Diyarbakırlılar: AKP savaş ve tehditle oy aldı
Hasan AKBAŞ
Fırat TOPAL
Diyarbakır
7 Haziran seçimleri sonrası büyük bir savaş ve yıkımın yaşandığı Bölge’de AKP’nin seçimlerde oyunu artırmasını Diyarbakırlılara sorduk. Yaşanan ölüm ve büyüyen savaş konseptinin karşısında halkın kaygı duyarak, ‘ sırf ölümler olmasın’ diye AKP’ye oy verdiğini söyleyen yurttaşlar, biran önce çözüm sürecine dönülerek Kürt sorununun çözümü için AKP’nin adım atmasını istedi.
Bölge’de neredeyse her gün çatışma ve ölüm haberleri gelmiş ve bilhassa da 7 Haziran seçim sonuçlarının ardından tam anlamıyla bir savaş süreci yaşanmaya başlanmıştı. Koalisyonun kurulamamasının ardından büyüyen çatışmalı ortamın AKP’nin oylarını bölgede 7 Haziran’a nazaran artırdığı görüldü. Tüm bu tabloyu ve seçim sonuçlarını Diyarbakır’da yaşayan yurttaşlara sorduk.
‘İNSANLAR DAHA FAZLA ÖLÜM OLMASIN’ DİYE OY VERDİ
Ruhi Ecer adlı genç, AKP’nin korku ve baskı politikasını bölgede hakim kılarak, “Bana mecbursunuz, çözümü ben yaparım, yoksa kaos olur” tehdidi ile oylarını artırdığını belirtti. Ecer, “İnsanlar savaşın büyümesinden korkarak, ‘ölümler olmasın’ diye oy verdi. Açıkçası korkudan oy verildi diye düşünüyorum” diye konuştu. Bu baskı ve tehditlerin sandıklarda da görüldüğünü söyleyen Ecer, “Okulların önlerindeki zırhlı araçların, özel harekât polislerinin olması dahi bir mesajdı” dedi. AKP’nin Batıya yönelik, milliyetçi söylemleri ve seçimlerde milliyetçi kesimlerden oy alması sebebiyle çözüm sürecine dair bir beklentisinin olmadığını ifade eden Ecer, çözüm sürecinin devam etmesini istediğini de söyledi. Çözüm sürecinin AKP’nin ülkedeki huzuru yeniden sağlayabilmesi açısından önemli olduğunu belirten Ecer, “AKP’nin zaman kaybetmeden adım atması lazım” diye konuştu.
KCK EYLEMSİZLİK İLAN ETMESEYDİ SAVAŞ BÜYÜRDÜ
İbrahim Erci de, AKP’nin bölgede yarattığı savaş politikaları nedeniyle büyük bir korku ve kaygı saldığını, bunun etkileri olarak bölgede oy verildiğini söyledi. “Milliyetçi oylar için bir savaş sürdürüldüğü söylendi ama ben daha çok Kürt halkını korkutmak ve tehdit olarak algılamıştım” diyen Erci, sonuçları, “AKP geliştirdiği ölüm ve savaş politikalarını iyi işleterek hem Küt halkını korkutup hem de milliyetçi oyları elde etti” şeklinde yorumladı. AKP’nin Bölge’de bir kazanım elde etmediğini böyle görülmemesi gerektiğini ifade eden Erci, “Eğer bu savaş tarzına karşın KCK eylemsizlik ilan etmeseydi daha büyük bir savaş yaşanırdı. Bu kendileri için ölümler olmasın diye halk tarafından verilen bir mesajdır” dedi. Çözüm sürecine dönülmesine dair umudunu koruduğunu ifade eden Erci, “Ancak bu tek başına AKP’nin yapacağı bir şey olacaksa zaten o bir çözüm süreci olmaz. Bu konuda tüm partilerin bir araya gelerek yasal zemin için mutabık olmasıyla mümkün olur. Bu saatten sonra yapılması gereken böyle bir ortamın oluşturulması ve müzakerelere dönüştür” dedi.
Esnaflık yapan Seyat Avcı ise, 7 Haziran’da diktatörlüğe ve başkanlığa soyunan bir iktidara cevap verildiğini ancak bu cevaba AKP’nin ise savaşla yanıt verdiğini söyledi. Bu savaş halinin AKP’yi tek başına iktidara taşıdığını belirten Avcı, AKP’nin, “Bir kazanım elde ettim. Benim politikalarım doğrudur. Halk benim gibi düşünüyor” şeklinde bakmadan bundan sonra daha kapsayıcı çözüm odaklı yaklaşması gerektiğini söyledi.
‘SAĞLIKLI BİR ÇÖZÜM OLMAZSA KOPUŞLAR YAŞANIR’
Bu seçimlerde verilen mesajın daha anlaşılır olduğunu söyleyen Avcı, “Eğer çözüm odaklı bir adım olmazsa bu ülkenin huzurunun bozulması anlamına da gelmesi demektir. Bu da koşulsuz olanların sorumluluğunun AKP’de olması demektir. O nedenle artık daha çözüm odaklı davranmaktan başka çareleri yoktur” diye konuştu. AKP’nin çözüm sürecini de sağlıklı yürütmek için biran önce hazırlıklara başlaması gerektiğini belirten Avcı, “Eğer sağlıklı bir çözüm olmazsa ayrılıklar kopuşlar yaşanır. Bunların olmasını Kürt halkı istemiyor. Biz et tırnaktan ayrılsın istemiyoruz. O nedenle dediğim gibi çözümden başka seçenek çıkmamıştır bu seçimde” şeklinde değerlendirdi.
‘ŞEFFAF BİR ÇÖZÜM SÜRECİ DEVREYE GİRMELİ’
Diyarbakır’a gezmeye gelen Burdurlu Ali Eser adlı yurttaş da, ilk defa Diyarbakır’a geldiğini ve olağanüstü durumların yaşandığı bir ortamda seçime girildiğini söyledi. Bu tablo sonucu seçim sonuçlarında partilerin bir kazanım tanımında bulunamayacağını belirten Eser, siyasetin işleyişinin belirleyici olacağını söyledi. Çözüm sürecinin deveye girmesi gerektiğini söyleyen Eser, patilerin kendi çıkarlarını bir kenara koyarak birlikte yapılmasından yana olduğunu söyledi. “Eğer bir çözüm süreci olacaksa bu şeffaf ve halka bilgi verilen şekilde yapılmalıdır. Hiç bir perde arkası görüşmenin olmadığı şekilde yürütülmelidir” dedi.