SINIRLARIN ÖTESİNDE: Sendika kadına yarıyor

Hazırlayan: Müslime Karabatak
Amerika’da kamu çalışanlarının büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor; öğretmenler, hemşireler, belediye çalışanları gibi toplumun sağlığı, eğitimi ya da toplum düzenini sağlayanların yarısından çoğu kadın. Aynı zamanda sendikalı kamu çalışanları içerisinde de çoğunluk kadınlarda. 
Ulusal Kadın Hukuku Merkezi’nin yayınladığı son analizde, sendikalı kamu çalışanı kadınların sendikasızlara göre çok daha iyi koşullarda çalıştığını gözler önüne seriyor. “Kamu Emekçileri Sendikaları Kadınlara Ekonomik Güvenlik ve Eşitlik Sağlıyor” adlı analize göre, kamu sektöründe sendikalı çalışan kadınlar sendikasız olanlara göre yüzde 24 daha fazla ücret alıyor. Bu da ücretlere yansıyan cinsiyet eşitsizliğini sendikalı çalışan kadınlar için yarıya indiriyor. Sendikasız kadınlara işveren tarafından sağlık sigortası yüzde 62 oranında yapılırken, sendikalı kadınlar işverenin karşıladığı sağlık sigortasına yüzde 78 civarında erişebiliyor. Bunun yanında, kadınlar kamu sektöründe yüzde 55.1 oranında sendikalaşırken, diğer alanlarda sendikalaşma oranları yüzde 50’nin altında. 

UTANMA, SIKILMA, EMZİR…
Hatırlarsanız geçtiğimiz sene Londra’daki bir otelde bebeğini emziren bir kadından bebeğini ve memesini bir peçeteyle örtmesi istenince bir grup bebekli anne otelin önünde “emzirme eylemi” düzenlemişti. 40’a yakın kadın eylemlerinde ne bebeklerini ne de memelerini saklamayı kabul etmişti. 
Aynı şekilde Emily Slough adlı bir kadın, alışveriş sırasında bebeğini emzirmek için bir köşede otururken gizlice fotoğrafı çekilmiş ve sosyal medyada “sürtük” etiketiyle paylaşılmıştı. O fotoğraf ve yazıyla karşılaşan Slough, bu olayı kendisi ve onun durumunda olan diğer kadınların lehine çevirmeye çalışmış ve sosyal medyada görünür olan bir kampanya başlatmıştı. Gizlice çekilen o fotoğrafı gururla kendi sosyal medya hesabında paylaşmıştı ve aldığı yüzlerce beğeni ve yorumların çoğu kadınların bebeklerini özgürce emzirmesini desteklerken, bir kısım insanlar da Slough’a neden bir umumi tuvalette falan emzirmediğini sormuştu. 
Bunlar geçtiğimiz yıl yaşanan örneklerdi. Geçtiğimiz ay ise İngiltere’de hükümet tarafından kadınların kamusal alanlarda rahatça emzirebilmeleri için Start4Life (Yaşam için Başla) adlı ulusal bir kampanya başlatıldı. İngiltere Kamu Sağlığı Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre, kadınların yüzde 21’i toplum içinde emzirmek istemiyor, emziren kadınların üçte biri ise utandıklarını ifade ediyor. Aslında Start4Life kampanyası için yapılan anket toplumun yüzde 72’sinin kadınları bu konuda desteklediğini gösterirken, 10 kadından 6’sının emzirmek için gizli alanlar bulma çabası içinde olduğuna dikkat çekiyor. Start4Life kampanyası, kadınların bebeklerini emzirirken utanmalarının önüne geçmek, kadınlara emzirme konusunda destek olmak ve onları bilgilendirmek gibi amaçlarla başlatıldı. Uzmanlar da yaşanan endişe ve rahatsızlığın emzirmeyi engellememesi gerektiğini savunuyor ve bu kampanyayı destekliyor.

NEPAL’DE İLK KADIN BAŞKAN
Nepal’de, 2008 yılında 240 yıllık monarşiyi bitirerek cumhuriyetin gelmesinde en önemli rol oynayan Nepal Komünist Partisi (Birleşik Marksist-Leninist)’in başkan yardımcısı Bidhya Devi Bhandari, oyların çoğunluğunu alarak ülkenin ilk kadın başkanı oldu. Kadın hakları konusunda uzun yıllar mücadele veren Bhandari’nin gelişiyle kadınlarla ilgili yasal düzenlemeler de hızla parlamentonun gündemine alındı. Bhandari’nin hazırladığı ve kabul edilen anayasa taslağına göre, parlamento üyelerinin üçte birlik kısmının kadınlardan oluşması ve ülke başkanı ya da başkan yardımcısının en az birinin kadın olması zorunlu koşuluyor.