28 Ekim 2015 13:22

Gençlik ve Liderlik Zirvesi: gençliğin umut pazarı

Bu zirve bir şeyi çok net anlamamı sağlıyor; kapitalizm gelece ğini kotarmak için gençlerin umutlarını kullanıyor. Kendi oluşturdukları adaletsiz sistemde, onların ismi adına en çok koşturanın, lider olacağını açıkça belirtiyorlar. Kuklamız olun, maskeler takın, biz de sizlere, sizi en iyi şekilde yaşayacak parayı, mevkii verelim diyorlar.

Paylaş

Bilgesu KİPER
Kartal Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi
İstanbul

Kapitalizm kendi reklamını nasıl, ne üzerinden yapar? Sorusunu sormuştum kendime. Yanıtını bulmam da çok gecikmedi.  Yakın zamanda katılımcısı olduğum ve İstanbul Gençlik Platformu’nun büyük holdinglerle anlaşmalı olarak düzenlediği Gençlik ve Liderlik Zirvesi bu sorunun yanıtını gösterebilecek bir içeriğe sahipti. Konuşmacılar, günümüz gençliğinin ‘idol’ kabul ettiği , günümüz ‘büyük’ insanlarından oluştukları için özellikle eğitim seviyesiyle göz önünde olan liselerde çok fazla reklamı yapıldı bu buluşmanın. Benim okulumda yüzden fazla öğrenci buraya katılmak için başvuru yaptı. Fakat içinde benim de bulunduğum, 15-20 kişilik bir grup kabul edildi. Ben de kapitalizmin günümüz temsilcilerinin ‘farklı olun’ çağrıları altında gençlik üzerinden kar sağlama politikasına tanık olabilmek için koşa koşa gittim bu zirveye.
4 SAATLİK PROFESYONEL TİYATRO
Caddebostan Kültür Merkezi’nin önünde, liseli olmalarına rağmen holding toplantısına gelmişçesine ‘şık’ giyinmiş kadın ve erkeklerin bizleri karşıladığını görüyorum ilk önce.  Salona girdikten sonra arkadaşlarım gelene kadar bana gösterilen yere oturuyorum. Yanıma İstanbul Gençlik Platformu üyesi iki öğrenci oturuyor. Bir tanesi giydiği takım elbisenin içinde yetkin imajı yaratıyor. Biri kadın biri erkek iki arkadaşımın aralarındaki konuşmaya kulak misafiri oluyorum. Koç Lisesi öğrencisi ikisi de. Yaşlarımız aynı, yaşadığımız yer aynı, ilgilerimiz, izlediklerimiz, okuduklarımız da aynı olmalı. Ama görünümümüz alabildiğine farklı. Elime tutuşturulan İstanbul Gençlik Platformu katılım başvuru kağıdımı da alıp sınıf arkadaşlarımın yanına geçiyorum ve dört saatlik profesyonel tiyatroyu izlemeye başlıyorum.
RAKİPLERİNİ ELE!
İlk konuşmacı Kibar Holding CEO’ su. Kürsüye çıkıyor ve iş hayatına atılırken diploma puanımızdan çok sosyalliğimizin ön planda tutulacağını anlatıyor bize. Kendimize güvenimizin çok yüksek olması gerektiğini, umutlu olmamızı ve gözlerimizin daima parıldaması gerektiğini söylüyor. Çok rakibimizin olduğunu ve rakiplerimizi eleme yöntemimizin kendimize güven olduğunu söylüyor. Konuşmasının sonunda ise neden Kibar Holding de staj yapmamızın bizim yararımıza olacağını anlatıyor ve alkışlarla uğurlanıyor.
GENCİN DOSTU MU GELECEĞİMİZİN DÜŞMANI MI?
Zirvenin ortasında, büyük buluşmanın asıl amacını ortaya döken sahne oynanıyor. Katılımcı şirketler 750 gencin önünde ‘Genç ve Toplum Dostu Şirketler’ sözleşmesi imzalıyorlar. Sözleşmenin amacı; bundan sonra beraber çalışacakları bireylerde sadece akademik başarıyı değil, toplumsal alanda yapılan çalışmaları ve bireylerin ülkeleri için sağladığı faydaları da bir kriter olarak gördüklerini kamuoyuna duyurmak.
SABIR TAŞI OLSA ÇATLAR
Kürsü sırası, benim kadın olmasından dolayı konuşmasıyla ilgili büyük beklentilere sahip olduğum TEMA yönetim kurulu başkanında. Fakat o da diğer ‘büyük’ liderlerden farklı olmayan ‘kendi maksimumuna ulaş’ temalı bir konuşma yapıyor. Türkiye’de kadın olmanın zorlukları ile ilgili konuşmasını istiyorum ve bunun hakkında bir soru yöneltildiğini duyuyorum. ‘Sabırlı olarak üzerimden ki baskıyı aştım. ‘ diyor ve biz kadın öğrencilere de sabırlı olmamızı öneriyor. Psikolojik, fiziksel tacize uğrarken, yaşadığımız her semtte, tüm meslek dallarında, her üniversitede ve lisede cinsiyet ayrımı ile karşılaşırken bulduğu çözüm sabırlı olmak. Buradan da umduğumu bulamıyorum.
ZİRVENİN BİZE ANLATTIĞI
Bu zirve bir şeyi çok net anlamamı sağlıyor; kapitalizm geleceğini kotarmak için gençlerin umutlarını kullanıyor. Kendi oluşturdukları adaletsiz sistemde, onların ismi adına en çok koşturanın, lider olacağını açıkça belirtiyorlar. Kuklamız olun, maskeler takın, biz de sizlere, sizi en iyi şekilde yaşayacak parayı, mevkii verelim diyorlar. Geleceğimiz hakkında fikir beyan etme hakkına sahip olmayan bizler ise iyi yaşamanın tek yolunun onların yolu olduğuna inandırıyoruz kendimizi. Sözde ‘rakiplerimizin’ üzerlerine basarak kalın duvarlardan bir kuyu örüyoruz bireyselliğimizin etrafına.
BİZİM ZİRVEDEN ANLADIĞIMIZ
Bir şeyi daha anlıyorum umutlarımızın gelecek hayallerimizin kapitalistlerin oyuncağı olmasına izin vermemiz gerektiğini. Nasıl mı yapacağız? Rakip dedikleri, üstlerine basıp geçin dedikleri oysa geleceğimizin, sorunlarımızın, taleplerimizin aynı ve kurtuluşumuzun ortak olduğu arkadaşlarımızla birleşip mücadele ederek. Üstelik bunu yapmak için liseli CEO’lar olmamıza gerek yok. Kendimiz olalım ve onların da dediği gibi kendimize güvenelim. En çok da bir araya geldiğimizde elde edeceğimiz güce!


BÜYÜYÜNCE HEPİMİZ CEO OLACAK MIYIZ?
İkinci olarak Akkök Holding CEO’su konuşuyor. O sıralarda ön sıralardan bir arkadaşımın sorusu neşelendiriyor beni. ‘Büyüyünce CEO olacağım ben, ne yapmalıyım?’ diye soruyor. Sanki her olacağım diyen şıp diye olabiliyormuş gibi. ‘Ben özel bir şey yapmamıştım.’ cevabını alıyor... Doğuş Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Marsh&Mclennan Türkiye CEO su sıradaki konuşmacılar. Şirketlerini örgütlenme seviyelerinin yüksekliği ve çalışanlar arasında dayanışma ile övüyorlar. Bu insanlar arkadaşlıklarını ve dayanışmayı para üzerinden kuruyorlar... Sivil toplum kuruluşları aracılığı ile topluma katabileceklerinden bahsediyorlar.Sonra sivil toplum kuruluşlarında yer almanın kariyere katkılarını anlatarak ikiyüzlülüklerini burada da kanıtlıyorlar. 
 

 

ÖNCEKİ HABER

Oylarını barış için HDP’ye verecekler

SONRAKİ HABER

Yaşıyoruz, çalışıyoruz ama insan gibi değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa