IŞİD operasyonunda ölenlerden 5'inin kimlikleri belirlendi
Diyarbakır'da IŞİD üyelerine yönelik yapılan operasyonda öldürülen 7 kişiden 5'inin kimlikleri belirlendi. Serhat S. Ergün G., Sıddık B., Veysel A. ve Cahit Ö. isimli kişilerin Bingöl nüfusuna kayıtlı olduğu ortaya çıktı.
Diyarbakır'da 26 Ekim Pazartesi günü IŞİD üyelerine ait hücre evlerine yapılan ve 2 polis ile birlikte 7 IŞİD üyesinin hayatını kaybettiği operasyonlarda 19 çete mensubu yakalanmıştı. Bu operasyonun devamında polisler, ikisi kadın 3 IŞİD üyesini daha yakaladı. Baskında öldürülen IŞİD üyelerinden 5'inin kimlikleri belirlendi. Kimlikleri tespit edilen Serhat S. Ergün G., Sıddık B., Veysel A. ve Cahit Ö.'nün Bingöl nüfusuna kayıtlı olduğu öğrenildi.
Suriye'de canlı bomba eğitimi aldıkları kaydedilen bu IŞİD üyelerinden birinin Suriye'nin Rakka kentinde 'idam ve infaz emri veren kadı', diğerinin de "Telabyad komutanı" olduğu belirlendi.
CANLI BOMBA KENDİNİ PATLATMIŞ
Operasyonda kendisini patlatarak 2 polisin ölümüne yol açan canlı bomba ile yanında bulunan ve parçalanarak ölen diğer IŞİD üyesinin kimlik belirleme çalışmaları ise sürüyor. Yüz tanıma sistemiyle bilgilerine ulaşılmaya çalışılan 2 canlı bombanın da Türk olduğu tahmin ediliyor.
Kimlikleri tespit edilen IŞİD üyeleri arasında daha önce IŞİD’in canlı bombaları olarak aranan kişilerin bulunmadığı da belirtildi.
Ölü ele geçirilen ve sağ yakalanan IŞİD mensuplarının yine Ankara'daki gibi mitingleri hedefledikleri bilgisi mevcut. Polisin operasyon sonrası evlerde yaptığı aramalarda ele geçirilen silahların yanı sıra kendilerine öğrenci görünümü veren IŞİD mensuplarının bu silahları taşımak için kitapların içlerini oyduğu da tespit edildi.
HÜCRE EVLERE KOMŞULAR ANLATIYOR
Huzurevleri 47'nci Sokak'ta oturanlar hücre evinin önünden geçerken bazı pencerelere takılan siyah perdelerin dikkatlerin çektiğini dile getirdi. Hücre evinin hemen yanındaki bahçeli evde oturan Özen ailesi çatışma gecesi yaşadıkları korku dolu anları anlattı. Komşularından şüphelenmediğini belirten 7 çocuk babası Mehmet Özen, evde 4 kişi bulunduğunu, bunların arasında küçük yaşta bir çocuğu da gördüğünü söyledi.
Hücre evinde oturanların eve taşındıktan sonra evin etrafını brandayla kapattıklarını belirten Mehmet Özen, şunları anlattı:
"Branda gerilince irtibatımız kesildi. Geldikleri gün ben gidip 'Hoş geldiniz. Ben yan tarafta oturuyorum' diye tanıştık. Daha sonra ben görüşemedim. Brandayı bizim antenimizin üzerine geçirmişler televizyonumuz kanalları göstermeyince eşim onlarla görüşüyor. Hanım onlara brandadan dolayı televizyon kanallarının çekmediğini belirtmiş. Onlar da 'Hayır çekmesi lazım' diyerek cevap vermiş. Hanıma uydu anten tamircisiyle konuşacaklarını söyleyince o da 'Konuşun' demiş, tamirci brandadan kaynaklandığını söyleyince brandayı bizim antenin üzerinden çektiler. O olaydan sonra onları bir daha görmedik. Yalnız gece özellikle sesler geliyordu. Kürek, kazma, su sesi geliyordu biz de bahçeyle uğraştıklarını düşünüyorduk. O düşünceyle de pek umursamadık."
Çatışma gecesi polisin eve gelerek can güvenliği olmadığı için evi boşaltmaları konusunda uyarı yapıldığını belirten Mehmet Özen, "Saat 03.00-04.00 sıralarında buraya saldırdılar. Biz ne olduğunu anlamadık yine de saklandık. Polisler bizim eve girip bizi dışarı çıkardı. Bizim evden karşı tarafa ateş ediyorlardı. Polis bize yan evde canlı bomba olduğunu, 9-10 kişi olduklarını söylediler. Ama sanırım bu evden 3 veya 4 kişi çıktı" dedi.
'IŞİD'LİLERE BENZEMİYORLARDI SAKALLARI YOKTU'
Mehmet Özen'in kızı, 18 yaşındaki Seher Özen hücre evinde 3 kişi gördüğünü anlatırken, "IŞİD'lilere benzemiyorlardı. Sakalsızlardı. Evde hiç kadın yoktu ilk taşındıklarında bir kadın gelip evi temizledi. Daha sonra o evde kadın görmedik. Onları birkaç kez pazar arabasıyla gördüm. Bizimle hiç konuşmadılar. Zaten bahçe duvarını brandayla kaplamışlardı onları göremiyorduk. Olay gecesi bahçeden birinin atladığını gördüm, koşarak gidip bir süre sonra geri geldi. Bir gün boru taşıdıklarını gördüm normal çelik kalın borular. Işıkları bile hep kapalıydı" dedi. (HABER MERKEZİ)