağı olduğu Ar Enerji Şirketi ile ortak edilmesi karşılığında Azerbaycan doğal gaz ve petrol şirketi olan Socar’a çok önemli avantajlar sağlandığını belirterek kamunun nasıl zarara uğratıldığını şöyle anlattı: “2001 yılında Azerbaycan’la yapılan Doğalgaz Alım Anlaşması hükümleri Türkiye aleyhine değiştirilmiş ve Türkiye 1.5 yıl için 1.4 milyar dolar fiyat farkı ödemek zorunda kalmıştır. Bu anlaşma 20 yıllık olup Türkiye doğal gaz fiyatlarına bağlı olarak toplamda 10 milyar dolara yakın zarar ettirilmiştir. Yapılan değişiklikle Türkiye’nin gaz ihraç hakkı da elinden alınmış ve bu durum “al ya da öde” koşulu dolayısıyla Türkiye’yi 4 milyar dolara yaklaşan bir yükümlülük altına sokmuştur. Nabucco projesi sonrası ortaya atılan TANAP projesinde BOTAŞ’ın yurt içinde 11 dolar maliyetle taşıdığı gaz taşıma hakkı Socar-BP-BOTAŞ ortaklığında kurulan Şirkete ortalama 90 dolar birim maliyet üzerinden verilmiş ve 15 yıllık bu anlaşma dolayısıyla yıllık 500 milyon dolar anlaşma dönemi boyunca yaklaşık 7.5 milyar dolar kamu zararı oluşmasına sebep olunmuştur.”
'BOTAŞ ZARARA UĞRATILDI'
Socar’a verilen imtiyazlar nedeniyle kamu kuruluşu olan BOTAŞ’ın nasıl zarara uğratıldığını açıklayan Erdoğdu, sözlerine şu şekilde devam etti: “BOTAŞ Türkiye’de 1000 metreküp gazı 11 dolara taşıyan bir kamu şirketi. Ancak TANAP’ta BOTAŞ Azeri gazını aynı paraya taşıma yetkisine sahip değil. Ayırca BOTAŞ bu gazı Eskişehir’den önce de boru hattından çekemiyor. Eskişehir’de gazı hattan alıp yurt içine vermek istediğinde BOTAŞ’ın 1000 metreküp gazı taşıma maliyeti minimum 79 dolara geliyor. Aynı şeyi Edirne’de yapmak istediğinde bu rakam minimum 103 dolara yükseliyor. BOTAŞ’ın kendi hattından 11 dolara taşıyabildiği gazı bu proje nedeniyle ortalamada 90 dolar civarında ilave maliyetle taşıması söz konusu. Ayrıca bu maliyet, 15 yıl boyunca her yıl yüzde 1 oranında artırılacağına dair hüküm dolayısıyla sabit de değil. Hesaplamalarımıza göre TANAP’ta 15 yıl boyunca yılda 6 milyar metreküp doğal gazın taşınmasına BOTAŞ fazladan 7.5 milyar dolar para ödeyecek.”
'BU ORTAKLIKLAR ARAŞTIRILSIN'
Tespitlerinin dedikodu olmayıp belgelere dayandığını ifade eden Erdoğdu, “Telekom, imar işleri, TÜRGEV, enerji işlerine baktığınızda ve bazı isimler var iş dünyasında. Bu isimlerin Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcisi olduğu söyleniyor. Ve Türkiye’deki en önemli işlerin altında bu şirketler çıkmaktadır.
Kalyoncu şirketinin hissesinin yarısının Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu yönünde bize söyleniyordu. Ziya İlgen üzerinden yüzde 50’lik hareketlere baktığımızda bu söylentinin doğru olması yönünde çok ciddi tespit ve delillerin ortada olduğu. Eğer İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 17/25 Aralık dosyasını kapatmasaydı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde AKP grubu Meclis soruşturmasını kapatmasaydı bu konuda net bilgi sahibi olacaktık. (HABER MERKEZİ)